17 Mart 2015
Türkiye’nin son altı, yedi yılı kumpaslarla, tezgahlarla geçti..
İktidarcı gazeteler bile büyük davaların, önemli soruşturmaların tezgah olduğunu kabul ediyor..
Arınç’a suikast yalandı..
Balyoz kumpastı..
Erzincan Savcısı Cihaner’e yapılan yargıya darbeydi..
Türkan Saylan’ın evine baskın tuzaktı..
Yer altından silah fışkırıyor iddiaları tezgahtı..
-
Darbeyi kim yapmış? Tezgahı, kumpası, tuzağı kim kurmuş?
İktidara göre ; paralelci polisler..
Tamam onlar kurmuş da polislerin dışında kimse bilmiyor muydu? Tezgahtan kimlerin haberi vardır? Kimler biliyorlardı da ses çıkarmadı?
Mesela savcılar biliyor muydu?
Balyoz savcılarının ‘kumpas’ı bilmemesi mümkün değil.. Hakimlerin de öyle..
Cezaları onaylayan Yargıtay üyelerinin de..
Niye mi?
Meşhur harddiski, meşhur CD’leri bilirkişiye göndermediklerine göre, sahte olduklarını biliyorlardı herhalde!..
-
Peki, Arınç’a suikastın asparagas olduğundan kimlerin haberi vardı? Kozmik Oda’ya giren hakim biliyor muydu?
Kozmik Oda’da arama yapan hakim suikast girişiminin izleri yerine başka şeyler aradığına göre; biliyordu herhalde!..
Dönemin Genelkurmay Bakanı şüphelenmiş.. Önceki gün açıkladı; dönemin Başbakan’ına ‘bunların niyeti kötü’ diye şikayet etmiş ama dinleyen olmamış..
-
Cihaner’e yapılan muamele göstere göstereydi.. Sen misin Cemaat’i sorgulayan; cezalardan ceza beğen anlamındaydı..
O gün Cihaner’e çatan siyasiler, o gün Cihaner’i suçlu gibi gösteren gazeteler, televizyonlar tezgahı biliyor muydu?
-
Demem şu: Tezgahlar ortaya çıktı sıra kimlerin o tezgahı kurduğuyla,kimlerin göz yumduğunda..
Onlar da ortaya çıkacak.
Milliyet
Hiç yorum yapılmamış
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.