Sesli Makale

Kemal Kılıçdaroğlu, nâm-ı diğer Kemal Karabulut! Bu konuyu 9 sene önce yazmıştım, 2013’ün Ekim ayında!

Kemal Bey aslında “Karabulut” olarak geldiği dünyada soy ismini sonradan değiştirip “Kılıçdaroğlu” yapıyor. Gerekçe olarak köyde “Karabulut” soyadının yaygın olması gösteriliyor. Kemal Bey bu mevzu ile ilgili hiç konuşmadı.

Biraz “siyasi magazin” gibi olacak ama haydi konu açılmışken azıcık laflayalım! Tansu Çiller’in tam isminin “Tansu Penbe Çiller” olduğunu tekrar hatırlatayım. “Ömer Zülfü Livaneli, Sami Süleyman Gündoğdu Demirel, Mustafa Bülent Ecevit, Mustafa İsmet İnönü” isimlerini duyunca şaşırmayın; kendileri kullanmamış ama “tam isimleri” böyle! Ama onlar isimlerini değiştirmemiş, olduğu gibi duruyor!

9 sene evvel Kemal Bey için; “İşine geleni düelloya davet eder, kendi kaçar” yazmışım. Hiçbir şey değişmemiş!

“Kılıçdaroğlu güçlü bir lider olsaydı CHP’ye genel başkan yapmazlardı” demişim. Neyse konuyu dağıtmayalım ve yazının başlığına dönelim; evet, Kemal Kılıçdaroğlu “gerçekte” kim?

Adında “cumhuriyet” ve “halk” ifadeleri geçen bir partinin “seçilmiş ve bileğinin gücüyle gelmiş” bir genel başkanı mı?

Türkiye’nin an itibariyle “Başkomutanı” kim? Recep Tayyip Erdoğan! Peki; bir ülkenin Başkomutanı ve Cumhurbaşkanı’na kimler “kaçacaksın” der? Bir ülkenin Başkomutan’ı şayet kaçıyor ise o ülke “birilerine yani düşmanlarına yenilmiş ülke” olmaz mı? Bizim ülkemizi “kim veya kimler” yenecek de Türkiye’nin Başkomutan’ı bu “mağlubiyet” sonrası kaçacak? 

ŞİMDİ SORUYORUM: Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Cumhurbaşkanı ve Başkomutanı Recep Tayyip Erdoğan’a “kaçacak” derken bunu CHP’nin seçmenleri adına mı söylediniz yoksa Türkiye’yi içindeki 85 milyon halkıyla “devirmeye” çalışanlar adına mı?

ŞİMDİ SORUYORUM: Başkan Erdoğan sizin “kaçacak” iftiranıza cevap verdi. Peki siz, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Bir Avrupa Büyükelçisi’ne aracı bir şahsı gönderip 6’lı masanın metnini kontrol ettirdi” iddiasına neden tek cümleyle bile cevap vermediniz? Bir şeyler ortaya dökülür diye mi endişe ettiniz, ediyorsunuz?

ŞİMDİ SORUYORUM: İsveç ve Finlandiya’ya karşı NATO’da Türkiye’nin “milli devlet tavrı” ortadayken ve tüm dünya bu olay hakkında yorum yaparken siz ülkemizin ikinci büyük partisinin genel başkanı olarak bu ülkelere bir kez bile dönüp, “Türkiye’ye, halkımıza, askerimize, polisimize, memurumuza, işçimize saldıran terör örgütü üyelerini iade edin” diyemediniz! Yoksa birilerini incitmekten mi korktunuz?

Sayın Kılıçdaroğlu hakikaten merak ediyorum ve çok samimi olarak soruyorum: Siz “gerçekten” kimsiniz? Siz “kimleri” temsil ediyorsunuz?

“HELALLEŞME DEDİ, 

HARAMLAŞMAYA GİDİYOR”