Güney sınırımızda üç ülke var. Suriye, Irak ve İran. Önce Irak parçalandı, sonra Suriye. Şimdi de İran parçalanmak isteniyor.
Esasında hedef, sessiz sedasız bir yönetim değişikliği meydana getirmek.
Ancak bunun olmayacağını, eğer bir sokak kalkışmasıyla yönetim değişikliği meydana gelirse bunu kanlı bir iç savaşın izleyeceğini hepimiz biliyoruz. Bunu bu kirli operasyonun arkasında yer alan güçler de biliyor.
İran'da yaşananlar bölgeyi istikrarsızlaştırma projesinin bir ürünü. İran'da ortaya çıkacak bir iç savaş doğrudan bize maliyet üretir. İsrail'e ise son derece geniş bir manevra alanı açar. Ötesi yok.
2010'dan bu yana birileri kendi kurmadığımız oyunlara bizi dahil etmek istiyor.
"Oyuna dahil etmek" dediysem, bizi sahaya sokmadan kenarda tutuyor, ama nasılsa o oyunun galibi olacağımıza bizi ikna etmeye çalışıyorlar. Suriye'de ilk dönemde olan buydu. Kuzey Irak'ta da az kalsın aynı senaryo hayata geçecekti. Şimdi İran'da benzer bir oyun oynanıyor. Bu oyunu biz kurmadık. Kimin kurduğunu biliyoruz. Ve bu oyun bize zarar getirecek bir oyun. O yüzden bir kere daha bu oyunu bozmak zorundayız.
Ayrıca bugün Türkiye, İran ve Rusya'nın bölgede geliştirdiği işbirliğinin ne denli somut sonuçlar ürettiği ortada. Bu durumda Türkiye neden İran'ın ve bölgenin istikrarsızlaştırılması projesine destek versin.
Bir de lütfen şunu unutmayalım. Türkiye bir kabile devleti değil. Bu ülkenin dış politikası güttüğü kan davalarına göre de şekillenmiyor.
Türk dış politikası çok şükür ki realist bir perspektifle hareket ediyor.
Sabah
3 Ocak 2018
Hiç yorum yapılmamış
717 kez izlendi
781 kez izlendi
556 kez izlendi
2080 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.