Şimdi bırakın imamın oğlunu, müezzinin kızını da, çok önemli bir konuya gelelim.
Devlet Bahçeli, "NATO, ABD'nin arka bahçesi, oyuncağı, keyfi olarak onu alıp bunu atacağı küresel bir organizasyon değildir" demiş.
Ne yazık ki tam da öyledir Sayın Bahçeli...
Öyle olmasaydı, "komünizm yıkıldı, artık bu örgüte gerek kalmadı" deyipNATO feshedilirdi. ABD, NATO'yu "başka işlerde, özellikle Ortadoğu'da kullanırım" diye ayakta tutuyor. Sonuçta, Sovyetler Birliği ve Varşova Paktı yıkıldıama Rus devleti sapasağlam ayakta, elindeki nükleer silahlarla.
Çin de geldi yetişti.
Zaten Bahçeli de bunu bildiği için "değildir" derken "olmamalıdır" demek istiyor...
Ve de şu müthiş cümleyi ağzından çıkarıyor:
"Eğer böyleyse Türkiye, NATO üyeliği başta olmak üzere tek taraflı işleyenuluslararası tüm bağ ve bağlantıları derhal sorgulamalı, bağımlılık ve tutsaklık yaratan bütün oluşumlarla diyalogunu kesmelidir!" Neyin peşinde olduğu kuşkulu bir emekli binbaşı da televizyonda "devleti düşünen yok" diye sallıyordu... İşte Devlet devleti düşünüyor.
***
Türkiye bu "bağımlılıktan kurtulma politikasını" ancak Erdoğan'ın önderliğindeve Bahçeli'nin desteğiyle sürdürebilir.
Bunun dışında, Kılıçdaroğlu, İmamoğlu, Fetullahoğlu, şunun oğlu bunun kızı "gelirse", Türkiye eski korkak ve pısırık uyduluk politikasına geri döner. Bunu da "demokrasi ve barış ayağı koşarak" yapar. Yersen, yurtta sulh cihanda sulh.
Kavga da bu nedenle verilmektedir.
"Tayyip'in devrilmesi" bunun için Batı'nın ve onun yerli uşaklarının bir numaralı sorunudur. Ama uşaklara sorarsanız onlar da hemen "Atatürkçülük ayağı" koşacaklardır.
Günümüzün gerçek Atatürkçü dış politikasını Erdoğan'ın izlediğini de domuz gibi bilerek...
İsmet Paşa "yeni bir dünya kurulur, Türkiye orada yerini alır" deyince çığlıklaratarlar ama aynı şeyi Erdoğan uygulamaya koyunca etmedikleri hakaret kalmaz!
***
Hiç yorum yapılmamış
698 kez izlendi
770 kez izlendi
555 kez izlendi
2078 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.