Üzerinden tam sekiz yıl geçti. 253 şehit 2 bin 500’den fazla gazimiz canları ve kanları ile direnirken, yurtiçinde belli bir kesimin küçümsediği Türk milletinin milyonlarca evladı ilk kez bir 15 Temmuz 2016 gecesi darbe girişimini durdurdu.
O gece sadece Fetullahçı Terör Örgütü değil, arkasındaki güç olan, hala onu koruyan ve kullanan Amerika Birleşik Devletleri, soykırımcı İsrail ve Almanya dahil bazı Avrupa ülkeleri yenildi.
Yunan işgali zamanında bile düşmanın el süremediği Türkiye Büyük Millet Meclisi, içimizdeki vatan haini Fetullahçı Terör Örgütü mensupları tarafından F16’dan uçaklarıyla bombalandı. Türkiye Cumhuriyeti devleti böylesine kahpe bir terör örgütüne karşı hukuk içinde kalarak mücadelesini verdi ve hala veriyor.
705 BİN KİŞİYE FETÖ’DEN İŞLEM
Vereceğim rakamlar FETÖ ile mücadelenin büyüklüğünü ve hukuki yönünü gösterecektir. Bugüne kadar 704 bin 967 kişi hakkında yasal işlem yapıldı. 357 bin 204 kişi hakkında takipsizlik kararı verildi, 263 bin 117 kişi hakkında mahkemelerin verdiği kararların dağılımı şöyle; 125 bin 435 kişi ceza alıp mahkum oldu, 104 bin 334 kişi hakkında hükmün açıklanması geri bırakıldı,104 bin 334 kişi ise beraat etti. Halen soruşturması devam eden kişi sayısı 61 bin 732, yargılaması devam eden kişi sayısı ise 22 bin 914.
Bu genel rakamları vermemin nedeni, FETÖ ile mücadelenin hukuk içinde yürütüldüğünü, suçlu ile suçsuzun ayrıldığını birilerine anlatmak için.
SAHTE MAĞDURİYET ALGISI
Oysa firari FETÖ mensupları ve onların sözcülüğüne soyunan bazı muhalefet milletvekilleri hatta parti başkanları yüzde 90’dan fazlası FETÖ mensubu olduğu delillerle ortaya çıkan KHK’lılar üzerinden bir mağduriyet algısı yaratmak istiyor.
Darbe girişimi, kumpas ve cinayet gibi suçlara karışan firari FETÖ yöneticileri ile medya yapılanması mensupları, örgütün tabanını bir arada tutmak için değişik yöntemler kullanıyor. Bunların arasında örgüte bağlı kalanlara para yardımı başı çekerken, özellikle medya yapılanması; 15 Temmuz darbe girişiminde rolü itiraflarla netlik kazanan FETÖ’yü temize çıkarmak için akıl almaz yalanlar söylüyorlar.
FİRARİ FETÖ’CÜ HAPİSTEKİLERİ RÜYA İLE AVUTUYOR
Cevabı verilmiş en basit soruları sekiz yıldır gündeme getirip işledikleri suçların üzerini örtmeye çalışıyorlar. Örgüt işlediği suçları itiraf ettikçe onları bir arada tutan tek şey para haline geldi. “Güncel yapılanma” şeklinde yeniden örgütlenmeye çalışan FETÖ mensuplarına para yardımı yapanları sözde rüyalarla aldatmaya devam ediyorlar.
FETÖ elebaşının en yakınındaki isimlerden hipnoz uzmanı Kudret Ünal’ın, hapisteki FETÖ’cüler için söylediği sözler, örgüt üyelerinin nasıl mankurtlaştırıldığını gösteriyor. Dr. Kudret diye bilinen firari FETÖ’cü şunları söylüyor; “Bir arkadaşımız, efendimiz Hz. Muhammed, Hz. Ali’nin bulunduğu bir rüya görüyor. Efendimiz Hazreti Ali’ye ‘Yaz ya Ali’ diyor, ‘Ne yazayım Ey Allah’ın resulü?’ diye soruyor. ‘Medrese-i Yusufiye’dekilerin(hapishane) kurtulduğunu, bunlara sahip çıkan anne, baba ve ailelerin de kurtulduğunu, bunlara sahip çıkanlar da kurtuldu, yani içeride veya çıktıktan sonra yani Ensar hüviyetinde olan insanların da kurtulduğunu, Medrese-i Yusufiye’de bulunanlara 70 kişiye şefaat hakkı verildiğini ve bu insanlar vefat ettiklerinde cesetlerinin çürümeyeceğini yaz” diyor. Firari FETÖ’cü Dr. Kudret bunu FETÖ elebaşına anlatınca onun da “Ben buna inanırım” diyerek mankurtlaştırdıkları örgütün tabandaki üyelerini adeta hipnoz ediyor.
‘SİZ NEDEN KAÇTINIZ?’ DİYEN YOK
İçlerinden birisi de çıkıp, “Madem kurtuluş bu kadar kolay, siz neden kaçtınız, neden Türkiye’de kalıp hapse düşüp böyle bir kurtuluş fırsatını kaçırdınız?” diye sormuyor.
Sadece sözde rüyalarla değil FETÖ elebaşının verdiği 1 dolarları, kullandığı eşyaları, bardakta yarım bıraktığı suyu kutsal zanneden, hatta soyduğu portakal kabuğunu kendilerine doğru atınca havada kapan örgüt mensuplarının nasıl beyninin yıkandığını bir başka örnekle anlatayım.
CESEDE FETÖ ELEBAŞININ ATLETİ GİYDİRİLMİŞ
7 Ocak 2013 tarihinde Kayseri’de yerel basında “Öğretmenin ölümü yasa boğdu” başlığıyla bir haber yayımlandı. Haber şöyle devam ediyordu: “Kayseri Özel Mustafa Yelkenoğlu Liseleri edebiyat öğretmeni Mehmet Akyol (41), otomobiliyle geçirdiği trafik kazasında vefat etti. Akyol’un vefatı, eğitim camiasını ve öğrencilerini yasa boğdu.
Mehmet Akyol’un içinde bulunduğu araca bir başka aracın arkadan çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında ağır yaralanan Mehmet Akyol, kaldırıldığı Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde doktorların bütün çabalarına rağmen kurtarılamayarak hayata veda etti. İki çocuk babası Mehmet Akyol, memleketi olan Muğla’nın Milas ilçesinde mesai arkadaşları ve sevenlerinin duaları arasında toprağa verildi.”
Sıradan bir trafik kazası haberi olduğu için ölenin kimliği kimsenin dikkatini çekmedi. Oysa ölen kişi Fetullahçı Terör Örgütü’nün Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki mahrem yapılanmasında üst düzey yöneticiydi.
FETÖ’nün mahrem yapılanması içinde şimdiye kadar belirlenen altı bin örgüt yöneticisinden biri olan Mehmet Akyol’u yazıma konu edecek sebep ise çok farklı. O farkı 24 Kasım 2018 tarihinde Ankara Emniyeti Terörle Mücadele Şubesi’nde 75 sayfalık ifade veren mahrem imamlardan birisi olan “Alp” ve “Nusret” kod adlarını kullanan A.B. şöyle anlatıyor:
‘MORGA GİRİP GİYDİRDİLER’
Hiç yorum yapılmamış
1720 kez izlendi
734 kez izlendi
497 kez izlendi
569 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.