GÜNCEL

Ali Karahasanoğlu : “Sansür” mü dediniz, o da ne?

Tarih
07 Ekim 2022
İzlenme
Kişi
Yazar
Ali Karahasanoğlu

TBMM’de, yalan haberi önlemek ve ABD’nin emperyal niyetlerine hizmet eden sosyal medya ağlarına çekidüzen vermek için hazırlanan kanun teklifi görüşülmeye devam ediliyor.

CHP’liler kanuna itiraz ediyorlar.

“Yalan haber yapılsın, cezasız olsun” diyorlar.

Milliyetçiliğe gelince, ülkücülüğe gelince kendilerine toz kondurmayan İyi Partililer, “Facebook yerine Akbook mu getireceksiniz” diyerek, ABD’nin küresel algı ağının avukatlığına soyunuyorlar..

6+1 ittifakının diğer ortakları da, “Sansür geliyor” diye haykırıyorlar..

Bu partilerin şakşakçısı medya organlarına bakıyorsunuz..

Hemen hepsi, yalan habere ceza getirecek, küresel sosyal medya ağlarının dezenformasyonunu sonlandıracak kanun teklifini “sansür” olarak şimdiden mahkum etmeye çalışıyorlar..

O zaman buyrun..

Sansürün kralını size ispatlayalım..

Bir vakıfın, onlarca öğrenci yurdunun içinde, binlerce öğrenci evinin içinde, yıllardır on binlerce öğrenci kalmış, yetişmiş, “Allah razı olsun” demiş iken..

10 yıl önce.. O vakfın öğrenci evlerinden birisinde, bir öğretmenin bir küçük öğrenciye tacizde bulunduğu, hem de iddia edilen tacizin yaşandığı öne sürülen tarihten yıllar sonra ortaya atıldığında..

Vakfın ismini, yöneticilerini, tüm Türkiye genelindeki şubelerini de suçlayacak şekilde..

O vakıfla da yetinmeyerek..

O vakfın yönetimindeki isimlerin tüm yakınlarını.. 

Hatta genelleme yaparak, tüm dindar insanları hedef tahtasına koyup, “Cinsel taciz yaşanan ... vakfının yöneticisinin arkadaşı ... isimli kişi, İstanbul’da dükkan açtı.. Ankara’da işe girdi. Tatile memleketine gitti” şeklinde binbir bahane ile karalama haberlere imza atanlar..

Sözcü’sünden Cumhuriyet’ine.. Birgün’üne..

Ve diğerlerine kadar muhalefetin gazetelerinin hepsi..

CHP’nin % 28 hissesi bulunan Türkiye İş Bankası’nın % 51 ortağı olduğu Özel Bayındır Sağlık Grubu’na ait bir hastanede..

Bir yaşlı hastanın, tedavi gördüğü yatakta, yüzüne paralar saçarak, “Senin böbreğini alacağız” diye yapılan tehditlerin haberini..

Ki..

Haberin ayrıntılarını okusanız..

Vicdansızlığın nasıl zirve yaptığını görürsünüz..

Rezilliğin nasıl tavan yaptığını görürsünüz..

Yaşlı hasta kadın ile nasıl alay edildiğini, eğlenildiğini görürsünüz..

Ama böylesine vahim bir olayın haberi, belirttiğim gazetelerde haber yapılmadı.. 

Haber yapanlar ise..

Cinsel taciz ile ilgili küçücük bir iddiayı, bir vakfın öğrenci evinde işlendi diye, o vakıf üzerinden dindar insanları suçlamak için, karakol dosyasından başlayın, şüphelinin yeğeninden, komşusuna kadar herkesi ne suçları var ise ifşa edenler ise..

“Bir özel hastanede” diyerek, ne hastanenin ismini verdiler..

Ne de rezilliğe imza atanların isimlerini yazabildiler..

Hani sansüre karşı idiniz?

O hastanenin ismini niye yazamadınız?

Niye korktunuz? 

Hastane, İş Bankası’na ait, siz de bu bankadan reklam alıyorsunuz diye mi?

Bu işler, böyle mi?

O size reklam veriyor.. Sadece bankadan değil, iştiraklerden de reklamlar veriyor..

Siz de, bunun karşılığında, o iştiraklerden birisinde bir halt yenildiğinde, onu görmezden mi geliyorsunuz?

Yenilen haltı yazsanız bile, reklam aldığınız şirketlerin isimlerini gizleyerek sansür mü uyguluyorsunuz?

Bu olay ile birlikte, bir vahim gerçek daha ortaya çıktı..

Bayındır Sağlık Grubu’nun yönetiminde, Ankara’da belediye başkanlığı da yapan, partinin en yetkili ismi olarak görev yapan, halen de CHP’de Cumhurbaşkanı adayları arasında da ismi geçen Murat Karayalçın var imiş..

Hani şöyle olur, Karayalçın tıp doktorudur.. “Niye şaşırdın ki?” dersiniz..

Tıp doktorluğu ile ilgisi yok..

Yine hüsnü zan edelim..

“O kadar yılın birikimi olan kişi, bir şirkette yönetici olmayacak da, lise öğrencilerini mi yapacaklar” diyebilirsiniz..

Olayın arka planında, siyasi gerekçelerle Karayalçın o sağlık grubunda görev almamış olur..

“Ne olmuş, birisi yönetim kurulunda olacak. Karayalçın olmuş. Ne yani, adam taş mı yesin” dersiniz..

Ama işler öyle değil..

Karayalçın, alnının teri ile edğil..

CHP kontenjanından daha önce İş Bankası Yönetim Kurulu üyeliğine getirilmişti..

Bununla yetinilmemiş.

Yine CHP kontenjanından, bu sefer de İş Bankası’nın büyük ortağı olduğu o hastane grubunda da yönetim kurulu üyeliğine getirilmiş..

Hani diyorlardı ya, “Liyakat miyakat hak getire.. Her yer yandaşlarla dolduruluyor..” 

Aynen öyle..

Yine de hüsnü zan ile devam edip, bir köşe yazısını, bu işe hasretmeyecektim..

Ama Karayalçın ile birlikte, bir isim daha gördüm, hastane grubunun yönetim kurulunda..

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nde, Akit gazetesi aleyhine kararları ile tanıdığım. Akit lehine bir karar çıkarsa, hemen muhalefet oyu yazan..

Mustafa Kıcalıoğlu..

O da, yaş haddinden Yargıtay üyeliğinden emekli olduğunda..

CHP kontenjanından, İş Bankası yönetim kurulu üyeliğine atanmıştı..

Hayli garip bir durum..


yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YORUMLAR

  • cehennemin dibi

    07 Ekim 2022 17:39
    0 0
    Kime göre yalan ?
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;