Kitapta yazanlara göre, Güneydoğu'da PKK terör örgütüyle mücadele eden güvenlik güçlerine bir gün bir mağarada terörist olduğuna dair istihbarat geliyor.
Komandolar, 30 kilometre yürüyor ve mağaraya ulaşıyorlar ama içerde kimseyi bulamıyorlar.
Geri dönmeye hazırlanırken bu kez 5 kilometre kadar uzakta dağ başındaki bir mağaraya gitmeleri gerekiyor. Yeni istikamet burası. Ancak yeni yol çok dik.
Komandolar yola çıkıyor. Yolda bir askerin bacağı kırılırken bir askeri ise yılan sokuyor. Ama yılmıyorlar. Mağaraya ulaşıyorlar.
Mağarayı tarifleri ise şöyle: "Devasa bir uçurumun dibinde, inişi çok zor, kayalık, ağaçlık, çalılık..."
Mağara alanına ulaşan komandolar iki giriş tespit ediyorlar. Sonrasında teröristler de onları görüyor ve ilk çatışma çıkıyor.
Neredeyse 5-6 metre içinde çıkan çatışmada mermiler kafalarını sıyırarak gidiyor. El bombaları art arda patlıyor. Ancak mağarayı ele geçiremiyorlar.
Bunun üzerine komandoların başında bulunan iki teğmen plan yapıyor, önce teröristlerin kaçış yollarını kesiyorlar. Sonra sıra mağaraya girmeye geliyor.
Ancak bunun için tanyerini zaman olarak belirliyorlar. Parola ise 'Kaçak çay' oluyor.
Parolayı söyledikten sonra önce göz yaşartıcı bombaları atarak mağaranın iki ayrı ucundan iki teğmen içeri giriyor.
Yakın mesafede çatışma çıkacağı için yanlarına ikişer tabanca ve bolca şarjör alıyorlar. Ve kıyamet kopuyor...
Bütün hengame bittiğinde 8 terörist etkisiz hale getirilmiş oluyor. İki teğmen küçük sıyrıklarla operasyonu tamamlıyor ancak ikisinin de çelik yeleklerinde 'kurşun' izleri dikkat çekiyor.
Sonrası mı? Yürüyerek aynı yolu iniyorlar, üstüne bir de bir köyde arama yapıyorlar. Kendi ifadelerine göre birliklerine vardıklarında GPS cihazı bile ne kadar yürüdüklerini gösteremiyor!
Hiç yorum yapılmamış
719 kez izlendi
784 kez izlendi
558 kez izlendi
2080 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.