Sesli Makale

BİRİNCİ İHTİMAL

AK Parti’nin “Madem rakibimiz Kemal Kılıçdaroğlu, o halde hiç çalışmamıza gerek yok” diyerek rehavete sürüklenmesini istiyor olabilirler.

İKİNCİ İHTİMAL

CHP Genel Başkanlığı koltuğu, Cumhurbaşkanlığı koltuğundan bile daha tatlı olduğu için hamlelerini buna göre ayarlıyor olabilirler.

ÜÇÜNCÜ İHTİMAL

Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’a, “Belediye başkanısın, belediye başkanı kalacaksın” mesajı vermeye çalışıyor olabilirler.

DÖRDÜNCÜ İHTİMAL

“Kılıçdaroğlu seçimde hayatının en yüksek oyunu alır, biz de Kılıçdaroğlu’nu CHP’de ebedi şef ilan ederiz” diye düşünüyor olabilirler.

BEŞİNCİ İHTİMAL

Kendi parti tabanlarından yükselecek öfkeli haykırışların ve çığlıkların desibelini ölçmeye çalışıyor olabilirler.

BİR İHTİMAL DAHA VAR

O da ciddi ciddi Kemal Kılıçdaroğlu ile kazanabileceklerine inanıyor olabilirler ki en kötü ihtimal bu.

CHP, BAYKAL’A SAHİP ÇIKMAZKEN... BAHÇELİ, ECEVİT’E SAHİP ÇIKTI

KEMAL Kılıçdaroğlu’dan Deniz Baykal’a hakkıyla sahip çıkmasını beklerdim.

Siyaseten değil nezaketen beklerdim bunu.

Çünkü Kılıçdaroğlu, bu tutumu alacak nezakete sahip bir lider.

Vefa duygusuyla hareket edebilirdi.

“Üzerimizde emeği var” diye düşünebilirdi.

Hepsini geçtim.

“Şu anda sağlık koşulları açısından hakkıyla cevap verecek durumda değil” diye düşünerek yapabilirdi.

*

Ama yapmadı.

Şöyle genel bir ifadeyle geçiştirmekle yetindi.

Baykal’ın adını bile anmadı.

*

Kılıçdaroğlu, yıllarca partisinin genel başkanlığını yapmış Deniz Baykal’a karşı böyle mesafeli bir tutum alırken...

MHP Lideri Devlet Bahçeli, sadece koalisyon ortaklığı yaptığı Ecevit’e sahip çıktı.

*

Bahçeli’nin Ecevit’e sahip çıktığı mecra ise...

Son derece anlamlıydı.

*

CHP’nin yayın organı Halk TV’de Ecevit’e yönelik eleştiriler dile getirilirken...

Bahçeli, Halk TV’ye bir mesaj gönderdi.

*

Bahçeli’nin mesajı aynen şöyleydi:

*

“Özlem Hanım iyi akşamlar, iyi yayınlar...

Merhum Başbakanımız Sayın Bülent Ecevit’le süresi 3,5 yılı bulan 57’inci Cumhuriyet Hükümeti’nde birlikte görev yaptık. Bu vesileyle kendisini yakından tanıma fırsatım oldu. Tam bir beyefendi, saygın bir devlet adamı, tutarlı ve milli nitelikli bir solcu, aynı zamanda da Türk milletinin değerleriyle çatışmayan, çelişmeyen bir şahsiyetti. Merhum Ecevit’in Türkiye’nin hak ve çıkarlarını samimiyetle savunduğuna her fırsatta şahit oldum. Bu haliyle, Zülfü Livaneli’nin Merhum Ecevit’le ilgili mesnetsiz iddialarını, meşrepsiz ithamlarını, hatta seviyesiz iftiralarını reddettiğimi özellikle ve sizin vasıtanızla paylaşmak isterim. Merhum Bülent Ecevit’in devlete ve millete bağlılığını tartışmaya açmak hem vebal hem de haksızlıktır. Bu duygu ve düşüncelerimi kamuoyunun bilgi ve takdirine sunuyorum... Göstereceğiniz hassasiyetten dolayı da teşekkür ediyorum.

DEVLET BAHÇELİ
MHP Genel Başkanı”

*

Keşke Kemal Kılıçdaroğlu da...

Devlet Bahçeli’nin Ecevit’le ilgili sergilediği şu zarif tutumun binde birini Deniz Baykal’a karşı sergileyebilseydi.

-

NOT: Burada siyasetten söz etmediğimi... İnsanlıktan, nezaketten, vefadan, iyilikten, zarafetten, güzellikten söz etmeye çalıştığımı önemle vurgulamak isterim.

ATATÜRK’LE UĞRAŞANLARIN KAÇINILMAZ SONU

ATATÜRK’e hakaret etmeyi marifet bilen... Atatürk eleştirisi yapmak yerine Atatürk tezviratı yapan... İkide bir Anıtkabir’i diline dolayan... Hayatını Atatürk’le uğraşmaya adayan... Dikkat çekmek için Atatürk’e laf atan... En önemli meselesi Atatürk olan...

Tiplere dikkat!

*

Sonunda, en sonunda...

Bu tiplerin bir müptezelliği muhakkak çıkıyor.

ŞENOL GÜNEŞ’İ DİNLERKEN SÖYLEDİĞİM ÖZLÜ SÖZ

BAKTIM, Şenol Güneş konuşuyor. Şöyle oldu, böyle oldu falan diyerek mazeretleri sıralıyor ardı ardına.

İşte tam bu sırada “Hiçbir mazeret, başarının yerini tutamaz” özlü sözünü mırıldanıverirken yakaladım kendimi.

YASAYI KİMSE TAKMIYOR, ŞAHAN NİYE TAKSIN?

ŞAHAN Gökbakar, Marmaris’teki yazlığının önündeki sahile kendi elleriyle “Özel Mülktür Girilemez” tabelasını çakmış.

*

Yasalara göre...

Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açık olmalıdır.

*

Yasayı kimse takmıyor.

E tabii Şahan da takmıyor.

yazının devamı