Anayasayı değiştirecekler ama... Ne bunun ne zaman olacağını söyleyebiliyorlar ne de bu değişikliğin içini doldurabiliyorlar.
İkisi "hemen" diyor, biri "iki yıl sonra"...
İki yıl sonra diyenin bu sözünü Türkçe'ye tercüme edelim: "Tamam, bu sisteme karşıyız ama önce nimetlerinden faydalanabildiğimiz kadar faydalanalım!" Şimdilik "üzerinde çalışıyoruz" ayağına yatıyorlar.
Komisyon kurmuşlar, komisyonda kimlerin olduğu belli değil. "Hukukçular" diye yuvarlıyorlar.
Komisyonun neye karar verdiği de belli değil.
"Ortak deklarasyon" yayınlayacaklarmış, bunu genel başkanlar mı yapsın, yoksa "ikinci tura kalacak aday" mı yapsın, ona da karar verememişler.
İkinci tur yoksa, sistem değişikliği de yok yani.
İkinci tura kalır da kazanamazsa, gene yok.
Birçok şaşkın, sistem değişikliğinin "Muharrem'in demesiyle" olacağını sanabilir...
Hayır, ancak "meclisin demesiyle" olur.
Bunun için de mecliste en az 360 oy gerekiyor.
360 oy demek, muhalefetin bu iktidarı bu seçimde "silmiş süpürmüş olması" demek.
Buna ihtimal veren var mı?
Yok. Basın amigoları dışında, yok.
Peki, meclisteki adamları "hemen değiştirelim" derlerse, Başkan Muharrem de "acele etmeyin, hele şu koltuğun tadını çıkarayım, iki yıl bekleyin" derse?
Zaten komisyon da "net bir tarih vermeyelim" demiş...
"En kısa sürede" diye laf yuvarlamış...
İş, meclisin demesiyle de bitmiyor.
Yeniden bir referandum gerekiyor!
Yani halk, geçen sene "değişsin" dediği halde bu sefer "eskiye dönülsün" mü diyecek?
Peki, neye dönülecek?
Rivayet muhtelif:
Kimisi "aynen eski sisteme dönülsün" diyor, kimisi "iyileştirilmiş sistemegeçilsin"...
Bu iyileştirmenin ne olduğu, ne olabileceği hakkında da ortada somut bir bilgi, bir öneri, bir ipucu yok. Yalnızca lafı var.
İyileştirme isteyenler "sivil anayasa" deyip susuyorlar.
Cumhurbaşkanını halka seçtiren anayasa sivil değilmiş...
Buna karşılık cumhurbaşkanı yapmak için meclis içinde ya da dışında "emekli paşa" arayacak sistem, sivilmiş...
Yoksa burada Ecevit mantığı mı geçerli olacak? "Emekli paşa değil de emekli sivil bürokrat olursa ona sivil denir!" Değişiklik "toplumsal uzlaşmaya" dayanacakmış.
Böyle bir uzlaşma da yok.
Yeterli sayıya ulaşamazlarsa, meclisteki "diğer partilerle" uzlaşma arayacaklarmış...
Yani AKP'ye "gelin sizin kurduğunuz sistemi yıkmak için bize katılın" diyecekler, onlar da "madem uzlaşma istiyorlar, uzlaşalım da ayıp olmasın" diye tükürdüklerini yalayacaklar...
Kendilerine bir önerimiz var:
yazının devamı
İkisi "hemen" diyor, biri "iki yıl sonra"...
İki yıl sonra diyenin bu sözünü Türkçe'ye tercüme edelim: "Tamam, bu sisteme karşıyız ama önce nimetlerinden faydalanabildiğimiz kadar faydalanalım!" Şimdilik "üzerinde çalışıyoruz" ayağına yatıyorlar.
Komisyon kurmuşlar, komisyonda kimlerin olduğu belli değil. "Hukukçular" diye yuvarlıyorlar.
Komisyonun neye karar verdiği de belli değil.
"Ortak deklarasyon" yayınlayacaklarmış, bunu genel başkanlar mı yapsın, yoksa "ikinci tura kalacak aday" mı yapsın, ona da karar verememişler.
İkinci tur yoksa, sistem değişikliği de yok yani.
İkinci tura kalır da kazanamazsa, gene yok.
Birçok şaşkın, sistem değişikliğinin "Muharrem'in demesiyle" olacağını sanabilir...
Hayır, ancak "meclisin demesiyle" olur.
Bunun için de mecliste en az 360 oy gerekiyor.
360 oy demek, muhalefetin bu iktidarı bu seçimde "silmiş süpürmüş olması" demek.
Buna ihtimal veren var mı?
Yok. Basın amigoları dışında, yok.
Peki, meclisteki adamları "hemen değiştirelim" derlerse, Başkan Muharrem de "acele etmeyin, hele şu koltuğun tadını çıkarayım, iki yıl bekleyin" derse?
Zaten komisyon da "net bir tarih vermeyelim" demiş...
"En kısa sürede" diye laf yuvarlamış...
İş, meclisin demesiyle de bitmiyor.
Yeniden bir referandum gerekiyor!
Yani halk, geçen sene "değişsin" dediği halde bu sefer "eskiye dönülsün" mü diyecek?
Peki, neye dönülecek?
Rivayet muhtelif:
Kimisi "aynen eski sisteme dönülsün" diyor, kimisi "iyileştirilmiş sistemegeçilsin"...
Bu iyileştirmenin ne olduğu, ne olabileceği hakkında da ortada somut bir bilgi, bir öneri, bir ipucu yok. Yalnızca lafı var.
İyileştirme isteyenler "sivil anayasa" deyip susuyorlar.
Cumhurbaşkanını halka seçtiren anayasa sivil değilmiş...
Buna karşılık cumhurbaşkanı yapmak için meclis içinde ya da dışında "emekli paşa" arayacak sistem, sivilmiş...
Yoksa burada Ecevit mantığı mı geçerli olacak? "Emekli paşa değil de emekli sivil bürokrat olursa ona sivil denir!" Değişiklik "toplumsal uzlaşmaya" dayanacakmış.
Böyle bir uzlaşma da yok.
Yeterli sayıya ulaşamazlarsa, meclisteki "diğer partilerle" uzlaşma arayacaklarmış...
Yani AKP'ye "gelin sizin kurduğunuz sistemi yıkmak için bize katılın" diyecekler, onlar da "madem uzlaşma istiyorlar, uzlaşalım da ayıp olmasın" diye tükürdüklerini yalayacaklar...
Kendilerine bir önerimiz var:
yazının devamı
Hiç yorum yapılmamış
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ
Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER
ÖNE ÇIKANLAR
Tümü
İbrahim Karagül : İsrail “Hilafet”i nasıl durdurur? Mes...
717 kez izlendi
Melih Altınok : Ekrem İmamoğlu’na bir rakip daha çıktı!
781 kez izlendi
Nedim Şener : Bana ‘yazma’ diyenler İmamoğlu ve adamlar...
556 kez izlendi
Nedim Şener : Mahkemenin tahliye kararını durdurma karş...
2080 kez izlendi
EN POPÜLER GÜNÜN YAZISI
YAZARLAR
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.