Sesli Makale

9 Nisan 2015

Önce şu tespiti yapayım ki....

Yazımda ismini geçirdiğim milletvekillerini,  “Suçlu gördüğüm” yorumu yapılmasın. 

Onlar için, “Bir tartışmanın hedefindeki isimlerdi” demekle yetineyim..

Madem tartışmada hedef alınmışlardı..

Madem bu isimler, savunulan siyasi çizginin “olmazsa olmazı” değillerdi..

“Onlar varsa bu siyasi hareket hayat bulur, onlar olmazsa bu siyasi çizgi ölür” konumundaki isimler değillerdi..

Türkiye’de temel hak ve özgürlüklerin önü tümü ile açılmak istendiğine göre..

Devlet bir dönüşüm geçirdiğine göre..

Şu isme, bu isme takılmadan..

Gerektiğinde hedef haline getirilen isimlerin, kısır kavganın malzemesi olmaktan çıkarılmaları için saha dışına alınmaları sağlanarak..

Diğer isimlerle mücadeleye devam etme anlamında..

Doğru olan yapılmalı idi..

Nitekim açıklanan milletvekili aday listesi ile, “doğru” olan yapıldı.. 

•

Ne yapıldı?

Egemen Bağış üç dönemini doldurdu da..

Diğer üç bakan henüz üç dönemlerini doldurmadığı halde aday gösterilmediler.

Erdoğan Bayraktar..

Zafer Çağlayan..

Ve Muammer Güler’den bahsediyorum..

Kendileri de adaylık talebinde bulunmamışlar ama..

Esas önemli olan..

YSK’ya verilen listede, isimlerinin olmaması..

Eski dönemlerde olsa..

Diğer partiler söz konusu olsa..

Tartışmalı isimler kendileri aday olmak istemezler ama..

Nasıl oluyorsa, bir şekilde ısrarcı olunur ve yine milletvekili yapılırdı..

Ama gördünüz işte..

17-25 Aralık’tan hemen sonra..

İlk milletvekili seçiminde, hedef haline getirilen üç isim de, aday olmadı/aday gösterilmedi..

İlaveten..

Düzce Milletvekili İbrahim Korkmaz da..

“Ben Hazreti İbrahim” diye kastını aşan esprisi ile gündeme geldikten sonra..

O da listede yer almadı..

•

Tamam mı maraza çıkaranlar!..

Tamam mı; “N’olur ya n’olur.. İstifa etsinler.. İstifa etmek o kadar mı zor” diye ağzını yaya yaya..

Kıyameti kopartanlar..

İstediğiniz oldu mu?..

Oldu!

O zaman samimi iseniz..

Buyrun sıra sizde..

Haydi burun

Şimdi siz de bizim dediğimizi yapın..

“Gelmek o kadar zor mu ya.. Geleceksin işte.. Bir uçak biletine bakar. Alacaksın uçak biletini. Geleceksin” diyorduk ya..

Hocanız için..

Şimdi siz de destek vereceksiniz..

Fetullah Gülen’i, Türkiye’ye getireceğiz.

•

Bakın, hedef haline getirdiğiniz milletvekilleri, yeni dönemde TBMM’ye giremiyorlar..

“İstifa etmek o kadar mı zor, bir istifa etsinler ya. Tamam iddialar abartılı olabilir. Uçuk olabilir.. Onlardan başka bu ülkede bakanlık yapacak adam mı yok?” diyerek, biletlerinin kesilmesini istediğiniz isimler... 

Görün işte.. 7 Haziran’dan sonra TBMM’de yoklar..

Bu saldırıyı yapanların yanında yer almamamızın bir sebebi de..

Saldırılanların siyasi çizgisinde.. 

Ortak akıl ile alınacak karara güvenmemizdendi..

O güvenimiz, haksız çıkmadı..

Tartışmanın odağındaki isimler aday yapılmadı..

Ama saldıranların cephesinde değişen hiçbir şey yok..

1999’da “kalp kontrolü” gerekçesi ile ABD’ye giden hocaları...

Ne hikmetse, 16 yıldır Türkiye’ye dönemedi..

Kendi isteği ile dönme ihtimali de..

Ufukta görünmüyor..

Suçladığınız AK Parti’nin ortak aklı..

Gereğini yaptı..

Pensilvanya’nın ortak aklı, niye gereğini yapmıyor?..

Söyleyin, “Bir kalp kontrolü, 16 yıl sürer mi?”

•

Saldırganların cephesinde değişen bir durum olmaması bir yana..

Benim tahminim bugünden tezi yok..

Onlar tekrar yeni bir saldırıya başlayacaklar..

“Niye aday gösterilmediler? Çünkü suçlu olduklarını, partileri de biliyor..” diyecekler..

Evet, şimdi yeni saldırı argümanları bu olacak..

Ama halk nezdinde..

Eski iftiralarına inanan olmadığı gibi..

Yeni saldırılarına da inanan çıkmayacak.

Yalancılara kim inanır ki?

“Kalp kontrolü” diyerek ABD’ye gidip..

16 yıldır ülkesine dönmeyen.. 

Abisi öldüğünde. 

Kardeşi öldüğünde. 

Annesi öldüğünde ülkesine dönmeyen bir insana.. 

Ve onun çevresindekilere kim inanır ki?

Yeni Akit