GÜNCEL

Fuat Uğur : Fettah Dahhak ve Golyat, YALNIZ KURT’u alt edebilecek mi?

Tarih
03 Şubat 2022
İzlenme
Kişi
Yazar
Fuat Uğur

Bu ülke bir YALNIZ KURT aslında.

ATV’de geçen cuma günü yayınlanmaya başlanan Yalnız Kurt dizisinin basın gösterimi için davet edildiğim Turkuvaz Medya’nın salonundaki yerimi aldığımda aklımdan ilk geçen buydu.

Perdede kesintisiz olarak ve âdeta sinema filmi gibi izlediğim dizinin başrol karakterleri olan Altay Kurdoğlu ile onu yetiştiren Komutan Davut metaforları tam da düşündüğüm gibiydi.

Dizi, bir kafes dövüşçüsü olan Altay Kurdoğlu ve onu yetiştiren Davut Komutan’ın, karanlık-mafyatik sima Doğan’ın yanındaki Esra’yı kaçırmasıyla başlayan ve günümüzde geçen olayların çevresinde, sık sık başvurulan geriye dönüşlerle örülen bir hikâye ile ilerliyor. Böylece Türkiye’nin 1960’lı yıllara uzanan yakın tarihine gidip dönerken, o zamandan bugüne herkesin, her şeyin birbiriyle bağlantılı, iç içe olduğunu görüyoruz. Gerçek hayattaki bilgilerimiz de bu hikâye örgüsünü doğruluyor zaten.

Amerikan Barış Gönüllüleri’ni hiç işiten var mı?

Bize halis inek sütlerimizin yerine içmemiz için “bağış” olarak getirdikleri süt tozlarını içirirlerdi. Ben son dönemlerine denk geldim ilkokula başladığım yıl. İğrençti o süt tozu. Amerikan karşıtlığım o zamandan mı başladı acaba? Sınıflara konulan kazanlardaki o süt tozu kokusu hâlâ burnumda şu satırları yazarken bile. Barış Gönüllüsü denilen ABD istihbarat elemanları köy okullarında öğretmenlik de yaparlardı.

Yalnız Kurt, Erzincan’ın bir köyünde çoluk çocuk demeden yapılan bir katliamı haber alan Davut Teğmen’le başlar. Köyün muhtarı, namuslu, vatanperver bir adamdır. Davut Teğmen onun bölgedeki Barış Gönüllüsü Amerikalılardan bazılarının istihbarat ajanı olduğunu Millî İstihbarat Teşkilatımıza bildirdiği için öldürüldüğünü öğrenir. Çocuklarından ikisini kurtarır bir yetimhaneye yerleştirir.

Ama bu ihbarı, yani meçhul kişilerce köyde katliam yapanlara Muhtar’ın MİT’e bilgi verdiğini söyleyen kişinin kim olduğunu ise kurtardığı çocuğun boynunda taşıdığı ve ona verdiği muskanın içinden öğrenecektir Davut Teğmen. Fettah Dahhak adlı bir vaizdir. İlginç ve işitilmemiş bir ad ve soyadı.

İki anlamı vardır DAHHAK’ın.

İran mitolojisinde insan beyni yiyen yılan anlamına geliyor.

Diğer anlamı ise Dahhak bin Müzahim adlı Müfessir’den gelme.

Ana rahminde iki yıl kaldığı ve iki yıl sonra dişleri çıkmış olarak doğduğu, doğarken de güldüğü için GÜLEN anlamında Dahhak ismi verildiği rivayet edilmiş bir kişidir. Dahhak bin Müzahim takatten kesilinceye kadar vaaz verir, akşam olunca ağlar ve sebebi sorulduğunda, “Bugün amellerimden Allah’ın huzuruna ne götürüldüğünü bilmiyorum” dermiş.

Size kimi hatırlattığını biliyorum.

Fetullah GÜLEN… Çünkü yetiştirdiği beyni yenmiş Haşhaşileri bu ülkenin başına bela eden yılan başlı iblis zaman zaman FETTAH DAHHAK diye müstear isim kullanırdı.

