SİYASET

Ali Karahasanoğlu : Emekçi geçinen Elif abla, şeffaflık yanlısı İsmail kardeş!

Tarih
04 Şubat 2017
İzlenme
Kişi
Yazar
Ali Karahasanoğlu
1980 öncesinin sol çizgideki teröristlerinin buluştuğu nokta, Devrimci Yol ile başlayan, sonra yavrulayarak devam eden bir dizi örgütler..

Bugünlere gelen uzantıları, DHKP-C diyeyim.. Siz anlayın..

İki kelimelerinden birisi “Emek, işçi, sömürü, ezilmişler”dir..

Bu kavramların hiçbirisine karşı değilim..

Hepsine eyvallah..

Ama eleştirdikleri “sömürü”yü kendileri yapıyorlarsa?

Eleştirdikleri “emek hırsızlığı”nı kendileri yapıyorlarsa..

Ezilmişlere bir tokat da kendileri atıyorlarsa?

Nereye geleceğim?

CHP’nin Adana Milletvekili, iletişim masrafı rekoru kıran Elif Doğan Türkmen’e..

Elif hanım, devlete masraf çıkartmada her ne kadar rekor kırsa da..

Adanalılar nezdinde, “emekçi dostu” bir profil çiziyor..

Avukatlık yaptığı dönemde, işçileri savunuyor..

“İşçinin tazminatını niye ödemedin” diyor, dava açıyor..

“İşçiyi niye haksız yere işten çıkarttın” diyor, dava açıyor..

Açsın, tabii ki itirazım yok..

Ama..

“Emek, işçi” derken..

Yüzbinlerce işçinin hakkını toptan kurutan bir eyleme kendisi imza atınca..

Bende de bir merak doğuyor..

“Acaba Elif hanım.. Kendisinin yaptığı emek soygununa da bir dava açar mı?”

Öyle ya..

İşveren, çalıştırdığı işçinin parasını vermezse dava açarsınız da..

Devletin bütçesinden götürdüğünüz 2 milyon liralık avanta parada hakkı olan işçiler adına, Elif hanıma da bir dava açılması gerekmez mi?

Gerekir..

Ve bu gereklilik, Elif hanımın işçilerin vekalet ücretleri ile okuttuğu, hukuk fakültesine yolladığı oğlu Anıl’a düşer..

 Oğul Anıl, açsın davayı annesine; “2 milyon liralık iletişim masrafı mı olur? Bu para aktarımı, asgari ücretli emekçiden alınan vergilerin istismarıdır.. Bu haksız aktarım sebebi ile devletin uğradığı zararın, annem Elif Doğan Türkmen’den tahsilini talep ediyoruz” desin..

Hukukçuluğa güzel bir giriş yapsın..

Elif Doğan Türkmen bir örnek..

Onun gibi daha nice emek istismarcısı var..

Devrimci Yol davasında, sanıkları savunurken, “Bunlar gariban gençler.. Bunlar idealist insanlar.. Bunlar emekçiler” diyen..

Bu davalarda yaptıkları avukatlık sayesinde oturdukları milletvekili koltuğunda ise, hamuduyla götüren emek istismarcıları..

TBMM Başkanlık Divanı’ndaki rekor kıran masrafa imza atan, sadece Elif hanım değilmiş..

Sırasıyla ilk üçe girenlerin tamamı, CHP’li imiş..

Bak sen şu işe..

Parti olarak, ezilenlerden yana söylem geliştir.

“Emek” de..

“Ezilenlerin hakları” de..

Sonra.. Milletvekillerin, en kral masrafı yapsın..

Daha önemlisi..

Yapılan bu rezalete..

Sol jargonlular ses çıkarmasın!

Hatırlarsanız, bir ay önce Okmeydanı’nda bir kahvede..

Solcu gençler, kahve sakinlerine propaganda yapıyorlardı..

“Laiklik” etrafında buluşmayı öneriyorlardı..

Onlar, Devrimci Yol’un bugünkü uzantılarıydılar..

Şimdi gördük, “Emek, hak, özgürlük, sendika” diyenlerin..

TBMM’ye yolladıkları temsilcilerinin, hangi mantıkla hizmette bulunduğunu..

Hiç çekinmeden.. Hiç utanmadan..

Milyonlarca emekçinin hakkına nasıl el uzatıp, sömürdüklerini gördük..

Devrimci Yol’undan, DHKP-C’lisine..

Elif Doğan Türkmen’e oy verip, onu Ankara’ya yollayan tabandaki emekçilerden..

Sendikalardan..

Bir tanesi çıkıp da..

“Ne yaptın sen Elif abla” diyenini görmedik..

“Kıra kıra, harcama rekoru mu kırdınız? Size bu, yakışıyor mu?” diyenini görmedik..

Hepsi sus pus olmuşlar..

İşe bakın..

Emekten yana gibi görün..

Emekçi görün..

Emekçilerin avukatlığını yap..

Eline silah alanları bile, “Onlar terörist değil.. Emekçi, emekçi” diye aklayıp paklamaya çalış..

Ezilenlerin haklarını koruyor görün..

“İşçiler eziliyor, sömürülüyor” diye söylemde bulun..

Emekçilerin sırtına binip TBMM’ye gir..

Hemen sonrasında.. 

Senin emekçi söyleminin onda birini yapmayanları sollayıp, rekor kır.. Emekçilerin cebinden çıkan paraları alıp, har vurup, harman savur!

Sol çizgide söylem ile gerçek hayat arasındaki çelişkinin örnekleri bir ile, iki ile sınırlı değil..

Dünkü Akit’te vardı..

Bir başka örnek İsmail Saymaz..

Bu arkadaşı, CNN ekranlarında, Habertürk ekranlarında..

Hafta boyu.. 7 gün..

“Karaman’da cinsel taciz şöyle.. Adana’da Kur’an kursunda yangın merdinevinde kilit böyle” diye ahkam kestiğini görmüyor muyuz?

Bu söylemleri dillendirirken, “Şeffaf olunmalı.. Her şey tartışılmalı.. Mahkemeler niye gizlilik kararı veriyor? Şüphelilerin ifadelerini toplum bilmezse, iddiaları bilmezse nasıl yorum yapılacak?” diye tepindiğini görmüyor muyuz?

Görüyoruz.

Peki bu sol jargonlu vatandaşın, bizzat kendisinin mesai arkadaşlarına yaptığı cinsel sarkıntılıklarla ilgili haberleri sansürletmesine ne diyeceğiz?

“Hakim amca.. Şu haberi kaldırt.. Benim maillerimi haber yapmışlar. Bu haberleri kaldırt” demesini nasıl yorumlayacağız? 

Nasıl bir iş bu?

Nasıl bir çelişki..

Karaman’da ceza davasının en geniş ayrıntıları ile kamuoyunda tartışılmasını iste.. TV ekranlarında, saatlerce tartış..

Sonra sıra kendine gelince..

“Benim hakkımdaki iddialar yayınlanmasın.. O haberler engellensin” diye mahkemeye git..

Sol çizgi, işte böyle..

Savunduğu her şeyde gayrı samimi..

“Emek” deseler bile.. Onların derdi “yemek..”

“Şeffaflık” deseler bile..

Dertleri dindarları “tahkir” etmek!

Akit
4 Şubat 2017

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;