GÜNCEL

Ali Karahasanoğlu : Yalı, MOBESE ve Çapkın yalanları!

Tarih
12 Mart 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Ali Karahasanoğlu

12 Mart 2015

Bugün birden fazla konumuz var.

Birisine yazıyı hasredince, sonra da aktüelliği kalmadı diye.. Bazı konuları atlamış oluyoruz.

Müsaadenizle, kısa kısa değinelim..

Birinci konu, Boğaz’daki trilyonluk yalıya çöken Gülen grubunun yalanı ile ilgili.

Dün Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem Bey aradı..

“Yazınızdaki ihale bilgisi yanlış” dedi.

“Ama önümde Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın avukatı Yusuf Burak Bey’in noterden yolladığı açıklama var, öyle yazıyor” dedim.

“Şu anki Genel Müdür, olay tarihindeki İstanbul Müdürü olarak söylüyorum, biz Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’na o yalıyı ihale etmiş değiliz” dedi..

Buyrun burdan yakın..

Hani çarpıtmalarına alışmıştık ama.

Bu kadar net, bu kadar açıktan, bu kadar tevili imkansız yalanlarına ilk defa şahit oldum..

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’ndan ve avukat kardeşimden yeni bir cevap beklerim..

Onursal Başkanları Ramiz oğlu Fetullah da cevap verebilir..

Bir iddiaya göre, Fetullah’ın dönüşünde, o yalıya yerleşeceği de iddia edilmiş..

Ankara’da altın madencisi Akın İpek’in şatosu..

İstanbul’da da, Boğaz’a sıfır Sahilhane yalısı!

İddia o ki, Ramiz oğlu Fetullah için hazırlanmış..

Dolayısı ile, belki serüveni kendisi de biliyordur..

Buyrun, “Bize yalı teklif edilirse, ‘Biz ne günah işledik’ diyerek teklifi hakaret sayarız” diyenler..

Şu yalı işini bir sonuca bağlayalım..

İkinci konumuz, MOBESE kameraları için kamuoyunda sıklıkla tartışılan “bilinçli karartmalar” konusuna yapılan açıklama..

İddia şu idi..

MOBESE kameraları kurulurken, yine Paralel yapı ile ilişkili bir şirket devreye girmiş..

Sonrasında da..

Kurulan sistemde..

Ne zaman görüntü ihtiyacı olan bir adli vaka yaşansa, “O kamera çalışmıyordu. Bu kamera arıza yapmıştı” türünden açıklamalarla MOBESE’nin devredışı bırakılma olaylarına şahit olunmuştu..

Gezi isyanındaki yüzlerce kameranın işlevsiz kalması ekseninde, “Sürat’le karartmışlar” başlığı atmış ve Paralel yapıya dikkat çekmiştik.

Kendi medyalarından cevap vermişler..

“Yalandır, iftiradır.”

Aynısını, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı da demişti..

Ama yalan, kendilerinde kaldı..

Şimdi bir başka grup avukatının açıklamasında, yine hiç tevilsiz yalanlamalar var: “MOBESE sistemi, 2005 tarihinde hizmete açılmış ve 7 farklı hizmet alanında ihale edilmiştir. Sürat Bilişim bu ihalelerden yalnızca birini kazanıp yükümlülükleri yerine getirerek teslim etmiştir. Sürat Bilişim’in üstlendiği işin kapsamı görüntüleme ve kayıt sistemleri ile ilgili kısım olmayıp, sadece sistem donanım cihazlarının teminidir. İlgili tüm yazılım projeleri ise bizzat İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilmiştir. Sürat Bilişim’in MOBESE kapsamında; kamera sistemleri, kameraların enerji kaynakları ve iletişim yolları konusunda herhangi bir çalışması olmamıştır.”

O zaman buyrun.

Çok mu zor, çıkartırsınız Emniyet’e kestiğiniz faturaları..

Çıkartırsınız, ihale metinlerini..

“Bak, burda makine satışı dışında bir şey var mı?” dersiniz, olur biter.

Madem 2005’te kurdunuz, işiniz bitti.

O zaman, çıkartırsınız 2007’den sonraki dönemlere ait, Emniyet’e hiç fatura kesmediğinize dair bilgileri..

İşi bitirirsiniz.. (Ancak, yan şirketlerinizi unutmayın.. Sonuçta iddia, Paralel yapı ile ilgili.. Paralel yapıya ait herhangi bir şirket o hizmeti verdi ise.. Yine iddia, doğru demektir.)

Tabii işin bir ayağı da Emniyet Müdürlüğü. İçişleri Bakanlığı..

Onlar da, tersinden açıklama yapıp, konuyu vuzuha kavuşturabilirler..

Vakıflar Genel Müdürümüz “Yalan” dedi..

“Biz ihaleyi, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’na yapmadık” dedi..

İş bitti. 

Şimdi de, kamu kurumları, meydandaki restleşmeleri, sonlandırmak için..

Arşiv bilgilerini, kamuya açmalıdır..

Gelelim, eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’a atfedilen sözlere..

Paralel medya, önce bir kitapta.. Sonra da kitaptan alıntı ile gazetelerinde, Çapkın’ın, “17 Aralık delillerinin güçlü olduğu”na ilişkin bir beyanı olduğunu yazdılar.

Çapkın dün bunu yalanladı..

Yalanlama ile birlikte..

Muhataplarının da inkar etmedikleri bir ayrıntı ortaya çıktı.

Meğerse 17 Aralık sabahı.. Organize Suçlar Şube Müdürü ile.. Mali Şube Müdürü.. Kendi makamlarında soruşturmayı yürüteceklerine.. Müdürlerinin konutuna gitmişler. Birlikte..

Ve 17 Aralık ihanetinin suçüstü delilini vermişler..

Nasıl?

Şöyle:

Hani bu arkadaşlar diyorlar ya.. “Müdüre de bilgi verilmez. Valiye de verilmez, bakana da verilmez. Başsavcıya bile bilgi verilmez. Soruşturma gizlidir..”

Be hey şaşkınlar..

Müdürünüzden gizlediğiniz soruşturmayı, 17 Aralık sabahında, birbirinden bağımsız iki şube müdürü, olaylardan çok önceden haberdar bir şekilde.. Rapor etmeye nasıl gitti?

Hani müdürünüzden bile gizli idi? Yan şubeden niye gizli değildi, yaptıklarınız? Amirinizden gizlediğiniz dosyayı, yan şube müdürü ile, nasıl paylaştınız, nasıl iş kotardınız? 

Paralel yapının emniyet ayağı, bu bilgi ile suçüstü olmuştur. Darbe oparesyonunun, belli bir ekip tarafından organize şekilde yürütüldüğü, tescillenmiştir.

Nokta..

YeniAkit

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;