Sesli Makale

4. yılına girerken, deprem bölgesi olarak kabul edilen İstanbul’da, gözle görülür hiçbir faaliyeti olmayan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bakın ne demiş: “Efendim akşamdan sabaha, ‘Biz, 1 yılda bina yapacağız. Yani gene nereye döneceğiz? ‘Kaç metrekare alacaksın? Nasıl bina yapacağız? Nerede yapacağız? Kaç kat olacak’ vesaire. Bırakın bu beton kafalılığı. Bu beton anlayışı!”

Dersiniz ki bu beyefendi müteahhit değil.

Babası müteahhit değil.

Dersiniz ki, bu beyefendinin tüm zenginliği betondan değil..

Dersiniz ki, beton evde değil, yeşiller içinde, yağmur altında yaşıyor.

Karın altında, hiçbir korunak edinmeden ömrünü sürüyor..

Beton, insanın bir gerçeği..

Daha sağlamı var ise, onu söyleyin..

Yok ise..

Hele hele, betonun eksikliğinden, çalınmasından, yetersizliğinden dolayı binlerle ifade edilen ölümlerin yaşandığı bir dönemde, kulaklara hoş geliyor diyerek, “Bırakın bu beton kafalılığı” da ne demek?

Ne yapılacak?

Yeni konseptte, evler betondan yapılmayacak mı?

Ki, böyle bir söylem ile karşımıza çıkılıyor..

Gerçekten hayretler içinde kalarak soruyorum:

“Ne demektir bu beton kafalılığı bırakalım” söylemi..

5 yıllık seçim döneminde, 100 bin konut yapma sözü vererek seçilen ve seçildikten sonra 2 bin konut bile yapamayan bir adam, ancak böyle gündem değiştirme ile kendisini unutturabilir..

Türkiye’de en yoğun nüfusun yaşadığı İstanbul’un belediye başkanı olacaksınız..

Bu ilin en önemli sorunu deprem olacak..

Siz deprem ile ilgili verdiğiniz sözlerde, düne göre başkanı olduğunuz ile bir metre ileriye taşımamış olacaksınız..

Ve bir de, siyasi iktidara laf çakacaksınız..

“Bırakın bu beton kafalılığı”

Ekrem beyin devamındaki sözlerini de aktaralım..

“Kim yönetti? Hükümet kimlerdi? Belediyeler kim? Bizler nasıl ihmaller yaptık? Böyle bakmayacak mıyız sürece?” diyor..

Doğru bir tespit yapıyor..

Cumhurbaşkanı, iki gün öncesinden vermişti cevabını, oysa.

“Son depremde yıkılan binaların % 98.5’uğu, 1999 depreminden önce yapılan binalar” demişti..

Çevre Bakanlığı açıklama yapmıştı: “TOKİ konutlarında, so depremde zarar gören binamız yok” demişti..

Bu çerçevede..

1999 öncesi hükümetleri de, toptan suçlamadan..

1999’un bir milat olduğunu kabul ederek..

Mümkün olduğu nispette, hızla kentsel dönüşümler yapılması gerekir iken..

Bir aklı olan izah etsin bana, ne demektir:

“Bırakın bu beton kafalılığı” cümlesi..

Ve bu kafa..

“Durun daha bir yıl oldu”..

“Durun daha 2 yıl oldu.”

“Durun daha 3 yıl oldu..”

Ve en sonunda da, “Ben bunlara çok acıyorum ya, kendilerinin 25 yılı ile bizim 4 yılımızı kıyaslıyorlar” diye diye.. Geldiğimiz bugünkü noktada..

Bir tane CHP’li çıkıp söylesin..

Ekrem İmamoğlu’nu destekleyen, onun seçilmesi için çalışa İyi Partililer söylesin..

Haydi üzerlerine gitmeyelim, o tarihte hata yaparak, “AK Parti kazanmasın da, kim kazanırsa kazansın” diyerek, Ekrem İmamoğlu’na destek çıkan Saadet Partili bir kişi çıkıp söylesin..

4 yıl öncesine göre, İstanbul’da depreme yönelik olarak yapılan tek bir icraat bana söyler misiniz..

Bakın, büyük masraflara gerek olmayan toplanma alanı dahil, bana yapılan somut tek bir icraat göstersinler..

İstanbul’da yaşayanlar, 25 yıllık Milli Görüş sürecinde, yapılan üst geçitler, alt geçitler, Marmaray’lar, Avrasya Tünelleri, nice nice işlerin, “25 yıl uzun bir süre, tabii ki bunlar yapılması gerekirdi” diyerek, olağan işler gibi gösterenler bana, 4 yıllık son CHP döneminde yapılan tek bir somut altyapı, üst yapı çalışması göstersinler..

Boşverin, açılan 10 tane kreşi..

İstanbullunun günlük hayatını kolaylaştıran, depremde kendisine dokunacak somut bir tane icraat istiyorum..

Ki; Maraş merkezli iki depremde kaybettiğimiz canlar, yıkılan binaların karşılığında, sembolik de olsa, şu görevdeki kişi istifa etsin, bu kişi istifa etsin çağrılarına, “Kısmen haklılık payı var” diyelim..

Diyebilelim..

Binlerce bina yıkıldı, kimse istifa etmedi diyorlar..

Ben de onlara karşı diyorum ki, “Siz iktidarda olsa idiniz, Maraş’taki 7.7 depremini, alacağınız tedbirlerle, 7,2’ye mi indirecektiniz?

Var mı böyle bir çalışmanız.

Eğer var ise..

İstanbul örneğinde bize gösterin.

İzmir örneğinde bize gösterin. Ankara örneğinde gösterin..

yazının devamı