GÜNCEL

Fuat Uğur : “Fetullah öldü” şayiasını çıkaran Gülen ailesi paçayı kime kaptırdı?

Tarih
10 Mart 2022
İzlenme
Kişi
Yazar
Fuat Uğur

İki gündür ortalık yıkılıyor sosyal medyada. Önce FETÖ elebaşının öldüğü haberi yayıldı. Ardından Fetullah’ın yeğenlerinden, Kanada’da ikamet eden Kemal Gülen “Muhterem Hocaefendi’nin sıhhati gayet yerindedir” diye bir açıklama yapınca baktım, “muhterem” tag’ıyla Twitter’da yer yerinden oynuyor. Türkçe’nin ilk kez işittiğim en sunturlu küfürlerini -ki ben epey aşinayımdır çoğuna- okumak durumunda kaldım. Hesaplara baktım, muhalifi-muvafıkı; hepsi de Fetullah iblisinin gelmişini, geçmişini, yedi sülalesinin hatırını sormaktaydı. Kısacası, Fetullah’ın “Şefaatçi olacağım ilk kişi” olarak tarif ettiği Bülent Ecevit’in bir şiirinde belirttiği gibi “Türkçe’nin ferah gönlünce küfretmişiz” anlaşılan.

Ama bir baktık ki “öldü” söylentisini çıkaranlar da FETÖ elebaşının yeğenlerinden başkası değil. Onların kullandığı internet sitelerinden dolaşıma sokulmuş. Yani Gülen ailesinin etkili olduğu FETÖ’nün ABD’deki onaylı yayıncısı Tughra Books ve Blue Dome Press’in Twitter hesaplarından. Yaptıkları duyurularda  Fetullah Gülen’in öldüğü ve vârisinin Cevdet Türkyolu olduğu belirtilmekteydi ve taziye formatındaydı.

Fakat çok kısa bir süre sonra silindi. İlginçti!

Neler oluyor diye Ümit Akdemir’e sordum. “İç çatışma abi” dedi.

Anlattıkları şöyle:

“Bu şayiayı Gülen’in yeğenleri çıkardı çünkü Fetullah’tan sonra kimin geleceğinin tartışmaya açılmasını sağlamak istiyorlar. Asıl sebep Gülen ailesinin örgütü Mustafa Özcan’a teslim etmek istememesi. Ortada dolaşan söylentilere göre Fetullah’ın bir vasiyeti var. FETÖ elebaşı, 2009-2010 yılları arasında kardeşi Mesih Gülen’e Bediüzzaman Said Nursi’den geldiği iddia edilen bir sarık ve cübbeyi vererek ‘Bunları sakla, bir de vasiyetim var, bu zarfı al, ben öldükten, hak vaki olduktan sonra açıklarsın’ demiş. Gülen ailesi vasiyetin içinde Dünya İmamı olarak Cevdet Türkyolu’nun, Türkiye İmamı olarak da Numan Yılmaz’ın yazıldığını biliyor, çünkü bu zarf ellerinde ve açtılar. Hâlen Avrupa’da yaşayan Mesih Gülen, tahtın tek vârisi olmak için neredeyse tüm örgütü ele geçiren Mustafa Özcan ile arası açık olduğundan, bu vasiyeti içeren zarfı Gülen’in ailesine vermiş olabilir. Fetullah’ın ailesi şimdi bu zarftaki bilgileri Mustafa Özcan’a karşı kullandıklarını sanıyorlar. Oysa Mustafa Özcan, bütün birimleri, derin yapıyı, parayı her şeyi ele geçirmiş durumda. Gülen ailesinin bilmediği şu; vasiyette tahtın vârisi olarak açıklandığı ileri sürülen Cevdet Türkyolu da Mustafa Özcan’a biat etmiş durumda. Yani FETÖ elebaşı ölür ölmez, vasiyet güya ilk kez açıldıktan sonra kendi ismi duyurulduğunda ‘veliahtlıktan çekildiğini’ bildirecek. Fetullah son günlerde saçmalamaya başlayınca  Özcan grubu, Alzheimer olduğunu yaydı. Gülen ailesi sıkıştı. Gülen’in öldüğü haberlerini yayarak vasiyeti tartışmaya açmaya çalıştılar ama başarılı olamadılar...”

Olayın aslı ve faslı bu. Artık iş işten geçti, Gülen ailesi paçayı çoktan beridir Mustafa Özcan’a kaptırmış durumda. Lâkin bunun farkında değil...

