SİYASET

Ali Karahasanoğlu : Suruç için ağlayıp, Adıyaman için katile alkış tutanlar!

Tarih
22 Temmuz 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Ali Karahasanoğlu

22 Temmuz 2015

Suruç için ağlayanlar.. 

Adıyaman için “Ne olmuş ki orada” diyorlarsa, bir sorun var demektir..

Suruç için “Öldük, öldük” diyenler..

Aynı gün şehit olan askerimiz Müsellim için “Kim yapmış” diye bigane bir şekilde soruyorlarsa, bir ahlaksızlık var demektir..

Suruç için “Katliam bu” diyenler..

Sadece Bingöl’de, 33 silahsız askeri kurşuna dizen terör örgütünün elebaşısı, 30 bin kişinin katili Apo’nun resimleri altında Taksim’de yürüyebiliyorlarsa..

Bir namussuzluk var demektir..

Suruç için failden öte fail arayanlar.. “Suruç’un katili devlettir” diyenler..

Uzman onbaşımızı kasden öldürenleri görmezden geliyorlarsa, burda bir ikiyüzlülük var demektir..

“Suruç’ta ölen Ezgi’nin hikayesi.. Suruç’ta can veren Mimar Sinan’lı öğrencinin dramı” diyerek, daha ilk günden ölenlerin kanını ranta çevirmeye çalışanlar; senaryoları yazıp, film çevirmeye başlıyorlarsa..

Aynı kişiler, haince katledilen onbaşı Müsellim’in babasının yaşadığı acı için, iki satır bile haber yapamıyorlarsa.. Bir “kirli plan”, adım adım hayata geçiriliyor demektir!

Kobani’de daha üç hafta önce patlayan bir bomba ile, 130 insan öldüğü halde..

“Kobani’deki çocuklara park yapmak için, kütüphanelere kitap götürmek için yola çıktık” adı altında.. 300 saf genci aldatıp, iç savaş yaşanan ülke dışındaki topraklara götürmek isteyenler..

Bugüne kadar şehit olmuş binlerce Müsellim’in anasına-babasına iki dakikalık “Başınız sağolsun” ziyaretini organize etmemişlerse.. Burda hain bir tuzak kurulmuş demektir..

Türkiye gibi güvenlikli bir ülkede dahi, 32 insanın ölümüne sebep olacak bir bombayı patlatabilenlerin, son dört yılda 350 binden fazla insanın öldüğü Suriye topraklarında çok daha büyük katliamlara imza atabileceği apaçık ortada iken.. Bu tehlikeyi görmezden gelip, 300 genci iç savaş yaşanan bir bölgeye götürmeye kalkışanlar..

Ülke içindeki 6-7 Ekim olaylarında da 50 insanımızın ölümüne sebep olanlar ise..

Planların içinde, çok da derin planlar hazırlamış demektir.

Soyut eleştiriler yerine..

Somut isimler verelim..

Sözüm kimlere?

Sözüm, bu ülkede milletin vergisi ile maaş alan Mahmut Tanal gibi ikiyüzlülere.

Teröristbaşı Apo’nun resmi altında yürüyüş yapan..

Aynı gün, o teröristbaşı Apo’ya bağlı silahlı militanların öldürdüğü askerimizin adını bile ağzına almadan.. 

Bir başsağlığı dilemeden..

Askerimizin katillerinin, Apo propagandası yapanların yanında yürüyen CHP milletvekiline..

Sözüm kime?

1 Mayıs’ta işçi hakkı kutladığını iddia edip..

İki hafta önce.. 

Kendi sendikalarında çalışan işçilerin gösterisine tahammül edemeyen.. İşçilerin gösterilerini dağıtmak için, üzerlerine yangın tüpü ile saldıran DİSK’lilerin genel sekreteri Arzu Çerkezoğlu’na..

İşçi sendikası olduğunu iddia edip..

İşçilere gösteri yaptırtmayan..

Üzerlerine saldıran..

Ama, teröristbaşı Apo’nun resmi altında gösteri yapmayı da kendisine hak gören sendika ağalarına..

Destekledikleri lezbiyenlerden mi..

Homoseksüellerden mi.. 

Gaylerden mi kaptılar bilmiyorum!..

Mahmut Tanal’lar..

Arzu Çerkezoğlu’lar..

Onların şahsında..

CHP’liler.. HDP’liler için söylüyorum..

İnsan, bu kadar mı çifte standartlı olur?

Bir öyle, bir böyle; bu kadar mı oynak olur?

İnsan canı sizin için kutsal ise..

Katledilenler arasında niye ayrımcılık yapıyorsunuz?

Suruç’ta ölenleri kahramanlaştırırken..

Adıyaman’da şehit edilen askere sahip çıkmayı boşverin.

Askerin katillerini, başınızın üstüne niye koyuyorsunuz?

Bu kadar mı sefilleştiniz?

Bu kadar mı, ilkesizleştiniz?

Karşınızdaki insanları, bu kadar mı aptal yerine koydunuz?

Türkiye topraklarında..

Şu caddede, bu meydanda..

Siz hiç, DAEŞ flamaları altında yürüyüş yapıldığına şahit oldunuz mu?

Şurda, burda..

Bireysel olarak..

Bir dükkan kapısında, bir arabanın camında.. DAEŞ kastedilerek de değil..

DAEŞ’in sembolü olan benzer flamaları görmüşsünüzdür de..

“Biz DAEŞ mensubuyuz, DAEŞ’e özgürlük” diyerek yürüyenlere hiç rastladınız mı?

Tabii ki hayır..

Ama bu ülkede..

Milletin vekilliğini yaptığını iddia edenler.. Milletin askerine kurşun sıkan örgütün elebaşısının resmi altında yürüyüş yapıyorlar..

Hem de, o örgütün bir askeri şehit ettiği günün hemen akşamında..

Bu nasıl bir kokuşmuşluktur?

Bu nasıl bir rezalettir?

Dün hatırlattım..

Bugün yineliyorum..

Suruç katliamında, TMMOB’nin sorumluluğu da araştırılmalıdır.

Bugün, TMMOB’un açıklamasını, iç sayfamızda okuyacaksınız..

“Hiçbir yabancı kuruluş ile projemiz yok” diyorlar.

Oysa iki ay önce.. “Kobani’nin yeniden işası” adı altında kararlar aldılar. Bir ay önce.. Diyarbakır bürosunu, Kobani’de yapılacak faaliyetlerin araç-gereçlerinin temini için görevlendirdiler...

Türkiye içinde “haram” ilan ettikleri masrafları, ne ilgileri var ise, Kobani’ye yapmak için harekete geçtiler..

Bir de utanmadan, gazetemize açıklama yolluyorlar.. Suçüstü oluyorlar!.

YeniAkit

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YORUMLAR

  • Halil Ersin

    23 Temmuz 2015 00:46
    0 0
    Yazdıklarınızdan daha da ötesini devlet ricali biliyor. Şerlerinden Allah'a sığınıyoruz. Sabırla ve teenni ile bekliyoruz. Hakk, muzaffer olacaktır, inancımız tamdır.
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;