GÜNCEL

Ahmet Hakan : 20 Aralık’takine benzer bir hamleye ihtiyaç var

Tarih
04 Ocak 2022
İzlenme
Kişi
Yazar
Ahmet Hakan

20 Aralık’ta ne oldu?

18’lere tırmanan dolar, bir gecede 12’lere indirildi.

Ve bugün 13’lerde seyrediyor.

*

20 Aralık hamlesi o kadar tuttu ki...

“Enflasyon rakamı açıklanınca dolar uçacak” diyenler, bir kez daha yanıldılar.

Bir uçuş söz konusu olmadı.

*

20 Aralık, siyasette AK Parti iktidarının özgüvenini yeniden tesis ettiği gündür.

*

Fakat tesis edilen bu özgüven, bugünlerde yeniden tehdit altında.

*

Yılbaşı gecesi elektriğe, doğalgaza, köprülere gelen zamlar bir yanda.

Yüksek gelen aralık enflasyonu öbür yanda.

Vatandaşın dünyası, hızla 20 Aralık öncesine dönmeye başladı.

*

Şimdi muazzam bir atak, sarsıcı bir hamle, radikal bir adım gerekiyor.

Sonuçları tıpkı 20 Aralık’ta olduğu gibi çok kısa bir sürede görülecek türden bir atak, bir hamle, bir adım...

*

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir planı var mı, yok mu?

Bilmiyorum.

Ama bildiğim bir şey var:

*

 

20 Aralık benzeri bir hamle gelmezse...

Ele geçirilen ve bir süredir elde tutulan psikolojik üstünlük, elden kaçabilir.

MASKE, SEN KİMSİN


MASKELİ balo diye bir şey yok bizde.

İyi ki de yok.

Çünkü beceremiyoruz.



Yapmaya kalkıştığımızda elimize yüzüme bulaştırıyoruz.

*

Maskeli balolar, maskeli devasa gösteriler...

- Venedik’te var ama onların yüzlerce yıllık kültürü.

- Meksika’da var ama onların yüzlerce yıllık geleneği.

*

Bizim kültürümüzde bir tek Yeni Türkü şarkısında geçiyor “maskeli balo” tabiri...

O da “bitsin” diye geçiyor, o da “tak etti canıma” diye geçiyor.

*

Yani ne demirden maskelerimiz var ne de anlı şanlı balolarımız.

Görmüyor musunuz:

O kadar ittir kaktıra rağmen Cumhuriyet balolarını bile sürdüremedik.

¡

Böyle bir kültürel atmosferin içine doğdu maske konsepti üzerine kurulu televizyon şovu...

Paganlık propagandası, satanizm propagandası falan...

Bunlar işin bahanesidir.

*

Gülüp geçilmemesinin, mesele yapılmasının temel nedeni...

Geçmişten bugüne getirdiğimiz kültürel atmosfer içinde...

Aşırı yadırgayıcı pozisyonda olmamızdır.

*

Yani demem o ki Eda Ece Hanımefendi.

Meksika’da doğsaydınız ya da Venedik’te...

Bunlar başınıza gelmeyecekti.

CEM YILMAZ YERLİ VE MİLLİ OLDU

İÇİMİZDE bazı kompleksli tipler var.

Yurtdışına çıktıklarında Türklerle karşılaşırlar.

Sonra da ağızlarını büzerek yakınırlar:



“Ay şekerim. Paris’e gittim. İnanır mısın, her yer Türk.”

*

Bir de kendisine “Hiç Türk’e benzemiyorsun” denmesiyle...

Onur ve gurur duyan tipler var.

*

Cem Yılmaz, son gösterisinde...

Baştan aşağı komplekse bürünmüş bu tiplerle öyle bir kafa buluyor ki...

Baktım:

Bütün yerlici ve millicilerimiz zevkten dört köşe.

“Helal olsun Cem Yılmaz’a” diyorlar.

*

Demek ki neymiş?

*

Cem Yılmaz...

Tek bir kalıba, tek bir tavra, tek bir ideolojiye, tek bir cepheye indirgenemezmiş.

*

Demek ki neymiş?

¡

Cem Yılmaz...

Öyle bir yerli ve milli kesilirmiş ki...

Bugüne kadar kendisine laf sokuşturanlar bile alkışlamak zorunda kalırmış.

OMİKRON KURTARICIMIZ OLAMAYACAK GİBİ

Prof. Dr. Melih Us’la sohbet ediyorduk.

*

Dedim ki:

*

“Omikron adlı varyant, kurtarıcımız olacak gibiydi. Daha fazla bulaşıyor ama daha az etki ediyor, koronavirüsü sıradan bir virüse dönüştürüyor deniliyordu. Ne oldu?”


*

Dedi ki:

*

“Olmadı. Temennide kaldı. Elimizdeki veriler, temenni edildiği gibi olmadığını gösteriyor. Omikron konusu ciddi bir konu hâlâ.”

*

Dedim ki:

*

“İyi ama vaka sayısında bu kadar büyük artışlar olmasına rağmen yoğun bakımlarda yatan hasta sayısı çok az. Buna ne buyurulur?”

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;