SİYASET

Ali Turhan : BAŞKANIN ADAMLARI

Tarih
14 Ekim 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
Ali Turhan
 15 Temmuz gecesi

Türkiye’de sıcak bir gece başlamak üzereydi.Milletse yeni birKurtuluş Savaşına hazırlandığından haberdar bile değildi. Kahramanların tarihe dokunacağı o zamanlarda, kimse bir saat sonrasını garanti edemeyecekti. Şehirlerde kargaşa başlarken, Ankara sokaklarında ilerleyen bir araçta, Bakan Beyin korumaları heyecan içerisinde kalkışmanın boyutları hakkında bilgi veriyordu. Durumun ciddiyetini anlayan Bakan Bey, konuta gitmeleri talimatını verdi. Aklındansa ailesi ile son bir kez görüşmek vebabadan kalma Trabzon işini beline takmak geçiyordu. O sırada arabanın içindeki sessizliği çalan cep telefonunu bozdu. Arayan Mümin başkandı.Bakan SOYLU konuta gidiyorum dedi.Yarım saat sonra konutun önünde beliren makam aracından inip hızla eve geçti. Yirmi dakika kadar çocukları ile vedalaşan Bakan, korumaların kapıyı çalması ile seyretmiş olduğu televizyona ara verdi.Güvenlik Müdürü efendim dışarda Seyfullah,Mümin Başkan ve Muzaffer bekliyor. Yanlarında otuz kişilik bir ekip de var.Bakan bey Seyfullahlarıiçeri davet ettirdi.Mümin Başkan kapıdan girer girmez efendim TRT binasında kalabalık bir asker grubu var.Hemen hazırlanın binayı geri alalım. Dışarıda Sakarya grubu hazır beklemekte. Sanırım eski dostlarınızında desteği gelmek üzeredir.Toplamda yüz kişilik bir ekip olacağız.Direnç gösterirlerse bina içinde çatışırız. Çok şanslı isek Allah bize şehadeti nasip eder.Yok değilsek torunlara anlatacak hikâyemiz olur.Bakan ayağa kalkıp bir kac saniye düşündükten sonra, hadi yapalım su işi, böyle bir günde kendimizi göstermeyeceğizde ne zaman göstereceğiz.Böyle bir günde şehit olmayacağız da hangi gün bu memlekete kurban olacağız dedi ve kapıya doğru yürüdü. Dışarı çıkınca kapının önündebekleyen araçları ve Karadeniz’in hırçın delikanlılarını gördü.İyiden iyiye grubun iş bitireceğine inanmıştı.

 Arabalara binin talimatını verdi.

Tahmini yarımsaat sonra kafileTRT binasına ulaştı.Bina önündeki kalabalığı nasıl hareketlendireceğini cok iyi bilen gurup,Seyfullah’ın idaresinde TRT binasına girdiler. Sonrasını zaten herkes biliyor.

 Bakan bey bu hareketin onu İç İşleriBakanlığına kadar götüreceğini düşünmüş müdür bilmiyorum.Ama şu bir gerçek ki etrafındaki aslan parçaları o geceki en stratejik hamleyi yaparak görünmeyen kahramanlar sınıfına Mümin Muzaffer ve Seyfullah bir şekilde adlarını yazdırdılar.

Başlıyoruz…

Türkçe konuşan devletler istihbarat başkanlığı Azerbaycan

Gece 1:30

Müsteşar Fidan kapağında CUMHURBAŞKANLIĞINA yazan raporuna son bir kez göz attı. Üç yıldır sürdürmüş olduğu AVRASYA başkanlığında raporunu tamamlamanın derin hazzını yaşıyordu.Bu süre zarfında B.D.T ye (Bağımsız Devletler Topluluğu.)bağlıTürkçe konuşan ülkelerin İSTİHBARAT BAŞKANLARI ile geçirdiği zamanı düşündü.Türkiye’nin pazarlık masasında elini ne kadar güçlendireceğini bildiği bu rapor artık BEŞTEPEYE gönderilmek için hazırdı.

