SİYASET

Ali Karahasanoğlu : Teos Tatil Köyü’ne cumburlop atla, babanın suçunu kabul etme!

Tarih
02 Şubat 2019
İzlenme
Kişi
Yazar
Ali Karahasanoğlu

Medeni Kanun ile başlayalım..

“Yasal mirasçılar, Kan Hısımları, Altsoy” başlıklı 495. madde şöyle:

“Miras bırakanın birinci derece mirasçıları, onun altsoyudur. Çocuklar eşit olarak mirasçıdırlar.”

Demek ki ne imiş?

Mevcut miras hukukunun temel ilkesi, çocukların babaya, eşit olarak mirasçı olmaları imişler..

Medeni Kanun böyle..

Peki vatandaşlık kanunu nasıl?

Türk Vatandaşlık Kanunu’nun 7. maddesi “Soybağı” diye başlıyor..

“Türkiye içinde veya dışında Türk vatandaşı ana veya babadan evlilik birliği içinde doğan çocuk Türk vatandaşıdır.”

Demek ki çocuklar, sadece Medeni Kanun gereği olarak babalarının (annelerinin) mirasına hak kazanmıyorlar..

Vatandaşlığı da, babaları (anneleri) sayesinde kazanıyorlar.. 

Bitti mi?

Vergi hukuku açısından da düzenlemeyi aktarayım..

Vergi Usul Kanunu bakalım, ne diyor? “Mirasçıların sorumluluğu” başlıklı 12. maddesi şöyle: “Ölüm halinde mükelleflerin ödevleri, mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılarına geçer.” 

Demek ki ne imiş?

Vergi sistemimizde, babanın borcundan, oğlu da sorumlu imiş..

Mirası reddederseniz, işte o zaman, borçtan sorumlu olmazsınız.

Ama, red halinde, babanın mallarından da yararlanamazsınız..

“Baba-oğul” arasındaki mirasçılık ilişkisi böyle..

Bir de..

Ceza hukuk sisteminde düzenleme var.

Onu da aktaralım..

Türk Ceza Kanunu’nun “Ceza sorumluluğunun şahsiliği” başlıklı  20. maddesini aktarıyorum:

“Ceza sorumluluğu şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz.”

Size, Medeni Kanun’dan, Vatandaşlık Kanunu’ndan, Vergi Usul Kanunu’ndan ve Ceza Kanunu’ndan, baba ile oğul arasındaki ilişkiyi düzenleyen maddeleri aktardım..

Ceza hukukunda baba ile oğul arasında hiçbir ilişki yok..

Baba başka.. Oğul başka..

Bu durum, herkes için de geçerli..

Kimse kimsenin suçunu üstlenemez.

Kimse kimsenin cezasını çekmez..

Ama bu kural..

Sadece ve sadece..

Ceza hukuku anlamında geçerli..

Yani..

Birisini cezaevine koyacağınız zaman.. Veya, birisinin sabıkasına suç kaydı düşeceğiniz zaman geçerli..

“Suçu ben değil, babam işlemiş” dediğiniz an..

O suçun kaydı, sizin üzerinize işlenmez.

“O cezayı ben değil, babam almış” dediğiniz an..

Babanızın yatması gerekirken yatmadığı cezayı, kimse oğluna yıkamaz..

Ama bu kural..

Alacaklar, için, borçlar için, vergi borcu için, vatandaşlık kazanımı için uygulanmaz.

Tam aksine..

Babanın alacağı, kural olarak oğluna geçer..

Aynı şekilde borcu da oğluna geçer.

Vergi borcu için de, aynı sistem geçerli..

Devletten vergi iadesi hakkınız var ise..

Onu da, hak sahibi baba öldüğünde,  oğlu alabilir..

Tüm bunları niye anlattım?

CHP’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterilen Tunç Soyer’in, “Babasının işkenceciliğinin, oğlundan sorulmayacağı”na ilişkin yorumları daha sıhhatli değerlendirmek için..

