Sesli Makale

Tamamı yukarıda başlıktır.

Trump, 'üst aklın' Ankara'ya cevabıdır!

Yeni dönemin 'yıldız haritası' bu.

Soros ve bir kaç “establishment tetikçisi”nin tasfiye edileceği de anlaşılıyor...

Avrupa'dan Kafkaslar'a uzanan 'renkli devrimlerin', Gezi'lerin, “evde” ortaya çıkması zaten tahliye demek.

Trump'ın seçilmesini anlamadan sokaklara sürülen akla eklemlenenler de öğütülecek.

KÜRESEL KURUCULAR VE ABD MÜESSES NİZAMININ SAVAŞI…

Bu durumda, küresel politika kurucular ile Amerikan müesses nizamı arasında bir kırılmadan hatta çatışmadan bahsedilebilir mi?

Sistem, 'artık el almazlar'la minik rüşvetler karşılığında vedalaşabilirse, hayır. Örneğin Ortadoğu'nun bir kısmında 'yürütmeyi' Pentagon'a bırakacaklar gibi...

Aksi halde?

Kimin kazanacağını kestirmek için 'büyük bilgi' gerekiyor...

Bir tasfiye/intikam süreci zaten yaşanacak ama askeri-sivil bürokrasiyle sınırlı mı kalacak yoksa Facebook büyük dijital katliamı sırasında yaratıcısını öldürmesi türünden bulaşıcı mı olacak bilinmez. ('Facebook Just Accidentally 'Killed' a Bunch of People, Including Zuck', 12/11, NBC.)

NATO, ABD'Yİ Mİ TEHDİT EDİYOR!?

Keza, NATO'nun, Genel Sekreter Jens Stoltenberg'in ağzından ABD'yi uyarması ne demek? ('NATO'dan Trump'a uyarı', 13/11, Hürriyet.)

NATO kim ki zaten?..

Trump'ın ABD'nin NATO'daki rolünü azaltacağına dair ifadeleri, Avrupa ülkelerini Batı savunması için 'pamuk eller cebe'ye davet.

Bu tamam ve önemli ama..

İnsan kendine bağırır mı?

Öyle olsa, yine Stoltenberg'in, “Avrupa ve ABD arasındaki ortaklığı sorgulamanın zamanı değil” sözlerini ne yapacağız?..

ERDOĞAN-PUTİN-TRUMP DA BİR ÜÇGEN…

“Şimdi Türkiye için bir üst akıl vardı, o belli. Amerika için de bir üst akıl var. Burada, değerlendirmeler başta olmak üzere her konuda sabırlı olmakta fayda var”. ('AB'yi halka sorarız', 13/11, Yeni Şafak.)

Cumhurbaşkanı'nın bahsettiği “üst akıllar” aslında aynı...

Amerika'nın da üstünde bir akıl var ve hallice bir alanı kaplıyor...

Nasıl?

Mesela... 2'inci hatırlatma; “Dünyayı tehdit eden küresel finans kapitali yani ulus devlet anlayışını reddeden ve dünyayı neredeyse 500 devletli bir hale getirerek 'böl, parçala, kontrol et, savaştır, borçlandır, teslim al' mantığıyla kontrolü altında tutarak, yeraltı ve yerüstü kaynaklarını sömüren, milli devletleri reddeden güç merkezi, 'Obama-Putin-Erdoğan' denkleminden rahatsız oldu. Bu güçler Obama'yı yalnızlaştırma ve teslim alma noktasında adımlar attı. ABD'de de iç karışıklıklar üzerinden Obama'ya mesajlar verildi. Darbenin ilk hedefi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ortadan kaldırmak, ikinci etabı Putin'i tasfiye etmekti.” ('Ak Partili Külünk: 15 Temmuz küresel bir terör eylemiydi', 14/09, Sputnik.)

Yukarıdaki üçgende Trump, Obama'nın yerine daha çok oturuyor.. Üst akıl tüm taşları kontrol etmeyi yeniden deniyor...

Trump-Erdoğan ilişkisi ve “ulus devlet”e bakış farklı kurulacak.. Ama en çok, Türkiye tarafından Amerika'yı işaret ederek dünyanın gözünün sokulan “adalet/vicdan” davetine Ankara'dan bile çok icap edilebilir!

“Elinden alınabilir, öne geçilebilir” dahi yazabiliriz.

Fakat patent sahibi olduğundan, itmeden, kapsayarak...

ÇOK ULUSLU ŞİRKETLERİN ÖNÜNDE DEVLETLER DİZ ÇÖKÜYOR…

Seçimlerin ardından ABD'de çok satan bir kitap var. “Strangers In Their Own Land” (Kendi Toprağında Yabancı). Yazarı Arlie Russell Hochschild. CHP tipi bir akademisyen.

Düşünün, 5 yıl Cumhuriyetçi bir eyalette durumu anlamak üzere yaşıyor, sonunda Trump'ın nasıl kazandığına ilişkin yorumu şu; 1. Hile yaptılar, 2. Demokrat seçmen sandığa gitmedi. (Hak yemek istemem. Başka okumaları da var. Meraklısı için; 'Trump'a oy verenlerin hayal kırıklığı yakındır', 13/11, Hürriyet Pazar.)

“ - (Trump'ın seçilmesinden hareketle) Türkiye'de de toplumda derin bir yarılma var. Küresel bir sorunla karşı karşıya olabilir miyiz?

- Sizde de sağ hükümet işbaşında değil mi? BBC muhabiriyle konuşuyordum, İngiltere de benzer sorunlar yaşıyor. Bana kalırsa, küresel olarak başımıza gelen şeyin sebebi, çok uluslu şirketlerin ulusal hükümetlerden daha güçlü hale gelmesi. Bu yüzden de hükümetler, çok uluslu şirketler önünde diz çöküyor”...

Güzel.. Tarif ediyorlar. Adını koyamıyor ve networku şablona dökemiyorlar ama bozuk saatler günde iki defa doğruyu gösteriyor.

ÜST AKLIN BYLOCK'U NASIL KIRILIR?

Bu vesileyle yeni “etüt” başlatabiliriz!

Hem dünyada hem Türkiye'de, yüksek ticari beklentilerle, “mistik ve güçlü şüphe”yle parlatarak, yanlış “komplo teorisi” uygulamalarıyla “göz alan/kamaştıran” üst akıl tariflerini bırakıp, onu elle tutabilmeliyiz!

Mümkün ve şimdi zamanı...

Muhtemelen ilk kez “kendisi” sahaya inecek!

Ayın 15'inde meşhur Wall Street Journal gazetesi geleneksel “CEO Konseyi”ni topladı!

Düşünün ki, ABD Genelkurmay Başkanı bile, “büyük haritayı bütün kademeleriyle yakalamak” başlıklı brifing verdi! ('Dunford Discusses Leadership With Global CEOs', 17/11, ABD Genelkurmay resmi sitesi.)

Konu, “Küresel liderlikte büyük değişim ve ABD Başkanlık Seçimleri”ydi... ('2016 U.S. Annual Meeting,

Washington, D.C., 15-16/11, WSJ.)

Buradan başlayabiliriz.

Yenişafak
16 Kasım 2016