GÜNCEL

Ali Turhan : AKDENİZ’İN ÇANAKKALE’SİNİN KURTULUŞU

Tarih
13 Kasım 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
Ali Turhan
Bu yılın mayıs ayında, ATV’ nin ortak yayınında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şu dikkat çekici açıklamayı yapıyordu.

BELKİ DAHA ÇOK ŞEHİTLER VERİLECEK AMA, ZAFER TÜRKMEN DAĞI' NIN OLACAK. TÜRKMEN DAĞI, ZAFERİN ŞAHİDİ OLACAK. SİZ DUA EDİN, BİZ GEREKENİ YAPIYORUZ.

Bu beyanattan sonra gözler, Türkmen dağına çevrilmişti. Sivil toplum örgütlerinden bu bölgeye yüklü miktarda yardımlar toplanmaya başlandı. SERKAN KURTULUŞ ismini o günden sonra sık duymaya başladık. Yapılan her organizasyonda ismi geçiyor, Türkmen Dağı’na giden her milliyetçi memleket sevdalısını, doğru cepheye o ulaştırıyordu. Reis’in talimatından sonra gereğini yapmak için yola çıkan bu adamlar nasıl bu kadar düzenli organize oluyor, Türkmen Dağı neden düşürülemiyor, onları tanıdıkça daha iyi anlıyorduk.

Cumhuriyet Gazetesi’ nin, Adana’da ki mit tırları haberinden sonra ihanet cephesini de karşımızda bulmuş olduk. Daeş’e gittiği iddia edilen silahların, Türkmen cephesine ulaştığını ALPASLAN ÇELİK, kamera önüne geçip aslanlar gibi söylüyor ve Türkiye’ye minnetini belirtiyordu.

Öyle ya, daha çok şehitler vereceğiz diyen REİSİCUMHUR, bu söze rağbet edip hareket eden, şehit olmaya adayız diyen SERKAN KURTULUŞ ve koca yürekli dostları, gereğini yapmak için toplanılan yer Türkmen toprakları, Türkiye destekli bu mühimmat ellerindeki en ağır silahları, Türkmen dağı savaş meydanı, Şehitlik amaçları...

Neydi bu arkadaşların Türkmen davasına gönül vermelerinin sebebi? İçlerinde taşıdıkları imanları mı, hayata karşı göstermiş oldukları ülkücü duruşları mı, yoksa orada ki soydaşlarımızın dar alana hapsolmaları mı?

Suriye, İran, Rusya vb. güçler tarafından sürekli bombalandıklarını, çocuk, yaşlı, kadın demeden katledildiklerini, tüm yaşam alanlarının ortadan kaldırıldığını, hayatta kalanların da yaşadıkları yurtlardan göç etmek zorunda bırakıldıklarını üzüntüyle izlemiştik. Türk hükümeti, elini taşın altına koymuş, onlara kucak açmış, giyimden barınmaya kadar her türlü ihtiyaçlarını karşılamıştı.

Ama onlar, Türkiye sınırına kurulmuş olan kamplarda yaşamlarını sürdürürken, sınırın az ötesinde savaşan yakınlarının, akrabalarının, yurtlarının ve evlerinin bombalanasını izliyorlardı. Her bombalamada acaba bir yakınımız öldü mü, yaralandı mı diye endişe ediyorlardı. Bu bombalamalar her gün onlarca, bazen yüzlerce kez oluyordu.

O günlerde SERKAN KURTULUŞ ile telefonla görüştüğümüzde orayı bize anlatıyor şu önemli cümleleri kuruyordu…

REİSİN açıklamalarından sonra, soydaşlarımız için benimde bir şeyler yapmam gerektiğini düşündüm. Ne yapabilirim diye araştırdığımda, ismini daha önce sosyal medyada birçok kez duyduğum ALPARSLAN ÇELİK'in takdir edilecek mücadelesini izleme ve araştırma imkânım oldu. ALPARSLAN ÇELİK, Türkmen soydaşları için canını dişine takmış bir Türk komutandır. Cephede Türkmen soydaşları ile omuz omuza sırt sırta verip savaşmış, onların her türlü ihtiyaçlarını karşılamak için gecesini gündüzüne katıp mücadele eden kahraman bir Türk evladıdır.