Arkasındaki yapı ise Golyat. Davut’un Golyat ile mücadelesine de göndermede bulunuyor burada.

Dizinin ilk bölümünde Davut Teğmen Vaiz Fettah Dahhak’ı takibe alır ve buluştukları bir sahne vardır. Teğmen sözünü esirgemeden konuşur ve yaptıklarını bildiğini söyler. Fettah Dahhak tüm sinsiliği ile ona bakarak şöyle der:

“Bize ulaşamazsın Teğmen. Biz her yerdeyiz. Bizi göremezsin, tutamazsın, işitemezsin, dokunamazsın. Havayı tutabilir misin? (Avuçlarını açarak) Bak, görüyor musun şu ellerimi, havayı avuçluyorum ve kapatıyorum. Peki, avucumun içinde ne var? Hiç. Ama biliyoruz ki hava var.”

Konuşma aşağı yukarı böyleydi. Etkileyiciydi.

Geçmişle günümüz arasındaki bağı bu şekilde işleyen bir dizi çok başarılı olmaz genellikle. Ama OSMAN SINAV farkı bunun üstesinden gelmiş. Gösterim sonunda biraz da konuşma fırsatı bulduk. Senaryonun ve flash back’lerin biraz daha sadeleştirilip anlaşılır olmasını önerdim. Bizler geçmişe vâkıf olduğumuz için kolaylıkla anlayabiliyoruz ama yeni nesil için diyaloglara didaktik olmayan bilgilendirmeler koymakta fayda var.

Başta Cihan Ünal, Hasan Denizyaran, Damla Colban, Doğan ve Fettah Dahhak karakterlerini canlandıran oyuncular… Hepsi çok başarılılar.

Özellikle Yalnız Kurt Altay Kurdoğlu’nu canlandıran Hasan Denizyaran’ı daha evvel hiç işitmemiş olmama rağmen çok beğendim. Senaryo çok mühim tabii ama canlandırıcı olarak oyuncunun performansı kâğıt üstündeki karaktere âdeta hayat veriyor.

Gördüğüm kadarıyla en az Teşkilat dizisi kadar başarılı olacağa benziyor.

Devamını merakla izleyeceğim...

 


Davutoğlu’nun fabrika ayarları

 

Fatih Altaylı’nın programına çıkmış. Millet İttifakı’nda isim sırasına göre oturma muhabbetini konuşuyorlar. “Bu ülkenin menfaatine olacaksa ben en arka sırada, en kenarda olmaya razıyım. Bu ülke zarar görmesin diye Başbakanlığı bırakmışım ben" diyor.

Oysa Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Pelikan” diye bir yapıyı araç olarak kullanarak kendisine darbe yaptığını ve başbakanlığı bırakmak zorunda kaldığını söyleyen kendisiydi:

“Bana karşı AK Parti içinde Pelikan tarafından darbe yapılmıştı. Ama bana yapılan darbede Pelikan araçtı; bunun arkasında talimatla yürütülen işler var. Daha sonra Cumhurbaşkanı bunların olduğu yalıyı ziyaret etti.”

Başbakanlığı esnasında yaptığı konuşmada “Cumhurbaşkanımız aleyhine ağzımdan tek söz duymayacaksınız. Kutlu AK Parti davasına ihanet ettiğimi görürseniz yüzüme tükürün demesini es geçiyorum...

Şimdi neler yaptığını görüyoruz. İftiraya kadar vardırıyor işi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, onu öğretim üyesi olduğu yerden aldı, önce müsteşar, bakan, sonra da Başbakan yaptı. Karşılığında biraz da sadakat bekliyordu ama o Erdoğan’ın altını oyup partiyi ele geçirmeye, tüm il ve ilçe yönetimlerini değiştirmeye kalktı, milletvekilliklerine bir yerlerden ısmarlanmış adamları yerleştirdi. Batı sırtını pışpışlıyordu. Kendini mühim biri gibi hissetmesi egosunu şişirmişti.

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;