Sesli Makale

Akın İpek pek bir sevindirik..

İngiltere’de sulh ceza mahkemesi (bilen bilir, en alt seviyede tek hakimli bir mahkeme) Türkiye’nin iade talebini geri çevirmiş..

“Melek annesi”nin oğlu da, hemen müjdelemiş haberi: “Bugün; tarafsız, bağımsız yargı bir karar verdi; Dava ve suçlamaların tamamı siyasi.. Hukuken ortada bir dava yok. Çatı çöktü..”

Oysa Melek Annesi onun için üç sene önce ne diyordu: 

“Oğlum Akın, İngiltere’ye bir toplantı için gitti.. Toplantısını yapıp, hemen dönecek.. Üç güne kalmaz, Türkiye’ye döner. Oğlum için kaçtı diyenler, yalan söylüyorlar.”

Üç gün geçti.. Üç hafta geçti.. Gelen yok..

Üç ay geçti, gelen yok.

Nihayet geçtiğimiz eylül ayı itibari ile üç yıl geçti..

Hâlâ gelen yok..

Melek annesi oğlunu bekliyor mu, yoksa bekliyor gibi mi yapıyor, bilmiyorum.

Ama Türkiye’nin “gelsin” davetine, ısrarla “Beni yollamayın” diye savunmalar yapıp, İngiliz hakimlerden ricalarda bulunduğuna göre..

İngiliz hakim de, “İade etmiyoruz” kararı verdiğinde, çok çok sevindiğine göre..

Melek Anne, gözleri kapıda, oğlunu daha çok bekleyecek..

Ama bu arada da..

Ya annesine bile yalan söyleyen bir oğul portresi tescillenmiş olacak..

Ya da..

Anne-oğul, ailecek yalancı bir fotoğraf  kesinleşmiş olacak..

**

Akın abisi müjdeyi verir de..

Tayyip Erdoğan iktidarında şişindikçe şişinip, en sonunda da güç zehirlenmesi yaşayıp, küçük dağları biz (haşa) yarattık havasına girip, binde birini tanımadıklarını iddia ettikleri polislerle siyasi iktidarı devirmeye kalkışan FETÖ’nün medya dünyasındaki sözde vakfı olan, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın tepesindeki adamları Mustafa Yeşil boş durur mu?

O da hemen kendisi hakkındaki müjdeyi vermiş:

“Değerli dostlar; Kendim ile ilgili 16 Eylül’de başlayan ‘iade talebi dosyası, iki ağır ceza mahkemesi iddianamesi incelemesi sonrası; iadeyi gerektiren bir suç bulunmadığı gerekçesi ile iade talebi REDDEDİLDİ. Gerek Akın İpek dosyası ve gerek bu dosya RTE yargısının iflasının ilanı!”

Meğerse, Mustafa Yeşil de, elebaşı Fetullah Gülen gibi, yeşil doların merkezi ABD’yi değil..

Akın İpek gibi, İngiltere’yi tercih etmiş.. 

Artık, bu tercihin arkasında ne yatıyorsa?

Akın İpek ve grubu, Tarık Toros ile Erhan Başyurt ile.. Bank Asya hissedarı Ali Çelik ile İngiltere’ye..

Yargıdaki FETÖ’cüler, Zekeriya Öz’ü ile Celal Kara’sı ile muhtemelen Muammer Akkaş’ı ile.. 

Almanya’ya..

Elebaşları Fetullah Gülen ve örgütün üniversite ağı da, ABD’ye yerleşmişler..

Bölüşüm böyle imiş demek ki..

Üç devlet aralarında bölüşmüşler, FETÖ’cüleri..

 Ve İngiltere, niyetini açık etmiş oldu..

“Fetöcüleri iade etmeyeceğiz!”

Hani itirazı falan var da..

Benim bir güvenim yok..

Adam, kendi elemanını nasıl iade etsin?

Ne desin de iade etsin?

“Bizimle uyumlu çalışıyorlardı.. Beceriksiz herifler, bir iktidarı deviremediler.. Vereyim Türkiye’ye de, cezalarını çeksinler mi” diyecek..

Becerememiş olsalar bile..

Mecbur kendi ellerinde tutacaklar..

Ama fotoğrafı, “Biz baktık.. Dosyada bir delil göremedik. İade edilmeleri için bir sebeb göremedik. Onun için Türkiye’nin talebini reddettik” diye dizayn edecekler..

Onun için diyorum ki..

Mustafa Yeşil, hâlâ kendilerini dini kimlikli insanlar olarak gören tabandakilere haklı gibi göstermek için çaba sarf etmesin..

“Bak suçumuz yokmuş ki.. İngiltere bizi iade etmiyor” havasına girmesin..

İngiltere’nin iade etmemesi..

Akın İpek’i, Mustafa Yeşil’i, İngiltere’den isteyen Türk yargısının gösterdiği delillerin zayıflığından değil..

Kısacası..

Türk yargısının iflası değil..

FETÖ’cülerin hainliğinin tescilinden kaynaklanıyor..

**

Ne diyordu, Akın İpek: “Bir gülümsemesine, bütün servetimi veririm.”

Bunu söylediği adam ABD’nin Pensilvanya’sında..

Akın İpek ise..

Emperyalistlerin kendi aralarındaki bölüşümü gereği..

İngiltere’de..

Bir gülümsemesini görmek için, aklından Pensilvanya’ya gitmek, hiç gelmiyor..

Zaten servet falan da hikaye idi..

Servet aslında Fetullah Gülen’in topladığı paralardı..

Akın İpek, emanetçi idi..

“Servetimi feda ederim” derken..

“Servet zaten onun” demek istiyordu..

“Üzerine yatmam” mesajı yolluyordu..

Şimdi de biri Pensilvanya’dan.. Diğeri Almanya’dan.. Öbürü İngiltere’den, hainliklerine devam ediyorlarsa..

Yurtdışına kaçırdıkları ve hakimiyetlerinde tuttukları paranın kokusundandır..

ABD, Almanya, İngiltere onlara bırakırsa..

Heveslenmeye devam etsinler..

Hâlâ kuyruğu dik tutmaya devam etsinler..

250 şehid verilmiş 15 Temmuz darbesindeki hainliklerinin, unutulacağını sansınlar..

Her geçen gün..

Unutulmayı bir kenara bırakın..

Giriştikleri ihanetlerin delileri daha net ortaya çıkıyor..

“Adanmış ruhlar” edebiyatı ile..

“Bir ceketim bile yok” mavalları ile..

Ellerinde tuttukları 150 milyar dolarlık servetin ayrıntıları, her geçen gün delilleri ile ispatlanıyor..

O servetin nasıl elde edildiği..

Himmetlerle..

Yerine ulaştırılmayan zekat-fitrelerle..

Kesilmeyen kurbanlarla.

Çökülen şirketlerle.

Bir gün gelecek, hepsi yüzlerine vurulacak..

Şimdilik sevinsinler..

“İngiltere bizi Türkiye’ye vermedi” diye kahkahalar atsınlar..

Ama aldattıkları saf insanlar, “Biz denizlerden geçerken boğulurken, bunlar hangi ara, İngilterelere, Almanyalara, ABD’lere gidiverdiler” diye..

Sormaya ve sorgulamaya başladılar..

yazının kaynağı