Kimsenin, “Nurettin Soyer ölmüş. O zaman oğlu Tunç Soyer’i yargılayalım, cezayı verip, hapse atalım” dediği yok..

Denilen şey, “Babasının mirasını reddetmeyen, malvarlığından hisse sahibi olan, hatta hayatında yaptığı icraattan kendi hanesine kâr yazılacak ise ona sahip çıkan Tunç Soyer’in, olumsuzluklara da ortak olması gerektiği”nin hatırlatılması..

Verdiğimiz kanun maddelerini uygulayacak olursak..

Aslında sıradan bir askeri savcı olan Nurettin Soyer, ben diyeyim birkaç milyon liralık.. Siz deyin birkaç on milyon liralik Teos tatil köyünü miras olarak Tunç Soyer’e bırakmış ise..

Tunç bey de, o mirası tepe tepe yiyorsa..

Nurettin Soyer’in işkenceciliği hakkında da, iki çift laf etmesi gerekir..

Yok öyle..

Ayşe Arman’a verilen röportajda, “12 Eylül, Türkiye’nin en karanlık dönemlerinden biri. Kardeşin kardeşi öldürdüğü, kardeşin kardeşe kırdırıldığı bir dönem” demekle işin içinden sıyrılmak..

Sana, 12 Eylül askeri darbesinden önce, toplum ne halde diye sorulmuyor..

Sana sorulan, “Darbeden sonra, baban kimlere hangi işkenceleri yaptırttı”.

Adam uyanık..

“12 Eylül” diyor da..

“12 Eylül”ün, darbe sonrasına girmiyor..

Darbe öncesindeki durumu aktararak, babasının işkenceciliğinin üstünü örtüyor..

“Babamın yaptıkları beni bağlamaz” diyor..

Teos Tatil köyü, seni bağlıyor ama..

Paraları alıp, keyifle yiyorsun..

Haydi para işini geçelim..

“O bir asker. Bir memur. Hem önüne sadece MHP davası gelmemiş ki. Dev-Genç, DHKP, tüm bu davalara da iddianame yazmış. Bir askeri savcı olarak hem hukuk hem de demokrat kimliğini korumaya gayret etmiş” diyor..

İfşaatı yapıyor..

Babasının önüne, gerçekten de, sadece MHP iddianamesi gelmemiş. MSP iddianamesi gelmemiş..

Aynı zamanda..

Dev-Yol davası da gelmiş..

Ama işin tuhaflığına bakın ki..

Tek kişilik direkt cinayet suçlaması olmayan MSP davası o tarihte açılmış, yargılama yapılmış, tutuklamalar sonrasında kişiler beraat etmişler..

MHP davasında, büyük oranda benzer sonuç çıkmış.

Ama..

333 kişinin ölümünden sorumlu tutulan Dev-Yol’cuların davasında..

Ne mi olmuş?

Söylersem gülersiniz..

Biraz gülün, “Objektif hukukçunun açtığı dava”ya..

Dava düşmüş!

Bir karar çıkmış, bozulmuş. İkinci karar çıkmış bozulmuş..

Nihayetinde, 2012’de tümü ile düşmüş..

Ne diyordu Tunç bey: “Hem hukuk hem de demokrat kimliğini korumaya gayret etmiş”.

Nasıl olmuş bu?

Milliyetçi insanları, haksız yere cezaevinde çürüterek.. Cezaevinde işkence yaptırarak.. 

Solcu teröristleri ise, dosyalarını düşürttürerek..

yazının kaynağı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YORUMLAR

  • Sayinlara cevap

    02 Şubat 2019 10:08
    2 0
    Bunlarin soyundan Hayir bekliyen gitsin Seytanin atesinden beklesin Ey kalbinde biraz vijdani ve iyilik kalmis insan Hakki savun ve bu naletlere oy vermeyin ve hayir beklemeyin Yazik geliceginizi maf etmeyin En Büyük ILAH Allahtir Lagalibe ILLALAH, yasasin Erdogan
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;