Sesli Makale

Seçim yaklaştıkça, sonucunu önceden tahmin edebilen mızıkçılar..

Bir mağlubiyetin daha, kendi hanelerine yazılacağını kesin olarak görenler..

Yaygarayı üst perdeden dillendirerek, mazeret üretiyorlar..

“Tek bir dairede 100 seçmen!”

Onlar böyle net konuşunca..

Biz de hemen, “ohaaa” diyoruz.

Yetinmiyorlar..

“Metruk binada, 255 seçmen” diyorlar..

Ne diyelim?

“Yapanlara, alet olanlara yuh olsun” diyoruz..

Konuyu kapatmıyorlar:

“165 yaşında ilk defa oy kullanacak seçmen var” diyorlar..

“Bu kadarına da pes yani” diyoruz..

“Bunlar ne ki?” diye daha bir yüksek sesle çıkışıyorlar:

“3500 nüfuslu ilçede, 4500 seçmen var” diyorlar..

“Hah, yakaladık işte, sahtekarlığı. Seçim hokkabazlarının şimdi bundan kurtuluşları yok” diye seviniyoruz..

Üzerine üzerine gitmek için, kolları sıvarken..

Tüm bu haberlerin arkasında, kim var diye bakıyoruz..

Kim varmış?

Onursal Adıgüzel varmış..

Kim bu Onursal Adıgüzel?

Seçim güvenliği ile ilgili çalışmaları koordine eden CHP Bilgi ve İletişim Teknolojileri’nden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı imiş..

Olabilir yani..

“Adam gerçekten, bilgi ve iletişim teknolojilerinin uzmanı olabilir..

Büyük bir skandalı ortaya çıkarmış olabilir” diye düşünüyorum....

Ama..

İçimden düşünmüyor da değilim..

“Kimlik nolu sisteme geçildikten sonra..

Seçmen listeleri muhtarlarda askıya çıktığı gibi..

Ayrıca siyasi partilere de CD olarak verildiğine göre.. 

Bu sahtekârlıkların belgesini, niçin kimse yayınlamıyor?”

Öyle ya..

Şu an “100 seçmenin bir daireye doluştuğu.. Metruk binada 255 seçmenin olduğu, 165 yaşında ilk defa oy kullanacak seçmenin bulunduğu, 3500 nüfuslu ilçede, 4500 seçmenin olduğu liste, CHP’nin de elinde var olmalı..”

YSK, bu listeyi içeren CD’yi kendilerine yolladı..

Taksınlar CD’yi bilgisayarlarına.

Kursunlar, mükerrerleri bulan dandikten bir program..

Varsa, aynı kimlikle iki yerde kayıtlı seçmen.

Şıppadanak çıkar karşınıza..

Dolayısı ile..

“İsterseniz bir daireye 1 milyon seçmen doldurun.. Mükerrer oy kullanamazsınız.. Sonuçta yapacağınız en büyük sahtekarlık, İstanbul’da oturan adamın, Ankara’da oy kullanması veya bunun tersidir. Dolayısı ile, seçmen gerçekten oturduğu yerde partisinin bir oyunu eksiltir, oturmadığı yerde ise partisine bir oy kazandırır.. 1’den 1’i çıkarttığınızda da, kalır sıfır.. O zaman, olsa olsa şu olabilir.. Oy kullanılacak yerin değiştirilmesi, bir ilde seçim kazandırırken, diğer ilde seçimi kaybettirebilir.. Bunun riskine de, kimsenin girmesi mümkün değil..” diye biliyorum ama..

Onursal beyin de farklı bir bildiği olabilir diye düşündüm..

Ne demiş atalarımız, “Akıl, akıldan üstündür”.

Biz de bakalım, Onursal beyin aklı, bizim akıldan üstün mü?

Bunun için de, 24 Haziran’da, Onursal beyin bu derin ilminden, partisi CHP faydalanmış mı diye bir bakayım dedim..

Gerçekten de..