Sen Petersburg toplantısında Rusya Devlet Başkanı Putin in kendisi tanıtılırken Sayın MÜSTEŞAR buradaysa benim ne söyleyeceğimide zaten biliyordur cümlesiyle onurlandırılmıştı.

Diğer bir taraftan yerine gelecek olan ismin belli olduğunu onun hakkında bilgi sahibi olmadığını anımsadı. Halefine vereceği brifingini hazırlığını yapmak üzere bilgisayarını açtı. Ekrandaki yeni bir mailiniz var mesajını görünce üzerine tıkladı.

Mesajda tanımadığı bir isim Türkiye’denyazdığını belirtiyor,kendisinin kim olduğu konusunda bilgi veriyordu. Konunun devamında ise, müsteşara tebessüm ettiren konuyu çıtlatıyordu.

 Sizin gibi devletin yükünü çekmiş, birçok riskli konuda görev almış biri, Sayın Erdoğan’ın cezaevinde olduğu dönemlerde, güvenliğini sağlamak için cezaevinde bulunmuş olabilir mi diye soruyor ve Reis’le beraberliklerinin başlangıç tarihini öğrenmeye çalışıyordu.

Öyle ya balkanları avucunun içi gibi bilen, Orta Asya da çok rahat hareket eden ve kim bilir yarın TOKYO BÜYÜKELÇİĞİLİNDE görev yapacak olan bu derin bürokratın, hiçbir görevden çekinmediği kanıksanmış bir gerçekti.

 Önündeki deftere mail atan ismi not alıp tereddüt etmeden mesajı sildi.

Beştepe’de Stratejik Derinlik…

Suriye Toplantısı

Suriye masası Davutoğlu’nun başkanlığında toplantıya başlamıştı. Başbakanlık yoğunluğundan kurtulan hoca devletten gelen talimat doğrultusunda danışmanlarını azletmiş fikren dışarıdan yapılacak müdahaleleri engellemişti. Artık on beş kişilik bir koruma ordusu ile dolaşıyordu. Başbakanlığı döneminde teşkilata ve vatandaşlara söz vermiş olduğu sözleri yerine getiriyor ve yazmış olduğu kitabının başlığı olan ‘Stratejik Derinliği’ daha rahat uyguluyordu.

Suriye’de yapılmakta olan Fatih Kalkanı operasyonunun hatasız gitmesi için üstün gayret sarf ediyor birinci bölümü olan Fırat Kalkanı bölümünü yakından takip ediyordu. Danışmanlarının yönlendirmesi ile Reis ölürse yerine siz geçersiniz fikrinden de uzaklaşmış oluyordu. Gerek parti teşkilatlarının içinde gerek vatandaşlar nezdinde gündem bulan Reisten sonraki isim kim olur tartışmasını böylece rafa kaldırılmış oluyordu.

 Devletin hocaya yüklediği ve kimsenin bilmediği yeni misyonda sessiz sedasız devam eden bu akademisyen belki de gelecekte yine ve yeniden Bay Başkan olacaktı. Korumalarının etten duvarla çevirdiği hoca göz önünden alınmış daha faydalı olacağı yeni pozisyonuna konuşlandırılmıştı.

Toplantıya başkanlık eden HOCA konuşmaya başladı.

Kıyamete on iki kilometre uzaktayız. Politik ayağı tamam olan bu harekât ABD UNSURLARI hariç herkes tarafından kabul görmekte. Çuvala cevap asıl şimdi gerçekleşmekte.

Eğit donat sistemiyle yetiştirdiğimiz 4000 savaşçı MUSUL’a en yakın mesafeye konuşlandırıldı. MUSUL’da ki DAEŞ gibi düşman unsurlarını TÜRK topçularının atış mesafesine aldık. BAŞİKA ekibi 600 civarında çift taraflı oynayan ajanın işini bitirdi. Eğer sıkıntılı bir durum olursa KAYYARE’yi vurmaktan çekinmeyeceğiz. Bu da üçüncü dünya savaşının başlangıcı olacak. Operasyonun 60. Günü PYD örgütünün de sıkıntılı günlerinin başlangıcı olacak. Hükümetten ayrılan sayın bakan devletin bakanlığı görevine başladı, bundan sonra mit yeni destanlar yazacaktır. Herkes derhal görev bölgelerine intikal etsin ALLAH YARDIMCINIZ OLSUN.

