DÜNYA

Abdullah Ağar : İran saldırıları - 2

Tarih
01 Şubat 2023
İzlenme
Kişi
Yazar
Abdullah Ağar

İsrail’de yedi Yahudi yerleşimcinin öldürülmesi sonrası bunun bir gün önce Cenin’de dokuz Filistinlinin öldürülmesine misilleme/intikamı olabileceği düşünülmüştü. Hatta yaptığı yeni bir İntifada uyarısıyla Yediot Ahronot gazetesinin analistlerinden Ron Ben-Yishai başta bazı İsrailli analist ve gazeteciler de buna dahil oldu.

Ancak mesele sadece bu kadar değil. Çünkü İsrail açısından yedi Yahudi yerleşimcinin öldürülmesi, hele ki dini bir ritüel (sinagog) yakınlarında öldürülmesi, yeni kurulan Netenyahu hükümetini sarsacak ve şimşekleri üzerine çekecek kadar büyük bir olay. O nedenle gelişmeleri takip eden herkes, bundan sonra ne olacağını, İsrail’in nasıl tepki vereceğini görmeye çalıştı.

O nedenle İran’ın hafta sonu İran’da ve Suriye’de yaşadığı saldırılar, İran’ın etki ve iltisak ürettiği İsrail’i etkileyen alanlarda yaşananlarla ilgili olabileceği akla geldi.

Bir üstlenme olmadığı sürece "bu budur" diyemeyiz. Ancak İran’ı, İran’da ve eş zamanlı olarak Suriye’de vuracak kadar bir düşmanlık, irade ve kabiliyet çok ülkede yok!

Öte tarafıyla bu denli kapsamlı ortaya çıkan bir etki için, ciddi bir istihbarat birikimi, planlama, verileri güncelleme, saldırı yığınağını harekete geçirme ve etkiyi ortaya koyma uzun bir sürece ihtiyaç duysa da İsrail’in yakın alanlarında bu yaşananlara tepki vermek adına "kurusuna yaşına, azına-çoğuna, nokta vuruşa-vuramayışa, başarıya-başarısızlığa bakılmaksızın" daha önce yapılmış hazırlıkların üzerine "tetiği basma" emri verme olasılığı da son derece yüksek.

Biz ise, İsrail ya da ABD saldırıları ne kadar üslenirse üslensin, İranlı karar vericiler yaşadıkları bu saldırılardan ne kadar İsrail ve ABD’yi sorumlu tutarlarsa tutsunlar, meseleyi farklı bakış açılarıyla değerlendirmek zorundayız. Çünkü ortam -dün de örneğini verdiğimiz gibi- son derece algıyı yönetmeye ve yönlendirmeye dönük etki, entrika ve tuzaklarla dolu.

***

İran’da ve Suriye’de, İran’ın ve İran iltisaklıların hedef alındığı saldırıları kimin yaptığı hâlâ bir meçhul olarak ortada dururken, İsrail daha önce yaptıklarına ters, uyguladığı etki-tepki prensiplerine çok uymayan, hatta saldırılarla ilişkisinin kurulmasını pek istemeyen ve hatta bu da çok ilginç dedirtircesine, yedi Yahudi yerleşimcinin öldürülmesi ve ardından bir saldırı daha yaşanması sonrası bazı "iç" kararlar aldı. Önce İsrail güvenlik kabinesi toplandı ve bu kapsamda Başbakan Netanyahu'nun ofisinden bir açıklama yapıldı.

Bu açıklama da;

- Bazı iç güvenlik önlemlerini arttırmanın yanında…

- Yahudi sivillerin silah ruhsatı ve silaha ulaşımını kolaylaştırma,

- Terör saldırıları düzenleyen ya da teröre destek veren kişilerin aileleri ve yakınlarının sosyal sigorta ve sağlık hizmetleri ile ilgili haklarının iptal etme gibi tepki çeken ve tartışma üreten bazı kararlar yer aldı.

Peki gerçekten bu kadar mı?

İsrail’in yapacakları, kendi içinde aldığı bu "tepki çeken ve tartışma yaratan" caydırıcı ve önleyici tedbirlerle mi sınırlı kaldı?

Saldırıya uğrayan İran açısından kesinlikle hayır. Hatta İran Hava Kuvvetleri Komutanı, yaşadıkları saldırılar sonrası dedi ki “ABD ve İsrail’i yerle bir edeceğiz!”

***

Şimdi bütün bu kesişmelerden sonra, işin içinde nelerin olabileceğine bakalım. En başa da Ukrayna savaşını koyalım. Bu saldırıların yaşanmakta olan Rusya-Ukrayna savaşıyla bir ilgisi, İran’ın bu savaşta Rusya’ya sağladığı destekle ve bu destek karşılığında İran’ın Rusya’dan elde ettiği kazanımlarla bir ilişkisi var mı?

Savaşı son evresinde "stratejik mühimmat ve rezervlerinde azalmalar görülen ve Ukrayna’ya karşı mütekabil/farklı savaş disiplinleri kullanmak isteyen" Rusya’nın, Ukrayna kara ve hava sahasında "intihar dronları başta" İran menşeili silah ve mühimmat kullandığı görülmüş, karşılıklı eğitimler yapılmış, teknoloji-silah ve sistem transferlerinin gerçekleştiği görülmüştü.

Amerikalılar da İran’ın Rusya’ya savaşta kullanılmak üzere İHA-SİHA-Dron verdiğini ve Rusya’nın füze dahil çok daha fazlasını almak istediğini açıklamıştı.

Rusya’nın Ukrayna karşısında çok daha fazla zorlanması, yorulması, yıpranması ve zamana yayılan savaşta mukavemetin azalması adına İran üzerinden vurulması, aslında sadece bir taşla bir kuşa değil, birkaç kuşa karşılık geliyor. Çünkü sadece Rusya’nın İran’dan sağladığı destek vurulmuyor, hem İran hem İran’ın geliştirmeye çalıştığı kabiliyetleri hem de Rusya’dan aldığı teknolojik destek de vurulmuş oluyor; mesajlar veriliyor, süreç etki/baskı altına alınıyor, hatta manipüle ediliyor.

Bir diğer tarafıyla İsrail, Ukrayna savaşında Rusya’yla hiçbir şekilde karşı karşıya gelmedi, gelmek istemedi. Bütün gerilime rağmen, dönem dönem kendini gösteren uyarıcı söylemlere, hatta tehditlere rağmen Rusya’nın kontrol ettiği Suriye’nin hava sahasına girmeye, İran, Esad ve Hizbullah hedeflerini vurmaya devam etti.

Bu tarafıyla Ukrayna tarafından sıkça eleştirildi, topa kondu. Bu açıdan bakıldığında bu saldırılar İsrail’in Ukrayna’ya bir desteği olarak görülebilir mi?

Neden olmasın?

Öte tarafıyla, Rusya’yı etkilese bile, İran’ın vurulmasına Rusya’nın koyabileceği çok net bir İsrail’e tepki yok. Çünkü İsrail’in kedi güvenliği ve hassasiyetleriyle ilgili gerekçeleri, verebileceği yanıtları var. Diğer tarafıyla İsrail zaten üstüne alınmıyor, saldırıları üstlenmiyor. Hatta top ABD’nin sahasında geziyor.

Saldırıların nedeni, en azından nedenlerinden birinin de bu olduğu değerlendirilebilir.

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;