SİYASET

Hakan Albayrak : Gül ve Davutoğlu

Tarih
22 Nisan 2017
İzlenme
Kişi
Yazar
Hakan Albayrak
 Ahmet Davutoğlu ve Abdullah Gül, referandumda “Evet”e çalışmadıkları için ağır hakaretlere uğruyor.

Ağır hakaretler, genellikle, onları zaten öteden beri yerin dibine batırmaya çalışanlardan, “Davutoğlu Alman ekolüdür, Avrupa’nın adamıdır” yahut “Gül İngiliz Kraliçesine hizmet ediyor” gibi hezeyanlarda bulunanlardan geliyor.

(“Davutoğlu Avrupa’nın adamıdır” deyince: Bu iftirayı atarken aynı zamanda ‘Davutoğlu azılı Batı düşmanıdır, ayağı yerden kesik İslam dünyası militanıdır’ da diyebiliyorlar. Bunu derken aynı anda ‘Hilâl-Haçlı savaşı’ narası da atabiliyorlar. Bu narayı atarken aynı anda Batı’yla ilişkilerimizin bozulmasından şikâyet de edebiliyorlar. Tutarlılık hak getire. Yoksa Davutoğlu orta yolu temsil ediyordu da söz konusu zevat gözü dönmüşlüğü yüzünden orta yol müktesebatının mı içinden çıkamıyor? Galiba öyle.)

Bunlar Davutoğlu ve Gül’e her halükârda vuracaklardı zaten.

“Evet” için çalışsalardı ‘Reisin gözüne girip yeniden makam mevki elde etmeye çalışıyorlar ama yemezler!’ diye vurabilirlerdi meselâ.

Öte yandan, Davutoğlu ve Gül’ü seven, onların AK Parti’ye katkılarını ve memlekete hizmetlerini takdir eden, fakat “Anayasa değişikliği paketini benimsemeseler de keşke ele güne karşı ‘Evet’ diyeceklerini ilan etselerdi” diye düşünen, öyle yapmadıkları için Davutoğlu ve Gül’ü eleştiren iyi niyetli kimseler de var.

Ben de Davutoğlu ve Gül’ün -bütün çekincelerine rağmen- “Evet” demelerini / diyeceklerini ilan etmelerini, bunu hiç değilse “Yeni sistem teklifi tashihe muhtaç da olsa, şimdilik…” şerhini düşerek yapmalarını tercih ederdim.

Bununla beraber, sergiledikleri tavrın saygıdeğer olduğunu düşünüyorum.

İsteyen, kamuoyu önünde “Evet” dememelerini yadırgayabilir; ama bence, benimsemedikleri(ni zannettiğim) yeni sistem teklifine kamuoyu önünde “Hayır” dememelerini takdir etmek de mümkün.

***

Hezeyanlara dönecek olursak...

Davutoğlu ve Gül nankörmüş!

Erdoğan onlara makam mevki vermiş, ama onlar Erdoğan’ın kuyusunu kazmışlar!

La havle vela kuvvete illa billah…

Erdoğan’ın şu veya bu görüşüne katılmadıklarında, şu veya bu tavrını benimsemediklerinde, şu veya bu siyasetini tenkit ettiklerinde AK Parti hareketinin ve memleketin (Erdoğan’ın da) selametini -kendi fikirlerince- gözetmiş olamazlar mı yani?

Bu suizan niye?

Suizandaki bu şiddet niye?

Erdoğan’a küfür mü etmişler, iftira mı atmışlar?

Hayır; sadece bazı konularda Erdoğan’la ayrı düştüler ve bunu ifade ederken nezaket dairesinden hiç çıkmadılar.

Herkes her konuda aynı düşünüp anlaşmaya mecbur değil.

Anlaşma sağlanamayan konularda birbirini mazur görmek gibi bir alternatif de var.

Hata da yapmış olabilirler… Yapmıştırlar… Hatasız olan beri gelsin!

Neticede Abdullah Gül muharebeye filan girmeden köşesine çekildi, Ahmet Davutoğlu direnmeden başbakanlığı bıraktı, ama haklarındaki korkunç tezvirat bitmedi; yeter Yâ Hû!

Ne demek “nankör”?

Ne münasebet?

‘Halbuki Erdoğan onlara makam mevki vermişti’ lakırdısı ne büyük densizlik!

Durduk yerde, hiç de layık olmadıkları halde mi geldiler o makam ve mevkilere?

Erdoğan onları liyakatsiz oldukları halde mi tercih etti?

Öyleyse şayet, fevkalade sorumsuz bir lidermiş Erdoğan.

Yok eğer liyakat sahibi oldukları için onları tercih ettiyse, bunu başa kakmak neyin nesi?

“Tercih” kelimesi yanlış aslında; bu bir kadro hareketiydi ve söz konusu olan şey o kadronun doğal lideri ile dava arkadaşları arasındaki görev dağılımından ibaretti.

***

Abdullah Gül derken Refah Partisi’nin önde gelen yöneticileri ve REFAHYOL hükümetinin (1996-97) bakanları arasında yer almış olan ‘duayen’ bir siyasetçimizden bahsediyoruz. 