Kudüs yakınlarından bir hikâye

Tan yeri ağarmaktayken sabah namazı cemaati de yavaş yavaş çıkmaya başlamıştı.

 Eski Kudüs müftüsü HATİP’in yanına yaklaşarak İşrak vakti buluşması için vakit tamam dedi.

 Bu kalabalık grup İsrail ajanlarına kendilerini fark ettirmeden görevi gerçekleştirmek istiyorlardı. Yıkıntılar arasında bir süre devam ettikten sonra 1260’lı yıllardan kalma içinde Osmanlı askerlerinin naaşlarının da olduğu MAMALLAH MEZARLIĞINA vardılar. Mihmandar, grubu ustalıkla kabir taşlarının arasından geçiriyordu. Az ileride bir mezarın basında bekleyen silueti gördüler. Adımlarını sıklaştıran heyet gördükleri şahsa ulaştı.

Artık ev sahibi HALİT MEŞALDİ. Misafirlerini selamladıktan sonra merakını yenemeyip heyetin geliş sebebini sordu.

 Şimdi sözün sahibi zamanı bildirecek olan HATİP’di.

Profesör Emin Hocanın modernleştirdiği cemaatin, Söğüt özünden çıkıp millete başkanlık edenin, Beştepe’de senin odanın tefrişatını bilenin,  üzerimde kalmasın diye selamını getirdim.

Haysiyetsiz cenazelerde fütursuzca gözyaşı dökenin idarede ömrü tamamdır. Bağlı bulunduğun Payitaht senden razıdır. Yetiştirdiğin ağaç meyveye durmuş görevin seneye bugün için son bulmuştur. En yakınlarına aday olmayacağını bildir. Yeni görevin için zihnini dinginleştir. Bu sözlerim bu gün için sana getirdiğim son emanettir. Artık yeni görev için bende hürüm dedi ve sustu.

Şimdi mezarların ortasında HALİT MEŞAL konuşuyordu.

Payitahttan gelen bizim içinde buyruktur.Gönlümüzdekini bilen Allah yine merhameti ile muamele etmiştir.Ömrümüzden al ömrüne kat diye dua edilen bu Alicenap millete kutlu bir armağan olmuştur. Yarından tezi yok, yakınlarımdan başlayarak tüm dünyaya duyurulacaktır.HAMAS’a liderliğim tarih olmuştur.Allah bu ümmete feraset nasip etsin dedi ve misafirlerini selamlayıp yeni gelen talimatı bildirmek için yakınlarına doğru gitti.

Devam edelim…

  Zamanın birinde başka kutsal mekân

Türkiye Hac Başkanlığı

 MEKKE

Otelin lobisinde toplanan kalabalık dost bir havada sohbet etmekteydi. Diyanet İşleri Başkanı kalabalığın biraz daha kendisine yaklaşması için işaret etti. Evet, arkadaşlar sesim arka tarafa ulaşıyor başlıyorum.

Allah’ın rahmeti bereketi ihsanı ikramı sizin üzerinize olsun. Bu beldelere hakkıyla gelip hakkıyla dönmek hepinize nasip olsun.Bugün size küçük bir anekdot ile başlayacağım.

Geçmiş yıllarda yani henüz bu görevde değilken, haber kanallarına küçük bir son dakika bildirisi düştü.O dönemki PAPA dünyadaki Müslüman nüfusununHristiyan nüfusuna çok fazla yaklaştığı, acilen İslamiyet haricindeki din mensuplarının gereğini yapmak sureti ile önlem almasını istiyordu. O günlerde bu beyanat için çok ateşli tartışmalar yapıyor ama bir Müslüman olarak yapılması gereken hamleyi bir türlü bulamıyorduk. Günler bu üzgünlükle geçerken Diyanet İşleri Başkan yardımcılığına atandım.Zamanın takriben hangi tarihe denk geldiğini siz çıkarın.

