Sesli Makale

Başkan Tayyip Erdoğan açıkladı: “Virüsler temizlenecek!”

Başkan’ın kastı, sadece koronavirüs değil..

Bir de medya ve siyasette yer alan virüsler var..

Onların da temizleneceğini söylüyor, Başkan!

Bu kapsamda, örneğin bir kanun teklifi TBMM’ye sunuldu bile...

Hemen hepimiz, “Sosyal medya mecraları” dediğimiz Twitter’da, Facebook’ta, Instagram’da dini değerlere hakaret içerikli yazılanlardan şikayetçiyiz..

Dini değerlere..

Milli kavramlara..

Hatta şahsınıza yönelik, nice hakaretleri öylece seyretmek zorunda kalıyorsunuz..

İş sadece hakaretle de kalmıyor..

Zaman zaman..

Kritik bir süreç yaşadığınızda.

Farzedelim askerinize bir saldırı yapıldığında..

Farzedelim bir sokağa çıkış yasağı açıkland��ğında..

Sosyal medyada öyle bir algı oluşturuluyor ki.. Bir askerinizin şehit olduğu olayda, 20 askerin şehit olduğu yalanı ortalığa saçılıyor..

Basit bir sokağa çıkma yasağında, sanki fırından ekmek almak bile imkansızmış gibi algı oluşturulabiliyor..

Tüm bu çarpıtmaları önlemek için..

En önemlisi de..

ABD’de oturup.. Kahvelerini yudumlarken, bu ülkeye tek kuruş vergi ödemeden Türkiye’yi karıştırmaya kalkışanları, artık bir hizaya getirmek için TBMM’ye sunulan kanun teklifinde, bakın ne getiriliyor:

“Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcıları, BTK ve adli veya idari makamlarca gönderilecek tebligat, bildirim veya taleplerin gereğinin yerine getirilmesi ve kişiler tarafından yapılacak başvuruların cevaplandırılması için yetkili en az bir kişiyi Türkiye’de temsilci olarak belirleyecek.”

Bu ülkenin çocuğu olan bir kişi, böyle bir düzenlemeden rahatsız olabilir mi?

Olmamalı..

ABD’nin puştları, bu düzenlemeden rahatsız olabilir..

Türk devletini takmadan, hiçbir hukuki işleme tabi tutulmadan, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde, istediği gibi  faaliyette bulunmak isteyen mikserler rahatsız olabilir..

Ama bu ülkenin insanı, bu milletin hayrını isteyen insanlar, bu düzenlemeden rahatsız olamaz!

Olmamalı..

Düzenlemenin getirdiği bir başka yenilik de şöyle:

“Sosyal ağ sağlayıcıları, Türkiye’de temsilci olarak belirledikleri bu kişinin iletişim bilgilerine kolayca görülebilecek ve doğrudan erişilebilir bir şekilde internet sitelerinde yer verecek.”

Bu yapılmadığı takdirde o sosyal medya mecrasına ulaşımın bant genişliği önce % 59 daraltılacak.. 

Bir aylık süre sonunda da, bu efelenme devam ederse, bant genişliği % 95 oranında daraltılacak..

Yani.. Dayılanan kim olursa..

Twitter olabilir, Facebook olabilir, Instagram olabilir..

Dayılandığı an..

“Ben temsilci göstermem. Sitemde ismini yayınlamam... Zıt Erenköy” derse..

O mecraya vatandaşın ulaşması nerede ise imkansız hale gelecek şekilde yavaşlayacak..

Yine ulaşabilirsiniz belki ama..

Yarım saat beklerseniz..

Yok öyle, ağzınıza geleni, tıkır tıkır parmaklarınızla saydırıp, istediğinize küfretmek.. İstediğinize sövmek..

Bu değişiklik teklifi, sol medyada, “sansür” olarak nitelendiriliyor.

ABD’nin sosyal medya mecralarının, hukuka tâbi olması için getirilen düzenleme, kendisini solcu olarak tanıtan kesim tarafından, “sansür” olarak nitelendiriliyor..

“Vah ki ne vah” diyeceğim ama..

Daha vahimi var..

Milliyetçi geçinen.. Ülkücü geçinenler de..

Aynı söylemle karşımıza çıkıyorlar..

Bunlardan birisi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi İyi Parti Meclis Üyesi Dr. Taylan Yıldız..

Taylan Bey der ki, “Torba yasa teklifindeki sosyal medya düzenlemeleri, demokrasimize büyük darbe indirecektir.”

Devam ediyor ABD’nin sosyal medya mecralarının, Türkiye’de vergi bile ödemeden, istediği gibi at koşturması için avukatlığını üstlenen Taylan Bey:

“Demokratik her ülkede tüm siyasi partilerin, uzmanların, akademisyenlerin üzerinde tartıştığı, mutabakat aradığı, fikir ve ifade özgürlüğü açısından koruyucu maddelerin barındırılmasına özen gösterdiği sosyal medyayla ilgili çok kritik düzenlemelerin yer aldığı taslakla ilgili endişelerim var.”

Milliyetçi geçinen.. Ülkücü geçinen adamın endişesine bakın..

“Twitter bundan sonra acep ne yapar? Facebook ne duruma düşer? Instagram’ın hali nice olur” diye, karalar bağlıyor, milliyetçi Taylan!..

Dersiniz ki..

Türk milliyetçisi değil..

ABD milliyetçisi..

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil..

ABD’nin vatandaşı..

Bu sosyal medya mecralarının, Türkiye’de bir temsilci bulundurmasının, sana ne zararı var, ülkücü Taylan!

Milyar dolarlarla oynayan adamların, bir tane gösterecekleri temsilciye ödeyecek paraları mı yok, acaba?

Nedir sorun, söyler misin, Taylan?..

O kadar fütursuz, o kadar pervasız ki, Taylan..

“ABD’li efendilerimiz için, ne koparırsak, kâr kârdır” zihniyeti ile, bakın çaktırmadan ne teklif ediyor:

“21. yüzyılda toplumları ilgilendiren ana meselelerden biri olan sosyal medya kullanımı ile ilgili konuların yasalaşmasının ortalama 2-3 yıl sürdüğünü biliyoruz.”

Yani? 

Yanisi şu.. 

Ülkücü Taylan, diyor ki.. 

“Bu düzenlemeyi tartışmaya açın. 2-3 yıl tartışıp avara kasnak usûlü konuşup durun..

Milyar dolarlar oynayan ABD merkezli o sosyal medya mecraları da, 2-3 yıl.. Türk hukuk sistemine bağlı kalmadan.. Bir temsilci bile atamadan.. Keyiflerini sürsünler..

2-3 yıla kadar da, kim öle, kim kala!”

Meral Abla’nın Taylan’ı, “Kâr, kârdır” diyor, kimden yana olduğunu ispatlıyor..

Peki, Meral Abla ne yapıyor?

yazının devamı