ÖZGÜR Özel, CHP’nin 6 ilkesini temsil eden okların ortasındaki “Devletçilik” okunun yarısını yeşile yarısını mora boyayacaklarını açıkladı. Bunu da çevreci kalkınmaya ve kadın erkek eşitliğine bağladı.
Özgür Özel’in ne siyasi birikimi ne cesareti; CHP’nin 6 okundan herhangi birini yeşil ve mora boyamaya yetmez. Bunu düşünüp söylemeye aklı bile ermez.
Benim merak ettiğim bu saçma fikri kim verdi ona?
Aslında adres belli; artık küresel liberal politikaların etkisine giren, sırtını ABD ve AB’ye dayayan ve politik olarak onların temsilcisi olan küreselci liberal fikrin ve kadroların yönetiminde olan CHP’nin ilkelerini temsil eden en uzun okunu PKK terör örgütünün siyasi kolu PKK/DEM’in renkleri olan yeşil ve mora boyamak sadece şekli değil fikri bir dönüşümün en sembolik adımı. Kısa süre önce de “Cinsel Eşitlik Bakanlığı” kuracaklarını söylemesi de bunun işaretlerinden. Sadece “Devletçilik” ilkesinin içini boşaltmıyorlar, tabanı, bölücü PKK/DEM ile aynı renge boyuyor; devleti ve aileyi hedef alarak marjinal küresel politikalara alıştırıyorlar.
‘DEVLETÇİLİK’ KURUCULUKTUR, BAĞIMSIZLIKTIR
Atatürk CHP’si 1927 yılında “Cumhuriyetçilik”, “Halkçılık”, “Milliyetçilik” ve “Laiklik” ilkeleri
benimsedi, 1935’te “Devletçilik” ve “Devrimcilik” eklenerek partinin amblemindeki 6 ok ile temsil edilen ilkeleri altıya çıkarıldı.
CHP’nin “Devletçilik” ilkesi iki temele dayandırılmıştır: “Bizzat devletin kuruculuğu ve üreticiliği ile üretimi özel sektöre bırakılan işlerin düzenlenmesi ve kontrolü”
Devletçiliğin gerekçesi ise Onbeşinci Yıl Kitabı’nda şöyle açıklanmış: “Asırlarca yabancı milletler tarafından istismar edilen Türk milletinin ekonomik istiklalini temin edecek, milleti ecnebi fabrika mahsullerine müşteri olmaktan kurtaracak, yurdun iptidai maddelerini yok pahasına satıp onların ecnebi mamullerini çok pahalı bir fiat ile satın almaktan çıkaracak yol, ancak Devletçilik prensiplerini kabul ve tatbik ile mümkün olabilirdi.”
Yani “Devletçilik” hem devletin kuruculuğu hem de yabancılar karşısında ekonomik bağımsızlığı temsil ediyor. Çünkü CHP’nin kurucusu da olan Mustafa Kemal Atatürk’e göre “Tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla mümkündür”. 1937’de bu ilkeler Anayasa’ya da işlendi.
Bu tarihi gerçekler ve belgeler bize bir şeyi gösteriyor; “Devletçilik” ilkesini değiştirmeden, bozmadan, yok etmeden, Türk milletinin fikriyatından bunu çıkarmadan devleti yok edemezsiniz. Sadece Anayasa değil yasalardan ve siyasi bilinçten de bunu kazımak gerekiyor. İşte Özgür Özel’in temelini attığı şey bu...
Hele hele “Devletçilik” okunu, PKK terör örgütünün TBMM’deki siyasi kolu olan PKK/DEM’inki gibi yeşil ve mora boyamak Özgür Özel’in içine düştüğü çukuru gösteriyor.
KILIÇDAROĞLU’NUN PKK/HDP ÇİZGİSİ
En kötüsü bu duruma seçmenleri de alıştırıyorlar; Kılıçdaroğlu’nun 2012 yılında, “Deniz Başkal partiyi MHP çizgisine yaklaştırdı ben HDP çizgisine yakınlaştırmaya çalışacağım” sözü yerini buldu. PKK/HDP ile sadece seçim işbirliği değil TBMM’de de ortak hareket ediyorlar. PKK ile mücadele için gerekli tezkereye beraber “hayır” oyu veriyorlar. Bir PKK’lı olan Demirtaş’a desteği partinin en üstünden en altına kadar hiç kimse yadırgamıyor artık. PKK’ya yardım yataklık eden belediyelere atanan kayyuma beraber tepki gösteriyorlar.
Parti tepeden tırnağa buna alıştırılmışken kuruculuğu ve ekonomik bağımsızlığı temsil eden “Devletçilik” ilkesinin anlamını çevrecilik ve kadın erkek eşitliği şekline sokan oku yeşil ve mora boyama fikri nereden çıktı?
CIA’CI FULLER’İN ‘DEVLETÇİLİK’ DÜŞMANLIĞI
Size fikir vermesi bakımından bir yazı paylaşacağım. CIA’nın Türkiye şefi Graham Fuller’i hatırlayanlar vardır; Türkiye’deyken FETÖ elebaşının yöneticisi, ABD’ye çaktığında ise vize alması için kefil olan bir Türkiye ve Atatürk düşmanı.
Bakın bu Fuller ABD’de yayımlanan “The National Interest” adlı derginin Sonbahar 2000 tarihli son sayısına “Atatürk ve sonrası” başlıklı yazısında Atatürk’e ve Özgür Özel’in bugün yeşil ve mora boyamayı düşündüğü “Devletçilik” oku için neler yazmış:
“Bugün Türk devletinin bir sorunu varsa, bu da aslında Kemalizmin değişmez bir değerler paketi olarak var olmayı sürdürmesidir. Kemalizmin en temel noktalarının, tümüyle silinip atılmasa bile, dünya ve Türkiye değişirken, yeniden yorumlanmasına ihtiyaç vardır. Bu problemlerin özünde kemikleşmiş Kemalizm yatmaktadır. Kemalizmin 6 ilkesi arasında yer alan devletçilik, bugün geniş anlamıyla ülkenin gelişiminin önündeki en büyük engeli teşkil etmektedir.
Bunların ışığında, Türkiye Anayasası’nın ilk cümlesi olan ‘Türk devleti ebedidir’ sözü Orwell dilini anımsatan daha eski bir dönemi çağrıştırmaktadır. Aslında Türk devleti de ebedi olmayacaktır.”
KOLTUK UĞRUNA
Hiç yorum yapılmamış
1347 kez izlendi
2547 kez izlendi
1412 kez izlendi
1366 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.