Devam edelim…

Yine böyle görevlerimizi tamamlayıp eve döndüğümüz sırada Başkanımızın bana atmış olduğu bir mesaj ile karşılaştım.Hemen bilgisayarı açıp mesajdaki linke ulaştım.Yine PAPAfecaat bir açıklama ile gündeme oturuyordu.Haberde 23 sene Peygamberlik yapan Hz. MuhammetSAV Kılıçla insanlara din değiştirtmekten başka ne yapmış diye soruyordu.

İçimden geçenleri ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Bir süre uyku tutmayınca evden ayrılıp daire ye gitmeye karar verdim.Binaya geldiğimde gördüm ki Diyanet işleri başkanı da aynı huzursuzlukla daireye gelmişti.Biraz sohbet ettikten sonra Papa’ya karşı bir yazı yazmaya karar verdik. Kaleme aldığımız bu yazıyı kimseye sormadan Diyanetin sitesine koyduk.

Artık rahat bir uyku bizi bekliyordu.Sabahleyin olacak olan müdahaleyi üç aşağı beş yukarı kestiriyorduk.Sonuç olarak mesaj gideceği yere ulaşacaktı.Sabah müdahaleler yapılınca yazıyı siteden kaldırdık.Kısa bir süre sonra Vatikan’danPapalık yetkilileri bizi arayıp Papa’nın Türkiye’yi ziyaret edeceğini söylediler.Bu dengesiz açıklamaya sadece Türkiye karşı yazı yazmış ve Vatikan’daTürkiye’yi ziyaret listesine almıştı.

Bu günlerde bile Müslümanların kanları ile yıkanan bu coğrafyalar mücadele ruhunu kaybetmekte.Allah Resul ’ünününcihat çağrısını unutup tebliğinden geri kaldığımız sürece yataklarımızda ölmemize izin vermeyecekler.

Sözünü tamamlarken on yedinci kafile başkanı kendini göstermek sureti ile konuşmayı durdurmuştu.Diyanet İşleri Başkanı gel deyince ona doğru yürümüş ve elindeki kâğıttan okumaya başlamıştı.

Sayın başkanım Türkiye’deki arkadaşlar imamlara gönderilecek olan genel hutbenin içinde bir maddeyi tekrar size teyit ettirmem için ısrar ettiler.Bu maddede kurban derilerini cemaatlere değil Türk Hava Kurumu gibi birimlere bağışlamamız gerektiği yazıyor.Siz tekrar teyit ediyormusunuz diye sordu.Başkan biran duraksadıktan sonra gerekçesini söylemeksizin hutbenin böyle irat edilmesi gerektiğini ve herhangi bir yanlışlık olmadığını söyledi.

 Gerekçesini bugun bile bilmediğimiz Fetöcü olmayıpta sağlam çıkan cemaatlere neden böyle bir engelleme yapıldığını merak etmekteyiz. TASAVVUF yolunda hizmet eden insanlara topyekûn saldırı olurken yangına körükle neden gittiğini merak etmekteyiz. Hac dönüşünde hutbeye müdahale ettiği gerekçesi ile kimse görevden alınmadığına göre, haksızlık etmişte olmuyoruz.Peki, Diyanet İşleri Başkanı Sayın GÖRMEZ bu hutbeyi bile isteye yaptırmış olabilir miydi?

Nasılsa bir gece uyuyamayıp bir yazı kaleme alacak, bizde cemaate değil cemiyete adam kazandıran bu topluluklara, neden böyle bir müdahale yapıldığını öğreneceğiz.

Saygılarımla 

Seslimakale.com
14 Ekim 2016 

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YORUMLAR

  • @li

    14 Ekim 2016 19:19
    0 3
    Yüreğinize kaleminize saglik. Alimin mürekkebinin, şehidin kanı kadar kıymetli olduğunu bir kez daha anlıyoruz. Allahım, sizin gibi doğruları anlatmaktan çekinmeyen, vatansever, milletini ülkesini seven kalem sahiplerini artırsın... selam ve dua ile...
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;