Sesli Makale

Ahirette de hesap var, amenna..

Hem dünyadakine mi benzer?

Ama benim istediğim, İshak Alaton’un  dünyada da hesap vermesi..

Yanlış yapanların hesap verdiğini, dünya gözü ile görüp, ibret almamız..

Evet, Musevi işadamı İshak Alaton öldü..

FETÖ’nün, Türkiye’deki Musevi işadamları içinde en önemli destekçisi idi..

Fetullah Gülen’in, benim gözümde “alnı secdeli birisi” olarak göründüğü yıllarda da..

En ciddi şüphelerimden birisi, İshak Alaton ile sıkı fıkı ilişkisi idi..

“Bir Musevi işadamı, ‘alnı secdeli bir Müslüman’ı cansiperane bir şekilde niye böyle koruyup gözetiyor ki?” diye kendi kafamda sorgulama yapar, kendi “acaba”larımı sıralardım..

Ama gelip, “hüsn-ü zan ilkesi” duvarına toslar, “acaba”ları cevaplandırmadan bırak��rdım..

Şimdi bazı taşlar, yerli yerine oturuyor..

Sempazitanlarının bizim kulağımıza üflediği gibi; Fetullah Gülen, İshak Alaton’u değil..

İshak Alaton, Fetullah Gülen’i kafakola almıştı..

Onun için, Gülen sempatizanı ne kadar gazeteci varsa..

Alaton hakkında ya kitap yazmış, ya röportaj yapmış, ya köşe yazıları ile kendisine övgüler düzmüş..

Dün de Pensilvanya’daki zat..

Yememiş içmemiş..

Daha ölümün üzerinden yarım gün bile geçmeden..

Taziye mesajını yayınlamış..

Gülen, Alaton’a ne kadar ilgi gösteriyor ise..

Alaton’un da Gülen’e o kadar ilgi gösterdiği açık.

Alaton bir röportajında, şöyle diyor:

“Biz de destekledik. Bir kere Moskova’daki okulun arazisini biz temin ettik. 20 sene önce Moskova’da okul açılacağı zaman, bizim belediyeyle ortaklığımız vardı -hâlâ da var Mosalarko diye bir ortaklığımız- o ortaklık sayesinde belediyeden gereken arazinin tahsisini aldık ve onu bu okulun inşası için tahsis ettirdik. Sonra inşaatı oldu, açıldıktan sonra kendim bizzat okulu ziyaret ettim.”

Alaton’un Moskova’daki bir okul için Gülen’e yaptığı yardım, bizi fazla ilgilendirmez..

Keşke kötülükleri, Moskova’da ne yapıyorlarsa, onla sınırlı kalsa idi..

Ama Moskova’daki bu “al gülüm ver gülüm” ilişkisi, aralarındaki muhabbetin de  seviyesini ispat açısından kesin bir bilgi..

Yine Alaton anlatıyor. 

Çok eski de değil, 23 Aralık 2012’de Zaman’da yayınlanmış:

“Wall Street Journal’da Hizmet aleyhine bir aptal yazı çıktı. Amerika’daki Yahudi lobisinin en önde gelen isimlerinden birini buldum; Alon Ben Meir. Türkiye’ye çok gider gelir, ona rica ettim. Yazıyı yazanı yazısının yanlışlığı konusunda ikna etti. O da bir yazı daha yazdı bir hafta sonra. ‘Ben hata etmişim’ dedi. Yani Amerika’daki o problemi de Yahudi lobisi halletti.”

Yazılan yazıdan özür dilemek..

Yapılan haberden pişmanlık açıklamasında bulunmak..

Yahudi lobisinin başarıları(!)ndan olsa gerek..

Habertürk gazetesi ilk çıktığı aylarda.. 

Manşetten verdiği bir haberi..

Ertesi güne kalmamış..

Öğle vakti internet sitesinden, pişmanlık açıklaması ile tekzip ediyordu..

Pişmanlık izhar edilen manşetin hedefinde de yine Gülen grubu vardı..

Kimbilir.. 

O pişmanlıkta da Yahudi lobisi etkili olmuştur belki de..

•

Her ne ise..

Hesap verme konusundaki “soyut” anlatımları sonlandırıp, “somut olay”a gelelim.

İshak Alaton, bu somut olaydan dolayı hesap vermeden, ölüp gitti..

Olayın taraflarından İlhami Erdil..

Deniz kuvvetleri Komutanlığı makamına gelmiş bir oramiral..

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilke defa bu rütbedeki bir komutan..

Yolsuzluk suçlaması ile askeri mahkemede yargılanıp.. Mahkum edildi.. 

İlk defa bir mahkeme.. Bir oramiralin malvarlığının, mantıki izahı olmadığını tespit edip..

Müsaderesine karar verdi..

Neydi o malvarlığı?

İshak Alaton’un sahibi olduğu şirket tarafından inşa edilen Alkent Etiler’deki iki lüks daire..

Milyon dolarlık iki daire..

İlhami Erdil, o taşınmazları nasıl iktisap ettiğini açıklayamamış, mahkeme de Hazine’ye devrine karar vermişti..

İyi de..

İlhami Erdil’in görev yaptığı Deniz Kuvvetleri’yle ve TSK’yla birçok ihalede yolu kesişen İshak Alaton sahipliğindeki şirketlerden birisinin inşa ettiği bu taşınmazların..

Bir bedel ödenerek mi..

Yoksa havadan mı alındığına dair, bir tespit o yargılama sırasında yapılmadı..

Tamam, Edril’in o lüks daireleri alacak parası olmadığı belirlendi ama..

Kendisine o dairelerin avantadan verildiği ihtimali hiç incelenmedi..

O tarihlerde de, Alaton’a bunu sormuştuk..

Cevap alamamıştık..

Şimdi bir daha, bu konunun üzerine gidilmesi, zorunludur..

Bir incelense..

Belki de..

İlgili firmanın kasasına girmiş gibi gösterilen para..

Hiç girmemiştir.

Böylece.

Lüks dairelerin satın alınmasındaki kaynak izahını yapamamanın ardında..

Zaten makul bir izah vardır..

O makul izah da belki, İlhami Erdil’e iki lüks dairenin Alaton tarafından bedelsiz verildiği gerçeğidir..

“Olamaz” mı diyorsunuz?

Bir oramirale “haksız mal edinme”den verilecek mahkumiyet için de, “Olamaz” deniyordu..

Erdil mahkum oldu..

Alaton niye korunsun?

YeniAkit
13 Eylül 2016