Sesli Makale

21 Ağustos 2015

Bir gün şöyle demiştim (canlı yayında); 'Bunların gözleri dönmüş… Erdoğan karşıtlığı yüzünden sonunda kafayı yediler.., Bugün Yunanistan'la aramızda savaş çıksa, Yunan tarafında yer alırlar... Kongo Cumhuriyeti ile savaşsak, hepsi Kongolu olur!…'
Hesapta abartılı bir anlatımla espri yaptığımı zannediyordum… (Gerekirse Kongolu da olurlar, Papua Yeni Gineli de…)

Değilmiş!...
Bunların gerçekten şakulü kaymış…
Bir örgüt düşünün, 'dünyanın her tarafında okul açtık, Türkçe öğrettik, amacımız dava, hizmet, himmet, gayret..vs,' diyor… Başta ABD ve AB üyesi ülkeler olmak üzere tüm dünyada Türkiye aleyhine kara propaganda faaliyetleri yürütüyor…
'Türkiye teröre destek veriyor' iftirasıyla dünya kamuoyunu manipüle etmeye çalışacak kadar alçaklaşabiliyor…
Söz konusu ülkenin kaosa sürüklenmesi ise ayırt etmeden her türlü istihbarat örgütüyle, oligarkla, siyasetçiyle, terörist grupla, vesaireyle birlikte, her türlü kumpasta işbirliği yapmaya teşne olacak kadar hain olabiliyor…
Öyle bir siyasetçi düşünün ki, Suriye'de Esed'i, Mısır'da Sisi'yi destekliyor… Canlarını kurtarmak için kapımıza gelen mültecilere kucak açılmasını vatana ihanet olarak görüyor…

Aynı siyasetçi gittiği tüm ülkelerde Türkiye'yi kötülüyor… Erdoğan'a 'diktatör, katil' diyebilecek kadar nefret kusuyor…
Sonra maklube'yi yutuyor… Yıllarca 'F-Tipi' diye suçladıkları örgütle 'düşmanımın düşmanı dostumdur' ilkesizliğiyle aynı yatağa giriyor…

Lakin koltuk ihtimali belirince, 'hesapta devirdikleri' diktatörlere; 'kısa dönem koalisyon yetmez, en az 4 yıl beraber olalım' diyebilecek kadar kıvrak olabiliyor…

Öyle bir medya grubu düşünün ki, 'Türkiye Türklerindir' mottosuyla, ve dahi Kemalist, ulusalcı jargonuyla faşizan statükonun borazanlığını yapmış, zamanında cuntacılarla iş tutup bol bol postal yalamış…
Lakin bugün Erdoğan ve AK Parti karşıtlığı ile şartlar değişmiş…
Ülkede kaosa ihtiyaç hasıl olmuş…

Dost-düşman demeden bir araya gelmenin zamanıymış…
Ahmet Kaya'ya 'vay şerefsiz' diyenler, Demirtaş'ın sazından çıkan tınıyla mest olmuşlar…
Savcının kafasına sıkıp şehit eden DHKP-C'li teröristlerin suçu yokmuş, asıl suçlu onları bu şekilde hak arayışına itenlermiş…
Askere polise sıkan, bombalayan teröristler de aslında dağda bile yere izmarit atmayan çevrecilermiş…
Öyle bir medya grubu düşünün ki, Star Medya Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sancak'a suikast girişimi oluyor, bu haberi verirken bile 'Şeytan'ı ayrıntıda gizleyerek Star Medya'ya giydirecek kadar çukurlaşmış… (Bu arada Murat Sancak'a ve Star Ailesine çok geçmiş olsun…)

Başta dediğim gibi bunların şakulü kaymış, zıvanadan çıkmışlar…
Öyle ki, kullanışlı olduğunda teröristi bile savunur hale geldiler…
Alçaklığın da bir sınırı var diyeceğim ama, 'kaos kardeşliği' sınır tanımıyor!…

Yenişafak