GÜNCEL

Hacı Yakışıklı : Işıklar içinde yatmanın formülünü buldum

Tarih
31 Temmuz 2017
İzlenme
Kişi
Yazar
Hacı Yakışıklı
Hani bazı elit ağabeylerimiz ve ileri derecede kokonalaşmaktan eli yüzü şapır şupur çağdaşlık bağlamış ablalarımız toplumun terimlerini kendilerine göre söylüyorlar ya!

Mesela “Nur içinde yatsın” demek yerine “Işıklar içinde uyu” diyorlar. Desinler efendim, kendileri bilirler. Nasıl yatmak istiyorlarsa öyle yatarlar bize ne? İsterlerse mezarda amuda kalkarak da uyuyabilirler. 

Ben de bu sözü merak edip sizler için hiçbir masraftan kaçınmadım ve uzun uzun yolları aşarak ışıklar içinde yatmanın formülünü buldum.

Sonra ben bilmiyordum, ben duymamıştım demeyin. Şok, şok, flaş, flaş! İşte sizlere dağ taş aşıp, üstüme başıma dikenler batıp, alnımdan terler dörtnala dökülmesine rağmen bıkmadan usanmadan arayarak bulduğum o muhteşem tarifi sunuyorum efendim:

Yarım litre aşırı damıtılmış yüksek mühendislik ürünü çağdaşlık, 3 yemek kaşığı genetiğiyle oynanmış laiklik ama kulak memesi kıvamında olmalı yoksa hazmı zor oluyor, 2 çay kaşığı sosyalist enternasyonalizm, 4 mısralık Çav Bella fakat muhakkak Deniz Baykal’ın bulunduğu bir toplulukta okunmuş olmalı, bir dakikalık saygı duruşu, bu arada ocağın altını kısmayı unutmayın sonra ışıklanacağım derken cayır cuyur yanmayın, 2 cilt dalından yeni koparılmış nutuk, bu nutku kimin çektiği önemli değil! Çav Bella bulamayanlar isterlerse Ajdar’dan “çikita muz, çiktaçiktaçikçik” şarkısıyla entelektüel açıklarını da kapatabilirler.

Sonra bunların hepsini karıştırıp hamur kıvamına getireceksiniz ve yüzünüze sürüp yatacaksınız. Sabah kalkıp aynaya baktığınızda yüzünüzü göremeyeceksiniz, çünkü yüzünüz çağdaşlıktan floresan lamba gibi ışıl ışıl yanacak. Birisi yanağınıza parmağıyla şöyle bir dokunsa 640’lık Fiat traktörün karda yürüyüp de iz bıraktığı gibi yanağınızda iz bırakacak! Sonra toprak olacaksınız, sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksiniz, oradan özünüze ulaşacaksınız, çiçeğin özüne bir arı konacak. Ayyy çok pardon, Şener Şen’in oynadığı Eşkıya filminin repliğiyle karıştırdım. Ben kaldığım yerden devam ediyorum. Sonra bir aydınlanma gelecek. Evet evet, beşinci günün şafağında aydınlanmaktan dolayı Olimpos Dağı’nın çocukları gibi bıcır bıcır olacaksınız, eşşek sıpası gibi sevimli olacaksınız. Ve nihayet böylece öldüğünüzde ışıklar içinde yatacaksınız. Ama mezarda ışığı nereye takarlar onu henüz keşfedemedim efendim, onun formülünü de bulursam muhakkak yazarım. 

RİNGO RİNGO ŞİŞELER NE OĞLUM?

Anadolu “düğünleri” gerçekten şimdiki gibi miydi yoksa bizler yozlaşmış bir hayatın yabancı müdavimleri miyiz?

Kendimize ait olmayan bir hayatta neyin imtihanından geçebiliriz ki?

Başörtülü kızlarımız, pırıl pırıl erkeklerimiz… Düğünlerde “Fatiha” okunup eller duaya kalktıktan hemen bir dakika sonra müzisyen(!)in “Gelin ve damadı sahneye alıyoruz” anonsunun ardından “Ringo ringo şişeler” şarkısı eşliğinde ellerini havaya kaldırıp deli gibi sallanan bir gençlik!

Necip Fazıl’ın bahsettiği gençlik bu olmasa gerek yahut Asım’ın nesli bu değil herhalde!

“Rakı mı içtin yar bensiz” sözleri eşliğinde kızları şakır şakır oynarken seyreden Hacı Baba’lar ve Hacı Anne’ler!

Acaba hangisi kendisine yabancı? Yoksa çamura gömüldük de çıkmaya gücümüz mü yetmiyor?

 “NİKÂHI MÜFTÜLERİN KIYMASI TOPLUM BEKLENTİSİYDİ”

Uzun zamandır bu konuda zaten talepler vardı. Hatta nikâhı belediyelerin kıyması bize göre uygun değil! Düşünün çöpleri toplayan, asfalt yollar yapan, kanalizasyon çalışmalarıyla uğraşan belediye nikâh kıyıyor! Bunun ardından bir de imama gidilip “dini nikâh” kıyılıyor. Bir kişiyle evlenip 2 nikâh kıyıyorsun! Müftülerin nikâh işlemlerini yapmasıyla hem resmi hem dini nikâh bir arada yapılmış olacak. Tabii ki bu konuda nikâh kuralları ve işlemleri nasıl işliyorsa yine öyle işleyecek. Bu değişiklik sonrası Türkiye’ye yine “irtica” gelmeyeceğini de çok burjuva teyzelere söyleyin de kalpten gidip ahreti boylamasınlar! Ahreti boyladıkları takdirde yukarıda tarifini verdiğimiz ışıklar içinde uyuma formülünü uygulamış olurlar umarım! 

“EY ADALET HAKİKATEN BAYDIN”

Sıcaklardan değil ama bozuk adalet sisteminden sıkıldık! Yeni Adalet Bakanı Abdülhamit Gül eminim bizdeki adaletin bozukluğunu çok iyi biliyordur. Hükümetin tüm çabalarına rağmen, adalet sisteminin üzerindeki bulutlar dağılamadı. 

Teröristlerin “tutulup tutulup” bırakılmasından sıkıldık. Madem bırakacaksınız ne diye tutuyorsunuz, madem tutacaksınız ne diye bırakıyorsunuz. Çok mu duygusal bir yaklaşım oldu, rasyonel mi olalım istiyorsunuz? İyi de 15 Temmuz’da hangi “rasyonel beyefendi” sokağa çıktı? Biraz “duygusal” olmanın kimseye zararı olmaz, çünkü gerçek toplumlar duygularıyla ve ruhlarıyla vardır. Adalet bu ruhu zedelerse insan bozulur, bozulan insanlar ise “millet” olmakta zorlanır.

Akit
31 Temmuz 2017

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YORUMLAR

  • hursit dilaver

    01 Ağustos 2017 17:49
    0 0
    onu bunu bilmem. aşağıda en şanslı olan ecevit.biz yukarda her yanıt, olasılık, gereksinim, sınav gibi aziz ve muhterem ve de devr-i dilara-yı cumhuriyenin dil uzmanı olan büyük türk eğitimcisi AGOP DİLAÇARA SELAM GÖNDERİP, RUHUNU OKŞARKEN KELİMELERİMİZLE DE ECEVİTE BONUS GÖNDERME YARIŞINDAYIZ. NE DE ÇOK BONUSU OLDU ECEVİTİN. O BONUSLAR ONU IŞIKLANDIRDI İŞTE ne KISKANIYORSUNUZ.
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;