Sesli Makale

Gezi kalkışmasının üzerinden 5 yıl geçti... İstikrarımızı, kardeşliğimizi, ekonomimizi, huzurumuzu hedef alan en büyük hamlelerden biriydi Gezi! Soros destekli ‘turuncu devrim’ dalgasının Türkiye ayağı olarak planlanmış ve adım adım hayata geçirilmişti.

Vandalizm görüntüleriyle hafızalarımıza kazınan isyanda, tertipçilerinin de açıkça dile getirdiği gibi amaç sadece “3-5 ağacı kurtarmak” değildi.

İlgilenenler hatırlayacaktır 2013 Mayıs’ında ekonomimizde bahar rüzgarları estiren şu gelişmeler yaşanmıştı;

Türkiye’nin IMF’ye olan borcunun son taksidi ödendi.

İstanbul Borsası tarihinin en yüksek seviyesini gördü ve bu yükseliş günlerce sürdü.

3. Havalimanı sözleşmesinin ön imzaları atıldı.

Kredi derecelendirme kuruluşları peş peşe Türkiye’nin notunu “yatırım yapılabilir” seviyesine yükseltti.

28 Mayıs’ta vandalizmin start almasının ardından 5 Haziran 2013 günü dönemin başbakan yardımcısıyla görüşen tertip komitesi ise şu taleplerde bulunmuştu;

Üçüncü Köprü projesi iptal edilsin.

Kanal İstanbul projesi hayata geçirilmesin.

Üçüncü Havalimanı ihalesi durdurulsun.

Enerji santrallarının yapımından vazgeçilsin.

Atatürk Kültür Merkezi yıkılmasın.

Böyle alt alta yazınca hemen insanın aklına CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin vaatleri geliyor... Ne diyor İnce...

“Kanal İstanbul projesini iptal edeceğim.” “Yerli otomobil geri bir proje, zaman kaybı.”

“Önceliğimiz nükleer değil, güneş enerjisi.”

Yani bütün mega projelere karşı Muharrem İnce... Yapma değil, yıkma peşinde!

Bu açıdan bakınca ha Gezi vandalizmi ha İnce popülizmi demekten insan kendini alamıyor.

Bugün;

Türkiye Avrupa’nın en büyük havalimanına kavuşmak için gün sayıyor, Avrasya Tüneli sayesinde Asya ile Avrupa kıtaları denizin altından bağlanmış durumda, Yavuz Sultan Selim Köprüsü İstanbul’un trafik yükünü büyük ölçüde hafifletmiş, AKM iddia edildiği gibi AVM değil daha modern bir opera binası olmak için yıkılmış, enerjide millilik oranı katlanmış, nükleer santralın temeli atılmış durumda.

yazının devamı