GÜNCEL

Yıldıray Oğur : Yargıtay meselesi nasıl halledildi?

Tarih
24 Eylül 2014
İzlenme
Kişi
Yazar
Yıldıray Oğur
24 Eylül 2014...12 Ekim’de yapılacak HSYK seçimlerinin Yargıtay ayağı bitti.
Ama önce Yargıtay ayağının ne demek olduğuna bakalım.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun üye sayısı 2010 referandumundan sonra 7’den 22’ye çıkarılmıştı. Adalet Bakanı ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı kurulun iki tabii üyesi. Bunun dışında 12 Ekim’de ilk dereceli adli hakim ve savcılar 7, ilk dereceli idari hakim ve savcılar ise 3 üye seçecekler. Geri kalan üyelerin 4’ünü Cumhurbaşkanı akademisyenler ve avukatlar arasından atayacak. Kalanlardan 1’ini Türkiye Adalet Akademisi, 2’sini Danıştay ve 3’ünü de Yargıtay seçecek.
Yargıtay bu üç üyeyi seçti işte. Bütün siteler de sonucu: “Yargıtay’da cemaat kazandı” diye verdi.
Herkes açık oynuyor artık. O yüzden açık açık yazalım.
En çok oy alan 20. Hukuk Dairesi Üyesi Yakup Ata da sosyal demokrat kimlikli ama cemaate yakın bir isim. HSYK seçimlerini en iyi takip eden gazetecilerin başında gelen Elif Çakır’ın yazdığı gibi; kripto cemaatçi.
En çok ikinci oyu alan 18. Hukuk Dairesi Başkanı Mustafa Kemal Özçelik’in ise eski Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in kapalı bir zarf içinde Yargıtay’a bildirdiği Yargıtay İmamı olduğu yolunda rivayet çok.
Üçüncü sıradan seçilen 7. Ceza Dairesi Üyesi Kerim Tosun da 2011’in başında Yargıtay’a yeni HSYK’nın seçtiği 160 üyeden biri.
Buraya geleceğiz. Esas dananın kuyruğu orada kopuyor çünkü
Böylece HSYK’da ilk sonuç 22 üyenin 2’si bakan ve müsteşar olduğu düşünülürse 3’e iki cemaat lehine.
Yargıtay’daki seçimin en ilginç sonucu ise 2010 referandumundan sonra yapılan seçimde Yargıtay’dan ilk sırada seçilen HSYK üyesi Zeynep Nilgün Hacımahmutoğlu’nun 13 adayın yarıştığı bu seçimde ancak 9’uncu olup seçilememesi. Üç yedek üye arasına bile girememesi.
Peki bu dört yılda Yargıtay’da ne oldu böyle?
Hikaye, 2011 yılının ilk günlerinde başlıyor.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 17 Hizbullahçı için tutukluluk süreleri 10 yılı aştığı için tahliye kararı vermesiyle. Domuz bağı görüntüleriyle hatırlanan Hizbullahçıların serbest kalmasına haklı olarak büyük tepki oldu. Hükümet topa tutuldu. Hizbullahçılar alkışlarla dışarı çıktı. Pek çok yöneticisi de hemen yurt dışına kaçtı.
Yargıtay tahliye kararını 10 yıllık sürenin dolduğu gün vermişti. Bu acele “Yargıtay Hükümete gol mü attı” diye yorumlanmış, hükümetle yüksek yargı arasında tartışmalar yeniden başlamıştı.
Karar yüksek yargının ağır iş gücüne, yetersizliklerine bağlandı. Ve Adalet Bakanlığı bürokratları o aşamada devreye girdiler. Yargıtay ve Danıştay’a yeni daireler kurulması fikriyle.
Bakanlık hemen bu konuda bir çalışma yaptı, hükümet buna evet dedi ve kanun Meclis’ten hızla geçirildi. Yargıtay üye sayısı 250’den 387’ye, Danıştay üyesi sayısı da 95’ten 156’ya çıkarıldı. Yani iki kurumun yapısı tümüyle değişmiş oldu.
Yeni üyeleri kim atadı peki?
Boş ve yeni üyeliklere atamaları Şubat 2011’de HSYK 1. Dairesi yaptı. 2010 referandumuyla yeniden oluşmuş daire Yargıtay’a 160, Danıştay’a 51 yeni üye seçti.
Bu üyelerin bir ortak özelliği dikkat çekiyordu. Yargıtay’a seçilen 160 üye 40 yaşlarındaki isimlerden seçilmişti. Yani emekliliklerine kadar 25 yıl daha Yargıtay’da görev yapmalarının önü açılmıştı.
Peki, kim vardı bu yeni üyeleri seçen HSYK 1. Dairesi’nde:
İbrahim Okur, Teoman Gökçe, Bülent Çiçekli, Ahmet Berberoğlu, dönemin bakanlık müsteşarı (rahmetli) Ahmet Karaman, İsmail Aydın ve dün dört yıl sonra Yargıtay’dan HSYK’ya seçilemeyen Zeynep Nilgün Hacımahmutoğlu…
Hacımahmutoğlu’nun bu seçimler sırasında bakanlığı ‘’cemaat kadrolaşmasına dikkat’’ diye uyardığı yargı çevrelerinde konuşuluyor.
Ama hükümetin 2010 referandumundan sonra, önce HSYK seçimleri, ardından da Yargıtay’da gol yemesini onun uyarıları da engelleyemedi.
Yine de haksızlık etmemek gerek. Yargı’daki bu büyük aklın ilk gol attığı da AK Parti iktidarı değil.
SHP’li Mehmet Moğultay döneminde bile Alevi hakim ve savcı kılığında bakanlığa girmiş cemaatçiler olduğu yargıyı iyi bilen isimler tarafından örneklerle anlatılıyor.
Yine bakanlığı iyi bilen isimler, AKP’den önce Adalet Bakanlığı’nda cemaat kadrolarının en çok yerleştiği dönemin Hikmet Sami Türk’ün bakanlık yaptığı dönem olduğunu söylüyorlar.
Bugün artık açıktan cemaat safında yer alan 2007-2012 arası dönemin hızlı özel yetkili savcı ve hâkimlerini o özel yetkili koltuklara kim atamıştı peki?
Ya da şöyle soralım; 2005’te DGM’ler yerine kurulan Özel Yetkili Mahkemelere Savcı ve Hakim atamaları kararnamesi kimin eseriydi peki?
Yetenekli Adalet Bakanlığı bürokratı İbrahim Okur’un.
Bir Adalet Bakanlığı bürokratı, Okur’un yüzlerce isimli listeleri hazırlayıp dönemin Kemalist HSYK Başkanı Kadir Özbek’e götürdüğünü ondan da atamasını istediği 10 isim aldığını böylece onun da gönlünü kazanmasını bildiğini anlatıyor.
12 Ekim’deki seçimde yeniden HSYK üyeliği için aday olan Okur’un yargı bürokrasisi tarihinde gelmiş geçmiş en yetenekli bürokrat olduğuna şüphe yok. Hâlâ YARSAV ve cemaatten ayrı ayrı listelermiş gibi bahseden Hürriyet yazarları “kullanışlı aptallığa” devam edebilir.
Yargıtay’daki seçim sonucu sürpriz değil. Yargıtay’da en az 4 yıllık bir emeğin, yargıda ise en az 20 yıllık bir mühendislik projesinin sonucu.
Her şey bitmiş sayılmaz.
Daha 17 koltuk var…
Türkiye

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;