Ben de Sayın Cumhurbaşkanı'mızın, Türkmen soydaşlarımız için yaptığı açıklamadan ve ALPARSLAN ÇELİK'in mücadelesini gördükten sonra bu kutlu davaya hizmet etmeye karar verdim. İzmir’den 8 arkadaşımla birlikte Türkmen dağına gittim. Orada, İZZET BALDIR adında kahraman bir Türkmen komutanla tanıştım. ALPARSLAN ÇELİK ile birlikte bu mücadelenin Türkmen dağında öncülüğünü yapan bu kahraman komutana ve askerlerine, arkadaşlarımla birlikte katıldım. Beraber cephelere gittik, savaştık. Yanımıza bombalar düştü, arkadaşlarımız şehit oldu. Sakat kalanlar, elleri, bacakları kopanlar oldu. Birçoğunun kimyasal bombalar yüzünden vücutları ağır yanıklar içinde kaldı. Birçok kez Türkmen soydaşlarımızın küçük çocuklarının yaşlılarının ve kadınlarının bombalanma sonucu ölümlerine şahit olduk.

Ağır yaralılarımız vardı ve sayıları çok fazlaydı. Tedavi ve bakım gerekiyordu. Türkmen Dağı’nda sadece bir tane hastane, orada da bir doktor vardı. Kısıtlı imkanlar yüzünden tedavileri yapamıyorduk. Devletimiz ambulans gönderip yaralıları ülkemize getirip tedavi ettiriyordu. Durumu kötü olan veya protez ihtiyacı olan hastaların tedavisini ise gönüllüler üstlenmeye çalışıyor ama tam yeterli olunamıyordu. Kendi imkanlarımla İzmir’de Türkmen dağından gelen yaralıların kalmaları için üç tane eşyalı ev kiraladım, yaralıları kendi imkanlarımla İzmir’e getiriyor düzenli olarak bakımlarını sağlıyordum. Bütün bu işler için gerekli masrafları kimseden yardım almadan çözmüştük.

Yaklaşık bir yıl önce ALPARSLAN ÇELİK komutan, İzmir’e tedavi amacıyla ağır yanık yaraları olan askerlerini getirdi. Onları kalacakları evlere yerleştirdikten sonra Alparslan Komutan’la birlikte bir yakınımın iş yerine gittik, yemek yerken gözaltına alındık. Gözaltındayken İzmir asayiş şube cinayet büro polisleri tarafından, sürekli psikolojik baskıya maruz kaldık. Alparslan komutanın ve benim, Adana'da yakalanan MİT tırlarının Türkmen dağına değil de el-Nusra ve işid'e gidiyordu yönünde ifade vermemiz isteniyordu. Ama biz o tırlar Türkmen Dağı’na gidiyor diye direttik. Bu aşamada ben daha gözaltındayken avukatıma BİMER'e dilekçe yazıp bizden Cumhurbaşkanımız aleyhinde ifade almak için baskı yapıldığını bildirmesini söyledim. Avukatım gerekli yerlere dilekçe yazıp konuyu bildirdi ve bu baskıyı yapan İzmir Asayiş Şube Müdürü ve diğer polislerden şikayetçi olduk.

Burada duralım…

Şimdi Aklımıza takılan birkaç konuyu buradan soralım. Mit tırları mevzusu bir ihanet şebekesinin operasyonu olduğunu biliyoruz. O gün tırları durduran tüm askerler tutuklandı. Durdurma kararını veren savcı tutuklandı.

Kanını son damlasına kadar Türkmen cephesine adayan bu kahramanlara ,İzmir’de bu operasyonu yapanlar sorgulandı mı? BİMER’ e yazılan bu şikâyet dilekçesinin içinde geçen isimler ihanet şebekesi kapsamına alındı mı? Görevden alındı mı? Peki açığa alındı mı? Müfettişler devreye girip gerekli tahkikatı yaptı mı? Kamuoyuna duyurulması gereken herhangi bir açıklama var mı? Bu arkadaşları suç işliyormuş konumuna getiren isimler herhangi bir yerden talimat almışlar mı? İvedilikle bu cevapları en yetkili ağızlardan bekliyoruz.

Devam edelim.

Serkan Kurtuluş, arkadaşları, kardeşleri ve sevenleri, Sayın Cumhurbaşkanımıza destek olmak için İzmir de LİDERE SAYGI DARBELERE KARŞI TÜRKMEN DAĞI DAYANIŞMA GECESİ düzenlemeye karar vermişler. Yirmi bin civarında katılım olacağını düşünüyorlar. Sanırım benim gibi birçok arkadaşımız da bu geceyi heyecanla bekliyordur. Cumhurbaşkanımızın ve devletimizin etrafı bu kadar çok düşmanla çevrilmişken, kanını son damlasına kadar bu millete hediye eden kahramanların sayısının artmasını umuyor, milli birliğimizin bozulmadan DİRİLİŞ GÜNÜNE kavuşmasını temenni ediyor ve şükranlarımı sunuyorum.

 

Saygılarımla


Seslimakale.com
13 Kasım 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;