Sesli Makale

Alabildiğine kutuplaşmış olan fanatikler.

- Yıllardır kendilerini karşı tarafla mücadeleye adamış olanlar.

- Toplumsal barış ortamında işlevsiz kalacaklarını düşünenler.

- Yumruklarını sıkmaya fena halde alışmış olanlar.

- Erdoğan nefreti ya da CHP nefreti dışında bir şey bilmeyenler.

- İki tarafın da en azılı militanları.

- Diyalog ortamında işsiz kalacaklarını düşünenler.

- Kavga dövüş olmayınca ne diyeceklerini bilemeyenler.

KOLTUĞUN DOLU TARAFI

KOLTUĞUN dolu tarafına baktığımızda olay şudur:

*

Boş koltuk olayından iade-i ziyaret kararı çıkmıştır.

*

Toplumsal barışı sağlayacak, kutuplaşmayı azaltacak, diyaloğun sürmesine katkı sunacak her gelişme...

İMAMOĞLU’NA KARŞI ÖZEL Mİ ÖNE ÇIKARILIYOR

MUHALEFETE sonsuz destek veren bazı kalemler, şöyle şeyler söylüyorlar:

*

İktidar kanadı, Ekrem İmamoğlu’ndan çekiniyor. O yüzden Özgür Özel’i parlatıyorlar.

*

Böyle bir yaklaşımdan şu üç ön kabul çıkıyor:

*

- BİR: CHP’nin Genel Başkanı sıfatını taşıyan Özgür Özel’in, iktidarın parlatmasına ihtiyaç duyduğu ön kabulü.

*

- İKİ: İktidarın CHP cephesinde istediğini parlatıp istediğini geri plana atma gücünün bulunduğu ön kabulü.

*

- ÜÇ: Özgür Özel’in parlamasının ya da parlatılmasının Ekrem İmamoğlu’nu geri plana atabildiği ön kabulü.

*

Muhalefete sonsuz destek veren kalemlerin, bu üç ön kabulden de uzak durmaları gerektiğini bilmem söylememe gerek var mı?

DİLAN POLAT’IN SORUNU

DİLAN Polat’ın filizlenişi, serpilmesi, gelişmesi, yükselişi ve de düşüşü, sosyal medyanın yalan dünyasında gerçekleşti.

O yalan dünyada her şey hormonluydu, inorganikti, roldü, gösterişti.

*

İşte tam da bu yüzden Dilan Polat’ın mahpushane damından verdiği “yetişin komşular, ben çok fena durumdayım” tarzı trajedi dolu mesajlar kimseyi etkilemiyor.

*

Kıssadan hisse: Sen sen ol, sahicilikten asla uzaklaşma.

MERAL AKŞENER’E DİZİ TAVSİYELERİ

Madem elini eteğini siyasetten çekti. Madem artık çok vakti var. Madem dizilere meraklı olduğuna dair çok işaret verdi. O halde Meral Akşener’e biraz dizi tavsiyesinde bulunayım da vaktini iyi geçirsin.

*

- Borgen’i izlemesini tavsiye etmem, çünkü bu dizi kendisinde yeniden siyasete yönelme duygusu uyandırabilir. Ama Ripley’i izlemesini hararetle tavsiye ederim, çünkü bu dizinin kendisinde uyandırabileceği tek duygu İtalya’da dolaşma arzusudur.

*

- Kızıl Goncalar’ı izlemesini tavsiye etmem, çünkü bu dizi kendisinde yoğun biçimde sosyokültürel analizler yapma isteği uyandırabilir. Ama İnci Taneleri’ni izlemesini hararetle tavsiye ederim, çünkü bu dizi yormadan maceralara daldırır.

*

- The Regime adlı diziyi hiç tavsiye etmem, çünkü bu dizideki politik entrikalar ve ihanetler kötü çağrışımlar yapar kendisine. Ama Baby Reindeer adlı diziyi izlemesini hararetle tavsiye ederim, çünkü bu dizi hayatın karmaşıklığını çok iyi anlatıyor.

AMERİKAN ÜNİVERSİTELERİ / TÜRK ÜNİVERSİTELERİ

ŞÖYLE bir yakınmaya tanık oluyorum:

*

Amerikan üniversiteleri Filistin için ayaktayken neden Türk üniversitelerinde tık yok?

*

Bu sorunun çok basit bir cevabı var:

*

ABD yönetimi, Filistin’de gerçekleşen soykırımın en büyük sponsoru. ABD’deki üniversiteler, işte bu sponsorluğa karşı ayağa kalkmış durumdalar.

Eğer Türkiye’de yönetim İsrail soykırımına bırakın sponsor olmayı, en küçük bir destek çıksaydı.

Türkiye’nin hiçbir üniversitesini tutamazdınız.

*

Bir şey daha söyleyeceğim:

*

“ABD’de üniversiteler ayakta, bizim üniversiteler de ayağa kalksın” hevesine kapılıp üniversitelerde yapay eylemler ve gösteriler düzenleme arzusundan vazgeçilsin.

Bizim üniversitelerde yapılması gereken öğrenci eylemleri değildir.

yazının devamı