Erbakan Hoca’nın lafının üstüne laf söylemenin tekfir kampanyasına kadar varan ağır bedeller istediği bir dönemde Erbakan Hoca’ya rağmen “Yenilikçiler”i temsilen Fazilet Partisi Genel Başkanlığına aday olma ve kongrede alternatif liste çıkarma cüretini göstererek linç edilmeyi göze alan adamdan bahsediyoruz.

AK Parti’ye giden yolda önemli bir aşamaydı bu.

Üzerinde yürüdüğümüz yolda tesadüfen rastladığımız Sarı Çizmeli Mehmet Ağa değil, yolu açan öncülerden biridir Abdullah Gül.

(15 Temmuz gecesi NTV’nin canlı yayınında yaptığı heyecanlı konuşmayla milleti askerî darbe teşebbüsüne karşı safları sıklaştırarak tavır koymaya çağıran ilk siyasetçilerden biri olduğunu da hatırlayalım lütfen.)

1990’dan beri üniversite hocası, yazar, Bilim ve Sanat Vakfı kurucusu ve gönüllüsü olarak binlerce gencin yetişmesine katkıda bulunan; yazdığı kitaplar ve desteklediği kaliteli yayıncılık faaliyetleriyle camiamızın entelektüel birikimini zenginleştiren; REFAHYOL hükümeti döneminde “D-8”in kurulmasına hizmeti geçen; AK Parti iktidarının ilk senelerinde (Gül’ün Başbakan olduğu günlerden başlayarak) Başbakan Başdanışmanı ve Büyükelçi sıfatıyla uluslararası ilişkilerdeki bazı kritik eşiklerin aşılmasında önemli rol oynayan Ahmet Davutoğlu da bu hareketin duayenlerindendir.

Gül’ün AK Parti Genel Başkanlığı, Başbakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı, Davutoğlu’nun da Dışişleri Bakanlığı, AK Parti Genel Başkanlığı ve Başbakanlığı, öteden beri taşıdığı niteliklere dayanıyordu ve ikisi de bu görevlerini bihakkın yerine getirerek Yeni Türkiye ülküsüne başarıyla hizmet ettiler.

Asıl nankörlük “Gül ve Davutoğlu’na ihtiyacımız kalmadı, öyleyse onlara istediğimiz gibi vurabiliriz” anlayışıdır.

Gül ve Davutoğlu’na ihtiyaç kalmadığı görüşünü ‘fazla iyimser’ bulduğumu da belirtmeliyim.

***

Abdullah Gül’le fazla görüşmüşlüğümüz yok.

En fazla üç-dört sefer görüşmüşüzdür.

En son, bundan ta bir buçuk sene evvel.

Şimdilerde ne yapar, ne eder, kafasından neler geçer, siyasi bir planı var mıdır yok mudur, hiç bilmiyorum.

Ahmet Davutoğlu ile de aylardır görüşmedik; görüştüğümüzde ileriye dönük bir siyasi planı söz konusu olmamıştı ve görüşmeyeli beri öyle bir plan yapıp yapmadığını da hiç bilmiyorum.

Hem vallahi hem billahi.

Bunları böyle yeminle söylüyorum, çünkü son yazım üzerine ‘Gül ve Davutoğlu yeni parti kurmaya hazırlanıyor, Hakan Albayrak da o parti için nabız yokluyor’ diyenler oldu ve işbu yazıya da öyle bir kulp takılabilir.

İşbu yazıyı Gül ve Davutoğlu’na yapılan haksızlıkları içime sindiremediğim için ve onların haklarını karınca kararınca teslim etmek niyetiyle yazdığıma, yazarken başkaca bir niyet taşımadığıma da yemin edebilirim.

Gene hem vallahi hem billahi.

Karar
22 Nisan 2017

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YORUMLAR

  • ÜNSAL YALDIZ

    26 Nisan 2017 10:04
    0 0
    HAKAN BEY KAYSERİ UZUNYAYLADAN SELAM HER DAİM YORUM YAZMASAKTA OBJEKTİF VE ADELETLİ YAZILARINIZI GÖRÜYOR VE SEVEREK TAKİP EDİYOR VE ŞU KARMAŞIK ORTAMDA OLAYLARI DOĞRU İNCELEMEMİZİ SAĞLADIĞINIZDAN DOLAYI ALLAH RAZI OLSUN. BU ARADA BİR İSTİRHAMIM OLACAK EHLİ SÜNNET OLDUĞUNU TAKİP ETTİĞİM VİDEOLARINDAN GÖRDÜĞÜM VE DERDİ İSLAMİ HAREKETİN ÖNÜNÜN KESİLMEMESİ OLAN VE ÜLKEDE FETÖ BAHANESİ İLE İSLAMİ KESİMİN TASVİYE EDİLMESİ VE YERİNE DİNSİZ KOMİTENİN ELE GEÇİRDİĞİNİ SÖYLEYEN
  • hasan hüseyin şivgan