CHP, Onursal beyden yararlanmak istemiş..

Bunun için de..

Onursal beyin öncülüğünde, “Adil Seçim Mobil Uygulaması”nı kurmuş..

Amma velakin..

Sistem, 24 Haziran akşamı, sandıkların açılmasının sonrasında, daha birinci saatte çökmüş..

Çökünce de dedikodular zirve yapmış..

“7 milyon liralık sistem çöktü!” diye..

Onursal bey hemen cevaplamış: “Sözüm ona bu gazeteciler beni arayıp maliyeti sorsa faturaları gönderebilirdim.”

Sistemin çöküp çökmediğine dair bir cevap yok ama..

Olsun..

Onursal bey adına sevindim..

Şeffaf bir politikacı diye düşündüm..

Ama o ne?

Onursal bey, “isteselerdi, yollardım” dediği fatura..

Onursal bey tarafından sosyal medyada paylaşılmış ama..

Fatura diye paylaşılan vesika..

Elle yazılmış iki tane fatura..

Yazı kargacık, burgacık..

Haydi onu geçelim.. 

İki satırlık faturada, karalamalar.. 

Üzerini çizmeler.. 

“KDV %” diye basılı yerin karşısında, bedelin % 18’i hesaplanıp, yazılacağına.. Ne miktar olduğu belirtilmeksizin, sadece “% 18” diye yazmalar..

Tam bir ilkellik..

Hani bu faturayı kesen yazılımcıyı da sorgulamayalım artık. 

Yazılım, teknoloji, bilgisayar konularında işyeri açmışsınız..

Faturanızı bilgisayardan çıkartamıyorsunuz.

Eee.. 

Hali ile.. 

Sizin hazırladığınız sistem de.. 

Seçimin 60. dakikasında çöker yani..

Aynı kafa ile...

“Bir dairede 100 seçmen” dersiniz..

Aslında orası, daire değil, birden fazla lojmanın numarası çıkar..

“3500’lük nüfusu olan yerde, 4500 seçmen” dersiniz..

Sonra bakarsınız ki, o ilçenin 20 yıl önceki nüfusunu esas almışsınız..

“Metruk binada 255 seçmen” dersiniz..

Kapı numarası yanlış binaya baktığınız ortaya çıkar..

Diyeceksiniz ki, “Şu 165 yaşındaki seçmeni de bir anlat!” 

Doğrusunu söylemek gerekirse, onu ben de merak ediyorum..

Hani olsa olsa..

Bu arkadaşlar, seçmen kütüğüne bakacaklarına, nüfus kütüğüne bakmış olabilirler.

Ne de olsa, o da kütük, bu da kütük..

Kendileri de kütük olduğu için..

Kütükleri karıştırmış olabilirler..

Nüfus kütüğünde de, bazen karşılaştığımız üzere.. Savaşta ölenler olabilir.. Kaybolanlar olabilir.. Evlerini terkedip, öldüklerinde üzerlerinde kimlikleri çıkmadığı için kimsesiz mezarlığına gömülüp, nüfustan düşümü yapılmayanlar..

Halen hayatta gibi gözükür..

Kütükleri karıştıranlar da..

Nüfusta hayatta göründüğüne göre.. Bunlar da oy kullanacaklar sanmış olabilirler..

Bu durumda ne yapmak gerekir.

165 yaşındaki seçmenin bulunduğu sandığa gidip, beklemeli..

Bakalım kimmiş bu 165 yaşındaki seçmen?

Kimlik numaralı bir nüfus kâğıdı ile oy kullanacağına göre..

Kimlik numarası da, AK parti iktidarı döneminde nüfus kâğıtlarına yazıldığına göre..

Bakalım, kim vermiş, kimlik nolu, son birkaç yıl içinde düzenlenmiş o kimlik kâğıdını..

Yoksa!.. 

Yoksa, bunların hepsi..

Yenilecek güreşçinin, mazeret üretme taktikleri mi?

yazının kaynağı