İngiliz oyunu budur

 

Amerika Birleşik Devletleri ile İngiltere’nin oluşturduğu Anglo Sakson İttifakı geçen yıl bir kumar masası kurdu ve karşısına da Rusya’yı oturttu. Rusya oturmak zorunda kaldı çünkü masada yumuşak karnı Ukrayna ve halkı vardı. Anglo Sakson (AS) İttifakı’nın kendilerine seçtiği ya da mecbur bıraktığı yancıları ise Almanya-Fransa ekseninde toplanan AB ülkeleriydi. 

AS ittifakının eli güçlüydü. Koz olarak sürdükleri Ukrayna’yı NATO üyesi yapacaklarını söylüyorlardı. Amaçları Rusya’nın elinde ne var ne yoksa almaktı. Rusya ise doğal olarak bunun bir varoluş-yokoluş meselesi olduğunu anladı ve kendi elini açtı.
Neredeyse 15 gündür yaşadıklarımız işte bu açılan kumar masasının Putin tarafından devrilmesinin sonucu.

Ama ABD-İngiltere kumarı sürdürüyor. Bu kez masada tüm dünya var. Yaptırımlarla Rusya’yı çökertmek, artan petrol ve gaz fiyatları, pahalılık, gıda kıtlığı ile dünyayı biçimlendirmek.

Üstelik oynanan oyun öylesine ustalıkla kurgulanmış ki, bu süreçten en az zarar gören ülkeler ABD ve İngiltere olacak. ABD’nin enerjisi de gıdası da kendine yetiyor biliyorsunuz. Bu konuda en büyük müttefiki İngiltere’yi yalnız bırakmayacağı da ortada.

Şu anda Avrupa’ya geçen Ukraynalı mülteci sayısı ise çoktan iki milyonu geçti.

Peki, İngiltere bu iki milyon mülteciden kaçını kabul etti dersiniz?

Yalnızca 300 kişiyi.

Yazıyla üç yüz…

Anlayacağınız kabak yine Almanya başta AB ülkelerinin başına patladı!

Kısaca Anglo Sakson İttifakı’nın Rusya kumarının bedelini Ukrayna halkı ile birlikte başta Türkiye gibi enerji bağımlılığı olan ülkeler ve AB üyeleri ödüyorlar.

Sonunda bir Adalet Bakanı'ndan yıllardır beklediğimiz hareket geldi

 

Önceki gün Bergen filmini izledim bir arkadaşımla. Artık pandemi döneminin bitmekte olduğu, sair gün olmasına rağmen sinemanın hayli kalabalık olmasından anlaşılıyordu.

Filmin sanatsal yanıyla ilgili fikirlerimi sosyal medya hesaplarımda paylaştım, burada tekrarlamayayım yeniden. Sadece şunu söyleyeyim, izlemeye değer bir film olmuş. Filmin sonunda, sahne adı Bergen olan şarkıcı Belgin’e defalarca şiddet uygulayan, onu sahte nikâh ile kandıran, sahtekârlığı ortaya çıktıktan sonra gerçekten evlenen ama şiddetin dozunu daha da artırarak yüzüne kezzap atıp bir gözünü kör eden, sonra sahnede şarkı söylerken bıçaklattıran, en nihayetinde öldüren Halis Serbest’in, kaçtığı Almanya’da birkaç yıl yattıktan sonra iade edildiği Türkiye’de “iyi hâlden” sadece 7 ay yatırılarak tahliye edildiğini öğrendik.

Kadın cinayetleri, şiddet…

Gel de isyan etme!

Asıl cinayeti işleyenler aslında bu türden kararları veren savcı ve hâkimler. Çünkü böylesi potansiyel ruh hastası katiller, aldıkları cezalarla cezaevlerinde ömür boyu unutulacaklarını bilseler, buna örnek kararlar olsa, “Kendimi bi tahrik ettirsem, bir de iyi hâl göstersem üç beş yılla çıkarım” hevesine kapılamazlar.

Dün bu konuda geleceğe dair ümitlerimizi artıran bir gelişme yaşandı.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Tokat'ta kendisinden ayrılmak için babası Mehmet Demirel’e sığınan eşi Özlem Ağ'ı 23 yerinden bıçaklayan Samet Ağ'ın tahliyesini isteyen savcı ile tahliye eden hâkim hakkında Hâkimler ve Savcılar Kurulu'na (HSK) inceleme yapılması izni verdi.

Kayınpederi Mehmet Demirel’i de bacağından bıçaklayan Samet Ağ önce 'tasarlayarak adam öldürmeye teşebbüs' suçundan tutuklandı. Ancak cezaevinde üç ay yattıktan sonra Ağ'ın avukatı, müvekkilinin adli kontrol şartı ile serbest bırakılması için başvurdu. Savcı bu talebe uydu, hâkim de tutukluyu adli kontrol şartı ile tahliye etti.

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;