    25 Nisan 2017 11:16
    2 0
    Topluma mal olmuş kişilerin ferdi olarak haraket etme hakları yoktur. Madem isminiz bu camia ile birlikte anılıyor, öyleyse bu camianın fikrinden farklı bir tavır koyamazsınız.Eğer bizim bilmediğimiz bir şeyleri biliyor idiyseniz, çıkıp münasip bir lisanla bunu apaçık anlatmanız gerekirdi.Öyle sessiz kalıp milletin kafasında soru işareti bırakmak nifak değil de nedir.
  • Ezi Karagöz

    25 Nisan 2017 06:57
    1 0
    Ne birisinin gazetecisi olun ne de avukatı.Bu safını belli etme çabası nedendir anlamadım.
  • Dareyn

    24 Nisan 2017 23:12
    2 0
    Tayyip erdoğana acıktan tavır alamadılar cünkü millet nezlinde gözden tamamen düşeceklerdi.
  • kıyasettin onat

    24 Nisan 2017 12:08
    0 0
    YUH...YUH...YUH...
  • baha

    24 Nisan 2017 01:54
    2 1
    bence artık kolay kolay bir köşe yazarının yazısını okuyarak kendine istikamet çizecek kimse kalmamıştır.millet siyaset artık yaşıyor.kimsenin yol göstemesine gerek yok. millet artık davutoğlunuda gülüde çok net görüyor,biliyor.bu yazıyı yazmasaydınız bence daha iyiydi. her şeyin ortada olduğu bir zamanda ama,mama demek insana yakışmaz,puanda kaybettirir.seninki aynen öyle olmuş.
  • mechul

    23 Nisan 2017 19:16
    3 1
    herkeS SEVDİĞİ ile beraberdir demek ne demek o zaman Hakan bey safın netleşmemesi neye işaret ortada olmak neye işaret ben geçmişi silmek değil bu konuda sıkıntı yaşayanlar geçmişte bu kadar önde olanları şimdi ise NEREDE olduklarının bilinmemesi seslerinin beklenip seslerinin duyulmaması HAYDİ HERKES TUTSUN BİR UCUNDAN DİYEN DOSTLAR GÖRMEK İSTEMEZ MİSİNİZ ?
  • Furkan Bey

    23 Nisan 2017 18:19
    5 0
    Ya bi kalk git aklı sıra soğutma yapıyorlar. Gül ve davutoğlu dava değil makam adamı çıktı NET. Gül Hayrunisa hanımın aklıyla yaşadı hep. Davutoğlu da danışman aklıyla. İkisi de makam alınca çok değişti NET. Rte ve Binali davadan başka bir şey görmeyen adamlardır.
  • Eee

    23 Nisan 2017 13:25
    3 1
    Nerde dava adamlığı o zaman. . Bırak Allahını seversen
  • REIS

    23 Nisan 2017 06:53
    3 0
    Hic inandırıcı degil gülüyorum hersey ortada neyin savunması bu yazık yazık senide sildim kusura bakma
  • osman

    23 Nisan 2017 01:40
    3 1
    Hakan Albayrak bunadin mi? Bu zamanda cikip Erdogan'i acik acik desteklemeyen ne Erdogan'in yol/dava arkadasidir ne de milletin dostudur. Sen hic yazma istersen! Gecmisin hatirina simdilik susanlarinda sabrini tuketme! konustukca pisliyorsun. kokuyorsun.
  • Hakkın hadimi

    23 Nisan 2017 00:40
    3 1
    Albayrak Olmadı.Ne yapsalar boş ,göklerden gelen bir karar vardır.deniz Baykal,ince, Kemal'in muhalifleri ama kapı kapı hayır için çalıştılar. Ya bu övdüklerin ne yaptı. Evet diyemediler ve evet için çalışmadılar.
  • Dt_42

    22 Nisan 2017 21:54
    6 4
    Sende onların adamısın. Hain olmasalardı evet derlerdi ne olursa olsun.Demekki bundan sonra seni de okumayacağız ...
  • Aklı selim.

    22 Nisan 2017 19:13
    9 4
    Hiç inandırıcı olamamışsın.Davutoğlu ve Gül'ü savunmak için baya kıvranmışsın . Senin bu kadar çaresiz ve gerçekleri örtmeye çalışan yorumlarına üzülüyorum.
  • İsimsiz

    22 Nisan 2017 13:34
    11 3
    Tabi ki aralarında anaşamadığı konular olacak. Farklı füşüncelere sahip olacaklar. Fakat ülkemizin geleceği için yapılan tarihi bir değişiklikte ayrıca ne kadar terör örgütü varsa Erdoğana hucum ederken, Türkiye düşmanı ne kadar avrupa ülkesi varsa hepsi birden Erdoğana hucum ederkem sen çıkıp 40 yıllık dava arkadaşına Hadi dava arkadışını geçyim Türkiyeye bu kadar saldırı varken kusura bakmayın sessiz kalıyorsan Ülkene yol arkadaşına sahip çıkmıyorsan hainin önde gidenisin nokta.
  • Albarut

    22 Nisan 2017 12:45
    11 3
    Sözün özü kraldan çok kralcı var . Ülkemize Başkanımıza ve Ak parti ye en fazla zararı bunlar veriyor.
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;