Sesli Makale

-İsmail hayırdır dertlisin

-Sorma Reis

Gün geçmiyor ki bu ülke de yeni bir ihanet, taze bir hain, milli olamayan bir bürokrat karşımıza çıkmasın.

Anlattıklarını dinleyince ben bunları yazarım kardeş dedim.

Reis sen yazarsın da onlar anlar mı?

İsmail sefer bizim zafer Allah’ındır.

Başlıyoruz…

Biraz sonra dinleyecek olduğunuz ihanetleri, hainlerin nasıl geçekleştirdiğini, Fötö’cülere sempati duyan John Dündar gibi avallerin ve dahası memlekete ihaneti aileden meslek bilenlerin tutuklanamayışları. Mallarını paraya çevirip yurt dışına kaçış şekillerini anlatacağız. Fetö hainlerine göre erken ikaz sistemi bize göre mutlaka düzeltilmesi gereken UYAP-POLNET yazılım sistemi…

Devam edelim…

Adalet sisteminin bütün “sırlarının bulunduğu” Ulusal Yargı Ağı Platformu (UYAP) sistemi, terör örgütü tarafından sarmalanmış, atılan bütün adımların takip edilmesi için ideal bir haberleşme kaynağı olarak kullanılmış ve halen kullanılmaktadır.

Savcılar tarafından yasal bir izin verildiğinde, bir dava açıldığında, davaya yeni bir ifade eklendiğinde, davanın seyrinin yön değiştirdiği durumlarda “Hukuk Abileri” tarafından bir üst abi gruplarına raporlanmaktaydı. Bu rapordan almış oldukları bilgileri, arama yapılacak mekanları, tutuklaması çıkmış şahısları doğrudan haberdar edip gerekli kaçış işlemleri ya da delil karartma işlemleri uygulamaktaydı.

Zaten arıza da bundan sonra başlıyor.

Bir şirkete el konulma kararı, sistemden geçtikten birkaç gün sonra emniyete ulaşıyor ve sonrasında operasyonlar planlanıyor. UYAP’ta bu karar görüldüğü anda, eğer şirket sahibi kişi FETÖ mensubu ise, doğrudan uyarılarak kaçış işlemlerinin yapılması veya doğrudan örgüte üye değil ise, bu bilginin paraya döndürülmesi söz konusu olmaktadır.

15 Temmuz olayları sonrasında sisteme görevi sebebiyle erişim sağlayabilecek kişilerden örgüt kapsamında tutuklamalar yapıldığı hepinizce malumdur. Ama bu tutuklamalar devlet için asla yeterli olmayacaktır. Bunun sebebine gelirsek, aslında örgüt, sisteminin içerisindeki bilgi edinme kanadı ile birlikte, yazılımın taaa hücrelerinde bulunmaktaydı.

Nasıl mı?

Bu sistem, HAVELSAN tarafından geliştirilen, yerli olduğu iddia edilen bir yazılım. HAVELSAN olaylarını hatırlarsanız, yerli üretilecek olan siber silah projelerinin tamamının bir sebeple iptal edilmesinde, var olan projelerin tökezlemesinde Terör Örgütü mensuplarının parmağı olduğunu görebilirsiniz ve hatta bu ilk ihmalleri de değil.

Yazılım mühendislerinden Onur Demircan darbe girişimi başarısız olunca elektronik posta ile istifa edip ABD ye kaçtı. Devamındaysa diğer projeler iptal edilip, başarısız olurken UYAP sisteme alındı. Teknik anlamda birçok sıkıntısı mevcutken yayına alınması, sürekli olarak koşuşturmaca olması, destek sürecinin her şeye rağmen devam etmesi, kötü olan yazılımın kullandırılmaya çalışılmasının sebebini artık iyice anladık.

BURADAN İTİBAREN BEYAZ YAKALI KIRICI NOTUDUR.

Bu sisteminin yazılımı, sunucuların bulunduğu teknik kısımların erişimi gibi tüm mahrem konular, Terör Örgütüne hizmet eden insanların kucağında. Sizin de örneklerini verdiğiniz binlerce ihanet kaynağının UYAP tan gerçekleştiğini söylemekten biz de çekinmeyeceğiz.

BU SORUYA DİKKAT.

UYAP konusunda çok aldığımız sorulardan bir tanesi de yazılıma konulan zararlı kodların, ya da bilerek açık bırakılan arka kapıların (backdoor) nasıl tespit edilemediğiydi.

