Sesli Makale

20 Mart 2015

Birkaç gündür, çok sevdiğim ilmine ve bilgisine her zaman güvendiğim İslami ilimlerde uzman bir hocam ile sohbet ederken söylenenler kafamı çok karıştırdı. Özellikle konuştuğum hoca son zamanlarda ortalarda dolaşan sözde Diyanete bağlı Vatikan menşeli hocalardan ve imamlardan bahsetti. Bunların birçoğu hakkında önemli bilgiler aktardı.

Bazı hocaların çekirdekten yetiştirilerek Vatikan tarafından içimize sokulduğunu, bu hocaların İslam’ı bile bile yanlış anlattığını ve hatta birçoğunun cemaat veya tarikat menşeli olduğunu, bunların gayesinin özellikle İslam’ı farklı yorumlatıp Vatikan’ın istediği tarzda yanlış yönlendirilerek akıllarda dini tahribat yaptığını, hatta ve hatta Dinler arası diyalog ve ılımlı İslam gibi projelere bazen açıktan bazen de içten içe destek verdiği gibi çok önemli ve hazin olayların içinde bulunduğunu bizzat anlattı. Özellikle bazılarının çift taraflı çalıştığını Vatikan’ın hizmetinde gibi görünüp bazı sapkın Hıristiyan tarikatlar ile bağlantısından bahsetti...  

 Vatikan’ın bu derece içimize kadar sarkıp, kaleyi içten fethetmesi Alem-i İslam’a büyük zarar vermektedir. Özellikle Afganistan, Irak, Suriye gibi yerlerde son derece sapkın tarikatların içinde sözde hocalar bulundurarak hem ajanlık hem de Dini yanlış anlatma ve yorumlamada çok yanlış uygulamalar yapmaları gerçekten çok önemli ve üstünde durulması gereken bir hadisedir…

Özellikle baktığımız zaman Vatikan’ın özel ‘’Kardinalleri’’ aracılığı ile Dünyanın pek çok yerinde gizli faaliyetler yaptığı bilinmektedir. Vatikan için Ortadoğu ne kadar önemliyse, Türkiye’de bu önemin içindeki en önemli hareket alanıdır. Vatikan Türkiye’ye yaptığı bazı operasyonları dolaylı yoldan başka aracılar ile kendini pek de deşifre etmeden yapmaktadır. Katolikliği yaymak için çalışmaktan ziyade, Müslüman ülkelerde İslam’dan uzaklaştırmayı ve İslam’ı bazı değişik projeler ile yozlaştırmaya çalışmaktadır. Bunun için geliştirilen ‘’Ilımlı İslam’’ projesinin doğum yeri olan Türkiye, içindeki Laik seküler anlayışı ile bu projeye en güzel öncülük eden ülke olarak biçilmiş kaftandır. Tam da bu noktada Ruhban Okulları çok önemlidir. Burada özel yetiştirilen ‘’Gizli İlimler’’ ile yoğrulmuş ve birçok özel tılsım ve büyü uzmanı bazı Papazlar veya Rahipler yetiştirilmektedir. Bunlar Türkiye’de etki alanı olarak birçok kişi ve çevreleri de bu yönde etkilemektedir. Birçoğunun ismi bildiğimiz Ahmet, Mehmet vs. ama görevleri ve üstlendikleri misyon itibari ile içimize sızmış Vatikan ajanlarıdır. Bunlar son zamanlarda Türkiye’de çok önemli bir projenin denemesini de alenen ve etkili bir biçimde yapmaya başlayacaklardır.

Vatikan'ın kendi ifadesiyle Dinler arası Diyalog misyonerliğin çağa uyarlanmış şeklidir. İslam’a karşı Haçlı seferlerini başlatan Vatikan yani Papa, bu sefer çağa uygun olarak üstte de yazdığımız gibi amaç olarak Hıristiyanlaştırmak değil (Hakiki) Müslümanlıktan uzaklaştırmak amacı ile hareket etmektedir.  Bu kadar olan olaya rağmen hala milletimizin gözünün içine baka baka bu paslı hançeri milletimizin bağrına sokmaya devam ediyorlar. Papa VI. Paul'un vizyonu gerçekleşmektedir. Çünkü dinler arası diyalog, kilise misyonunun normal bir parçası olarak görülmektedir.  Netice itibari ile Dinlerarası diyalog, Papalığın II. Vatikan Konsili’nin 4. Oturumunda kabul edilen, ‘’Nastra Aetate’’ diye bilinen konsil metninde aktarılan ve 28 Ekim 1965’te Papa VI. Paul’un onayıyla ilan edilen, Papalığın 3. bin yıl hedefi olarak açıkladığı dünyayı Hıristiyanlaştırma ve gerçek hakiki ve de doğru İslam’dan uzaklaştırma projesinin bir yöntemidir. Bugün şiddet ve Terörün İslam dini ile anılmasının da en büyük nedenlerden biri budur. Bu 3. bin yıl hedefi gayet önem arz etmektedir. Vatikan bu hedef için bazen ekonomik, bazen siyasi ve bazen de etkili suikastlarla bu işi yapmaktadır.

Ve son söz:’’ Bazen gerçek, hayalden daha gariptir’’

öncevatan gazetesi