Sesli Makale

29 Mayıs 2015

Kürt kardeşlerimiz ne diyorlardı?

“Görmüyor musunuz, 17 bin faili meçhul cinayet var.. Katiller yakalanmıyor.. Soruşturulmuyor.. Siz nasıl Müslümansınız? Bize sahip çıkmıyorsunuz!”

Bu itirazların bir başka versiyonu da vardı..

“Batı’ya yapılan hizmetler, bize yapılmıyor.. Yolumuz yok.. Suyumuz bile yok.. Bu haksızlığı görüyor ama isyan etmiyorsunuz.. Siz nasıl Müslümansınız?”

Bu itirazlar aslında haklı itirazlardı.

Ama derin güçler öyle bir kısır döngü oluşturmuşlardı ki..

Bir yandan PKK, o bölgede askere-polise saldırıyor.

Polis-asker öldürülünce de, derin devlet harekete geçip, bölge insanlarına zulmediyor..

Bu kısır döngü sürdürülüp, gidiyordu..

O mu, bunun sebebiydi..

Bu mu onun sebebiydi?

Hangisi hangisinin sonucuydu?

Sıhhatli bir karar vermek çok zordu..

•

O bölgeye götürülemeyen hizmetler, bilinçli miydi?

Yoksa, PKK’nın engellemeleri sonucu, gerçekleştirilmek istense de başarılamayan hizmetler miydi?

Son yıllarda, bu tartışmalardan, büyük oranda kurtulduk.

Bir yandan devlet insanına zulmetmekten vazgeçti.. 

Diğer taraftan da..

Nazlı nazlı da olsa..

Zamana yaysalar da.

PKK da saldırılarına ara verdi..

Tümü ile silahları bırakması gerekirdi ama..

Şu anki kısmi saldırmazlık tavırları da, kısır döngünün birazcık kırılmasına zemin hazırladı.

Ve önceki gün Hakkari Yüksekova’da Türkiye’nin 55. havalimanı açıldı..

Hani deniyordu ya..

“Biz üvey evlat mıyız?

Batı’da her şey var.

Her türlü ulaşım imkanı var.

Doğu’ya ise, hizmet diye bir şey yok..”

Bu itirazın Hakkari açısından da kırılmasının işareti verildi..

•

Peki bu gelişme, Türkiye genelindeki medya organları tarafından nasıl karşılandı?

Kürt istismarcılığının siyasi partisi HDP’ye oy çağrısı yapan paralel yapının altın madencisi Akın İpek’in gazetesi Bugün, bu havalimanı açılışının haberini, birinci sayfasından hiç görmemiş.

Sanki böyle bir açılış hiç olmamış.

Sanki, Hakkari’de bir havalimanımız hizmete girmemiş..

Bugün gazetesinin görmediğini, paralel yapının resmi gazetesi görür mü?

Zaman gazetesi de, birinci sayfadan görmemiş.

“Kürtlere zulmediliyor, Kürtler ikinci sınıf vatandaş gibi görülüyor” diyen siyasi partiye..

Terör örgütünün uzantısı gibi çalışan siyasi partiye oy verilmesi çağrısında bulunuyorlar ama..

“HDP’ye oy verin” diyorlar ama..

O bölgeyi kalkındıracak bir gelişmede..

Gözlerini kapatıyorlar..

Havalimanı’nın açılışını, görmüyor, göstermiyorlar..

Paralel yapının güdümüne giren Cumhuriyet gazetesi de aynı.

Bu birliktelik, size bir fikir veriyor mu?

Aynı yerden yönetildikleri kanaatini size veriyor mu?

Bence küçücük şüphe kalmadı artık..

Zaman’ı, ile.. Bugün’ü ile.. Cumhuriyet’i ile..

Hepsini paralel yönetiyor..

•

Bu somut örneğin ışığında, aktüel soruyu cevaplayalım.

Ne deniyordu?

“Paralel medyaya el konulmaya hazırlanılıyor.. Bir savcı, bu yönde yazışmalara başladı bile..”

Bu bilgi verildikten sonra, “basın özgürlüğü”nden dem vurulup, itiraz ediliyordu..

“Özgür medyaya dokunulamaz” deniliyordu.

Muhataplarımız çıkıp cevap versinler..

Bu somut örnekteki Bugün gazetesi.. Zaman gazetesi.. Cumhuriyet gazetesi.. Özgür medya mıdır?

Gerçekleri halktan gizleyen bu medya organlarına “özgür basın” diyebilir misiniz?

Doğu ve Güneydoğu’daki insanlarımızın ikinci sınıf vatandaş olmadıklarını gösteren atılımları, 73 milyondan gizleyen gazetelere, “özgür” denilebilir mi?

Hiç lafı eğip bükmeyeceğim..

İçimde ne varsa, onu söyleyeceğim.

Samimi kanaatim şu: “Hakkari Yüksekova’daki Selahaddin Eyyubi Havalimanı’nın açılışını, birinci sayfasından vermeyen gazete, gazete değildir..”

Devam ediyorum: 

“O gazetenin yayın hayatına devam etmesinin de bir manası yoktur..”

Sizce de öyle değil mi?

Hangi görüşten olursanız olunuz..

Aldığınız gazete, gerçekleri örtbas ediyorsa. Gerçekleri size farklı şekilde gösteriyorsa.. Gerçekleri, “hiç yaşanmamış” gibi göstermeye çalışıyorsa.

Yani sizi aldatıyorsa..

O gazetenin, “basın özgürlüğü”nün ayrıcalıklarından yararlanma hakkı var mıdır?

Bence o gazeteler, ne pahasına olursa olsun, “paralel ekip”in elinden kurtarılmalı..

Nokta!

YeniAkit