Bakanlıklar belirli aralıklarla Cyber Penetration Test (Siber Sızma Testi) yaptırmakla yükümlüydü. Sızma testlerinin asıl amacı ise, dışardan sisteme açılan tüm kapıların, içerden dışarıya çıkan tüm verilerin kontrol edilip, raporlanması ve yetkisiz erişimlerin tamamının engellenmesiydi.

UYAP sistemi sızma testinden geçti.

Peki nasıl geçti! onu da hemen söyleyelim. FETÖ ’nün Türkiye’de siber güvenlik şirketlerinin olduğu ve bazı bakanlıklarda sürekli olarak hızlı işlemler yaptıklarına da çoğu kez şahit olduk. Bu insanların sızma testlerini yaptığı bakanlık sistemlerin de, sonradan dışardan bizim siber ekiplerimizin keşfettiği ve raporladığı onlarca açık ortaya çıktı. Bu sadece UYAP sisteminde değil, sağlık bakanlığındaki sağlık verilerinden tutun da mernisteki tüm vatandaşlık bilgilerine kadar her yerde. Ve hala bu açıklara göz yuman bilişim firmaları Türkiye’de aktif ve faal çalışmalarına devam ettiğini düşünüyoruz.

UYAP sistemini ele geçirerek tüm kararların, tüm izinlerin elinizde olması sizi ciddi anlamda güçlü kılıyor. Fakat diğer yandan puzzle’ın eksik parçalarını tamamlayabilmek için ele geçirilmesi gereken bazı önemli noktalar mevcut.

Bunlardan bir tanesi de Emniyet’in içinde kullanılan POLNET sistemleri. PolNet de tüm suç kayıtlarına şahısla alakalı olan her türlü hatırı sayılır bilgilere ulaşabilmeniz mümkün. Bunların yanı sıra, Emniyet İstihbaratın da bu sistemi kullandığı, tanık korumanın da aynı sistemi kullandığı düşünülürse, ciddi bir veri kaynağı deposuna ulaşmış oluyorsunuz. Tanık koruma programlarında kimin korunduğu, kime devletin destek sağladığı, kimlerin hangi bilgileri hangi isimlerle ulaştırdığı bile başlı başına bir inceleme konusudur. Bu veriler de FETÖ abilerine ve bölücü terör örgütüne an ve an aktarıldı.

Örnek üzerinden gidecek olursak

Yurt dışına çıkmanız gerekiyor ve yasağınız var. Terör örgütüne giderek durumu izah etmeniz, belli miktarda para veya bedel ödemeniz yeterli.

Sonraki süreçte ise PolNet’te sorun yaşandığı zaman kullanılması için tasarlandığı söylenen PolNet Offline ile sizin bilgileriniz yanlış olarak sisteme girildiğinde, siz “Arama Yok” yazısı görerek geçip uçağınıza biniyorsunuz. Adınız “Adnan” ise, bunu “Adnna” olarak yazmaları yeterli.

PolNet’in ne kadar açık kapısı var? Ne kadar riskli? Şimdiye kadar güvenlik testlerini kimler yaptı? Gelen raporlar oturulup gerçekten bu işte uzman kişilerce incelenip, tüm açık kapılar kapatıldı mı gibi soruları yetkili ağızlar sormalıdır.

Burada okumuş olduklarınız memleketini seven AY YILDIZA bağlı beyaz yakalı kırıcıların endişeleridir. Biz seslendirdik inşallah muhataplarımız kulak versin.

Son olarak da bu sistemin dün gece Atatürk Hava Alanın da sekteye uğradığını düşünüyoruz. Birisi mi korundu hainlerden biri yurt dışına mı çıkarıldı ya da art niyet var mı bilinmez. Ama şu bir gerçek ki pasaport kontrol de POLNET sistemi kilitledi. Bu sebepten sınır kapıları güvenliği yedek sistem olan POLNET OFFLİNE nı devreye sokmak zorunda kaldı. İç işleri bakanımız bu garip gelişmeyle alakalı raporu bir an önce isteyip durumu incelemelidir. Ondan sonra zaten resmi makamlardan kamuoyuna aydınlatıcı bir açıklama yapılacaktır.

Saygılarımla

seslimakale.com
17 Şubat 2017