Sesli Makale

Ülkemizde yıllarca NATO’CULAR ve AVRASYA’CILAR diye iki grup oldu. Bir taraf Amerika’yı savunurken diğer taraf her şeyiyle Rusya ve Çin’i savundu. Türkiye uzun yıllar “çizgi” benimseyemedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la beraber “kendi göbeğimizi kendimiz keseriz” cümlesinin kurulması yeni dönemin sloganı ve habercisiydi.

Türkiye dünyanın “Doğu/ Batı Bloku” tercihleri arasına “Türkiye Ekseni” tercihini ekledi. Olaylara direkt Anadolu’dan bakıldı. Özellikle PKK ve FETÖ’nün süpürülmesi ülkemizin elini rahatlattı. Çünkü hiçbir terör örgütü “içeriden tam destek” alamaz. Her terör örgütünün yaslandığı “blok ülkeler” vardır. O ülkeler şehitleriniz için timsah gözyaşı döker, örgütleri kınar; ama o örgütleri yönetmekten ve yemlemekten vazgeçmez.

Şimdi “Türkiye Ekseni” var! Türkiye; milletten onay almayan hiçbir savaşın içine girmez. Sevgili kardeşim, ağabeyim, ablam; sen şimdi Rusya-Ukrayna Savaşı’na müdahil olmak istiyor musun? İstemiyorsun biliyorum. O vakit senin dediğin olacak ve oldu da!

“TÜRKİYE POLİTİKASI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Ne Ukrayna’dan ne Rusya’dan vazgeçeriz” diyerek tavrını çok net ortaya koydu. Erdoğan telefonun ahizesini kaldırdığı anda Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile de Rusya Devlet Başkanı Putin ile de görüşüyor. Olması gereken budur! 

Ukrayna’nın uluslararası hukuka uygun şekilde belirlenen “sınırlarına” saygı duymak gereklidir. Kırım ve Donbas bölgesi Ukrayna’nın sınırıdır. Rusya’nın da kendisini düşmanlarından koruma hakkı vardır. Üstelik Ukrayna ve Rusya birbirine yakın akraba topluluklar. Avrupa ve ABD’nin Ukrayna’yı Rusya’dan uzaklaştırma ve üs bölgesi haline getirme çabaları yanlıştır.

Sonunda Rusya ve Ukrayna ile ilişkilerimiz kaldığı yerden devam edecek, zaten şimdi de devam ediyor. Ama savaşın neticeleri tüm dünya ülkelerini etkilediği gibi Türkiye’yi de etkileyecektir. İşin doğası böyledir zaten!

Şimdi anladınız mı Başkan Erdoğan’ın niçin “en çok” Rusya Devlet Başkanı Putin’le görüştüğünü? Türkiye neden gayet sakin anlıyor musunuz? Türkiye konumunu koruyorsa, AB ve ABD paniklemişken Türkiye “arabulucu olabilme” vasfını gayet vakarlı yürütüyorsa buna “küresel siyasi aktörlük” denir!
“RUSYA-UKRAYNA İKNA OLDU; 

AMA MUHALEFETİMİZ İKNA OLMUYOR”

Savaşan her iki taraf Türkiye’ye teşekkür ediyor. Buna dikkat edin. Biri diğerinden fazla yakın değil! Ama içimizdeki muhalefet acayip şekilde Türkiye hükümetini eleştiriyor. Rusya ve Ukrayna, “Türkiye’nin tarafsızlığı” konusunda ikna edildi ama ülkemizdeki muhalefet ikna olmuyor. 

Rusya-Ukrayna denklemine genel hatlarıyla bakmaya devam edelim:

*Savaş olurken hiçbir şeyi abartmayın; desteği de eleştiriyi de! Günün sonunda kimlerin kimlerle beraber olduğunu görünce üzülürsünüz. “Türkiye Ekseni” en doğru çizgide! Olaylara ülkenizi merkez alarak bakın. Türkiye’nin her iki ülkeyle de “olumlu anlamda” görüşebilen ender ülkelerden olduğunu unutmayın.

*Montrö ve Kanal İstanbul birbirinden farklıdır, birbirinin alternatifi değildir! Bu işi sulandırmaya çalışanlar var. Sonra bol bol konuşuruz.

*Ukrayna savunuculuğu yapanlarla ABD seviciliği yapanlar birbirine karışmış vaziyette; iki tarafı da dikkate almayın. Her savaşta “izler” karışır.

*Tüm “emperyalist” oluşumlara karşıyız; ama birileri Rusya emperyalizmine karşı çıkarken yerine ABD’yi ikame etmeye çalışıyor. Rusya harekâtına Suriye’de suspus olup Ukrayna’da “bağıranların” sesinin Washington destekli olma ihtimalini es geçmeyin! 

* “Rusya her yerden çekilsin” cümlesinden sonra “Yerine ABD geçsin” isteyenler var. “Rusya haksız” cümlesini herkes söylüyor; ama birileri sonra “En haklı ABD” moduna geçiyor. Sürekli level atlayan sinsiler!