Kemal Kılıçdaroğlu yönetiminde politik olarak PKK/HDP çizgisine çekilen Cumhuriyet Halk Partisi’nin Özgür Özel döneminde kadroları PKK/DEM tarafından belirlenir hale geldi.
Özgür Özel, işbirliğinin açık ve şeffaf olacağını söyledikten sonra, medyadaki kendisi ve sözcüleri ortaya çıkan rahatsız edici tabloyu perdelemek için elinden geleni yapıyor. CHP ve PKK/DEM yöneticilerinin göstermelik rekabete dayalı sözde tartışmaları gerçeği gizleyemiyor. Artık mızrak çuvala sığmıyor. İstanbul’un Esenyurt, Mersin’in Akdeniz ve Toroslar ilçelerinde ortaya çıkan tablo CHP’nin nasıl tehlikeli bir yola girdiğini de gösteriyor.
KANDİL’İN MESAJI İLE CHP ADAYI ÇEKİLDİ
Başak Demirtaş’ın şantaj aracı olarak ortaya sürülmesinden sonra PKK terör örgütü yöneticisi Mustafa Karasu’nun 7 Şubat günü yaptığı ittifak açıklaması PKK/DEM ile CHP arasındaki Kandil uzlaşmasının yolunu açtı. Demirtaş aday olmayacağını açıkladı. 10 gün sonra da CHP Esenyurt’ta aday gösterdiği Ali Gökmen’i geri çekerek yerine 2015’te PKK/HDP’nin Van milletvekili aday adayı Ahmet Özer’i aday gösterdi.
PKK/DEM’İN ESENYURT MİTİNGİ
Esenyurt’ta aday çıkarmayan PKK/DEM, bu ilçedeki seçime verdiği önemi geçen hafta sonu yaptığı mitingle gösterdi. PKK/DEM’liler terör örgütü elebaşı Öcalan’ın posterleri ve PKK terör örgütünün sloganları eşliğinde yaptıkları mitingle sözde CHP’nin adayına desteklerini göstermiş oldular. CHP’nin adayı Ahmet Özer’in fikirleri ve tutumu da PKK/DEM’lilerden farklı değil. “Özerklik, Anayasa’dan Türk kelimesi ve TC Vatandaşlığı tanımının çıkartılması, PKK’lı teröristleri de kapsayan genel af, Kürtçenin resmi dil olması” gibi görüşleriyle Atatürk’ün kurduğu CHP’den çok PKK/DEM’li bir siyasetçi profiline sahip.
VATAN HAİNLERİ İÇİN UYDURUK TARİH
Önümde 2013’te yazdığı “Kürtler Cumhuriyet’e neden isyan etti?” isimli kitabı duruyor. Ahmet Özer, PKK için terör örgütü değil “PKK hareketi” ifadesini kullanıyor.
Kitapta Cumhuriyet’in ilanından sonra “Kürt İslam Devleti” kurmak için ayaklanan ve askerlerimizi şehit eden vatan haini Şeyh Sait isyanı, Ağrı ve Dersim isyanları üzerine değerlendirmelerde bulanan Ahmet Özer, uyduruk bir tarih yazımına girişmiş. Kitabının arka kapağında, terör örgütü PKK’nın da Şeyh Sait, Ağrı ve Dersim ayaklanmalarının devamı olduğunu şöyle anlatmış; “Milli mücadele döneminde Kürtler hem kendi mevzilerinde (Maraş’ta Urfa’da Antep’te işgale karşı kahramanca direnmiş hem de Çanakkale başta olmak üzere batıdaki savaş cephelerinde yer almışlardır. Bu süreçte Kürtlerin varlığı her daim dile getirilmiş Büyük Millet Meclisi’nde kendi kimlikleriyle yer almış, kendilerine muhtariyet sözü verilmiş, bu durum birçok yetkilinin söyleminde ve resmi belgede yer almıştır. Savaş bitip de Cumhuriyet kurulduktan sonra bu sözlerin hiçbiri yerine getirilmediği gibi, inkar ve asimilasyon politikalarına başvurulmuştur. Bunun üzerine Kürtler isyan etmiştir. Şeyh Sait ve Ağrı bu isyanlardan en önemlisidir. Bu iki isyan da bastırılmış, sıra Dersim’e gelmiştir. Dersimliler yapılan operasyona Seyit Rıza’nın önderliğinde direnmişlerdir. Bu direniş kanlı bir biçimde bastırıldıktan sonra 1960’lı yıllara kadar Kürtler sindirilerek Kürt meselesi adeta derin dondurucuya konulmuştur. 1968 gençlik hareketleriyle tekrar su üstüne çıkan bu sorun, inişli çıkışlı bir seyir izleyerek PKK’nın ortaya çıkmasıyla şiddetlenerek günümüze kadar gelmiştir.”
HER ŞEY İMAMOĞLU İÇİN
Hiç yorum yapılmamış
1654 kez izlendi
722 kez izlendi
486 kez izlendi
564 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.