Türkiye’nin dış politikada rahatlaması özellikle de Doğu Akdeniz’de kuşatmayı gevşetmesi için Yunanistan, Mısır ve İsrail ile MUTLAKA UZLAŞMASI GEREKTİĞİNİ kim kulaklara fısıldıyor?
BİR, sözü edilen devletlerin Türkiye ile uzlaşmaya niyeti var mı, İKİ, muhtemel bir uzlaşma ne tür tavizler karşılığında sağlanacak?
Bu iki soru önemlidir.
MISIR TÜRKİYE İÇİN NE İFADE EDİYOR?
Mısır’ı 3 Temmuz 2013’te ülkenin seçilmiş başkanı Muhammed Mursi’yi deviren emperyalist/siyonist destekli darbeden sonra KAYBETMİŞ olmamız Türkiye’yi ne kadar etkiledi? Hiç.
Ama ne kadar çok değerler kazandırdı. Türkiye, demokrasinin sandığından çıkıp işbaşına gelmiş seçilmiş bir cumhurbaşkanı ve onu destekleyen siyasi hareketi korkunç metotlarla ezen bir askeri darbeye karşı en net tavrı koyan ŞEREFLİ BİR ÜLKE oldu. Bu siyasetin yapılanmasında ve uygulanmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlı duruşu belirleyicidir.
Erdoğan’ın 2013’ten bu yana sürdürdüğü Mısır politikası doğrudur. Bu politikayı tartışan ve değiştirtmeye çalışanlar, günümüzde İsrail-BAE hattında şekillenen Arap-siyonist ittifakının sözcüleridir.
Mısır’ın seçilmiş Başkanı Muhammed Mursi, arkasında BAE-Suudi Arabistan ve İsrail’in bulunduğu, tüm Arap ülkelerinin bu üçlüden kaynaklanan diplomatik terörle susturulduğu bir darbenin kurbanıdır. Darbe süreci ve devamında binlerce masum sivil gösterici, sadece demokrasiye sahip çıktıkları için kendi ordularının kurşunlarıyla can verdiler. Yüzlerce insan cezaevlerinde işkenceler sonucu öldürüldü. Yüzlerce idam infaz edildi. Muhammed Mursi yargılanırken mahkeme salonunda can verdi. Müslüman Kardeşler yöneticilerinin yalnız kendileri değil evlatları da hedef alındı, cezaevlerine konuldular, öldürüldüler.
Bütün bunlar çok eski tarihlerde yaşanmadı. Gözümüzün önünde cereyan etti.
Siyonist lobinin baskısı ve planlamaları doğrultusunda “demokrasi havarisi”(!) Avrupa ülkeleri, Fransa ve Almanya başta, askeri diktatörü 100 milyon nüfuslu ülkenin ekonomisinden büyük dilimi alabilmek için kırmızı halılı törenler ile karşılarlarken utanmadılar.
Bir askeri diktatörlük, Batı’nın ve Rusya’nın savunma sanayisinden satılan savaş ekipmanlarıyla Arap ülkelerinin en güçlü ordusun niteliği kazandı. (Aslında markette maydanoz satan bir ordudur, dış görünüşe aldanmayın.)
Sisi diktatörlüğünde Mısır halkının yarısı bu şartlarda yaşamakta 40 milyon Mısırlı “derin fakirtlik” olarak adlandırılan zeminde yaşam mücadelesi veriyor
Erdoğan, bütün bu kepazelikler içinde temiz kalmayı başardı, kanlı bir eli (Abdülfettah el-Sisi) sıkmaktansa, günü geldiğinde göğüslenebilir kayıplar yaşamayı tercih etti.
(Ayrıca, Türk-Mısır ilişkisinin düzelmesi halinde Türkiye’nin bir ihracat pazarı kazanacağına ilişkin bütün varsayımlar yanlıştır. Suudi Arabistan da dahil, bu tür Arap ülkelerinde Türk mallarına dönük boykot sürmektedir, hükümetlerin yaptıkları açıklamalar ile uygulamalar arasında fark vardır. Mısır ekonomisi Çin, Rusya, ABD, Almanya, İngiltere, Fransa ve İtalya’ya, açık TÜRKİYE’YE KAPALI bir ekonomidir, deneyin, tek kuruşluk yatırım yapabilir misiniz? AKSİNE, TÜRKİYE’NİN İSTİDBAT REJİMLERİNE KARŞI DURUŞU, ÜLKELERİNDEN ÇIKMAKTA KARARLI MISIR, SURİYE, IRAK, HATTA CEZAYİR, SUDAN GİBİ ÜLKELERİN SERMAYE BİRİKİMLERİNİN TÜRK BANKALARINA YERLEŞMESİNE NEDEN OLMUŞTUR. Türkiye’nin dış politikadaki anti-istibdat duruşundan sağladığı ekonomik fayda nedense kimse tarafındandile getirilmemektedir.)
Türkiye’nin;
Mısır‘ın, ülkenden yapılan muhalif TV kanallarını kapat, mahkemelerimde yargılanan MÜSLÜMAN KARDEŞLER mensuplarını da tutuklayıp bana iade et
İsrail‘in, ülkendeki Hizbullah faaliyetlerini durdur, Kudüs’le ilgili politikalarını yumuşat, BAE ile yumuşama sağla, İran’la ilişkilerini dondur,
Yunanistan‘ın arkamda Amerika ve Avrupa var, donanmanı Doğu Akdeniz’den çek, Ege’deki ihlallerine karışma, Kıbrıs’ı federasyon adı altında Rum yönetimine bırak
şartları içinde Mısır, İsrail ve Yunanistan ile görüşmesinin ne faydası var, son örneğini, Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın basın toplantısında sergiledi saldırgan tutum ile gördük.
Bir başka örnek, Kıbrıs’ın Baf kentinde gerçekleşen Yunan-Rum-İsrail-BAE dışişleri bakanları toplantısıdır. Arkalarına ABD ve Avrupa başkentlerini de alarak Türkiye’yi kuşatma, Doğu Akdeniz-Kuzey Afrika hatta Ortadoğu’dan dışarı sürme stratejisinin elemanlarının bu toplantısı gözleri açmıyorsa ne diyebiliriz?
Karşımızdaki ŞER İTTİFAKI’nın Türkiye’ye karşı ORTAK DÜŞMANLIĞINI, müzakereler yoluyla çözmeniz mümkün değildir. ŞER İTTİFAKINA TÜRKİYE DÜŞMANLIĞININ KENDİLERİNE AĞIR KAYIPLAR VERDİRECEĞİNİ GÖSTERMENİZ GEREKİR…
Aylardır, KAOSU YÜKSELTİN derken bunu ifade etmeye çalışıyorum…
YORUMLAR
698 kez izlendi
770 kez izlendi
555 kez izlendi
2078 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.