Sesli Makale

19 Eylül 2015

NTV’ye şapka çıkarmak lâzım, gerçekten de bu işi çok iyi yapıyor!

Tarafsız “kıvamlı” taraflı yayınlarda son derece başarılı.

“Yorumcu” seçmekte çok mahir NTV…

 AK Parti’yi vurmak için “yorumcu” olarak kullandığı “muhafazakârlar”ın bir şekilde Sayın Erdoğan ile dertleri var, kişisel beklenti ve hırsları ön plânda, her kritik durumda “özeleştiri” kavramının ardına gizlenerek “bünyeyi vurmaya” teşne zatlar.

“Kimin arabasına binse, onun düdüğünü çalar” ruh hâlinde, gayet ezik!..

Koyu AK Parti karşıtlarının da, “ılımlı” görünenlerini seçiyor NTV.

Bu tipler de son derece usta; iğneyi batırmazdan önce “uyuşturucu” kullanmayı iyi biliyorlar!

•

NTV’nin bir önceki Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül’ü, hem de 1 Kasım genel seçimine yaklaştığımız bu kritik süreçte, üstelik  tam da “paralel yapının iş dünyası ayağına dönük operasyonlar” gündemdeyken ekrana çıkmaya “ikna” etmesi gerçekten büyük başarıydı!

Sayın Gül’ün bu canlı yayına çıkmakla ilâve prestij elde etme ihtimali yoktu ve ağzından çıkacak cümlelerden bazılarının AK Parti, bilhassa da Sayın Erdoğan’ı vurma yolunda kullanılma ihtimali de çoktu.

Sayın Gül, Murat Yetkin’den çıkan “kasıtlı” sorulara dikkatli cevaplar vermeye gayret etse de…

Dediklerinin vaktinde kendisini hedef alan “Tehlikenin farkında mısınız?” korosu ve paralel medya tarafından “istismar” edilmemesi mümkün değildi.

Nitekim olan da bu; bir kısım medya ve o medya ile organize bir şekilde hareket eden paralelciler, Sayın Gül’ün sözlerinden işlerine yarayan bölümleri öne çıkartmak suretiyle işlerini görmüş oldular!

Sayın Gül’ün “Çok vergi ödüyorlar ama kimse de dokunulmaz değildir!” yollu sözlerinden bir bölümünü öne çıkarmak suretiyle paralel operasyonların tamamen “haksız” olduğu, ülkesine- milletine faydalı zatların bu operasyonlarla “incitildiği” yönünde bir algı oluşturmaya çalıştılar.

Paralel yapı bu işlerde çok mahir; bir yandan Sayın Gül’ün sözlerini amaç doğrultusunda kullandı, diğer yandan da baskı altında tutmak için sosyal medya organizasyonları ile “Gül, Erdoğan tabanını karşısına almamak için uğraştı” algısını oluşturmaya çalıştı!..

Öte yandan…

Bir kısım medya ile paralel medyanın el ele vererek Türkiye’yi eloğluna jurnallediği bu süreçte, Hürriyet’in bir camının gösteri sırasında çatlamasından “facia algısı” üretmeye çalıştıklarını biliyoruz.

Cumhuriyet gazetesinin başındakine yönelik hukuki süreç de, bu çerçevede sunuldu iç ve dış kamuoyuna…

Sayın Gül’ün bu algı operasyonuna “hizmet tuzağı”na düşürmeyi hedefleyen sorularla karşı karşıya kalacağı belliydi.

Öyle oldu.

Sayın Gül bu sorulara istismara müsait cevaplar vermemek için elinden geleni yaptı ama karşı tarafın niyeti belli olduğundan bu cevaplar da amaç doğrultusunda kullanıldı.

Hürriyet- Cumhuriyet ağırlıklı sorulara muhatap olduğunda farklı kesimlere yönelik saldırılara dikkat çekebilirdi Sayın Gül…

Mesela, Akit gazetesi her dönemde şiddet eylemlerine muhatap oldu, bombalı saldırılar, keleşli saldırılar hep bizi buldu!..

Son olarak Akit merkez binasının neredeyse bütün camlarının inmesine, araçlarının parçalanmasına, personelinin darp edilmesine varan saldırılara muhatap olduğunu hatırlatabilir…

Bir camları çatladı diye ortalığı ayağa kaldıranların bu saldırılar karşısındaki sessizliğine vurgu yapabilirdi Sayın Gül.

Böyle yapsaydı, “Hak”kı haykırmış, karşı tarafı kızdırmış olurdu.

Sayın Gül, sık sık “cesaretin” öneminden bahseder…

Böyle yapsaydı çok daha cesur, çok daha objektif davranmış olurdu.

Hem Akit’e hem de Hürriyet’e yapılan saldırıları kınamak çok mu “apolitik” olurdu bilemem!..

“Reelpolitik” denilen buna engel mi?

Ben bu işlerden pek anlamam; tavrım haksızlığa uğrayana sahip çıkmaktır.

Sayın Gül’e de, “aile boyu” hakaretlere uğradığı günlerde nasıl sahip çıktığımızı herkes unutsa, arşivimiz hatırlatır!..

•

Evet, NTV çok marifetli.

1 Kasım öncesinde güzel iş çıkarttı!

Ne var ki sonuca ulaşmaları mümkün değil.

Sayın Gül’ü onların “insafına” terk etmeyiz!

YeniAkit