TARİH

Yavuz Bahadıroğlu : Tarihten bir ibret tablosu

Tarih
22 Ağustos 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Yavuz Bahadıroğlu

24 Mayıs 2015

Avrupa ile kendi vatandaşları arasında sıkışan Sultan II. Mahmud’un vereme yakalandığını dünkü yazımda belirtmiştim... 

1839 yazında, rahatsızlığı arttı. Hekimler Çamlıca havasının hastalığına iyi geleceğini söylediler. O da eşi Bezmialem Sultan’la birkaç yakınını yanına alarak kızkardeşi Esma Sultan’ın Çamlıca’daki kasrına gitti. 

Padişah ölür ölmez haberdar olmak ve padişahlık sırasının kendisine geldiğini herkesten önce Şehzade Abdülmecid’e haber verip bu yolla sadrazamlığa yükselmek isteyen Meclis-i Valâ (Yüce Meclis) Reisi Hüsrev Mehmed Paşa (Koca) da Esma Sultan Kasrı’nın bir odasına yerleşmişti.

Fakat Padişah’ın ölümü gecikiyordu. Bazı makamlara gelmek isteyenlerin ise acelesi vardı. Hüsrev Mehmed Paşa ve yandaşları, “Bu kargaşa zamanında devlet işleri beklemez” bahanesine sığınarak, Padişah’ın tahttan indirilmesine dair fetva aldılar. Asıl amaç Şehzade Abdülmecid’i bir an önce tahta geçirip hayallerindeki makamlara âcilen kavuşmaktı (Koca Hüsrev Mehmed Paşa (1769 – 3 Mart 1855), çok istediği sadrazamlığa 2 Temmuz 1839’da Sultan Abdülmecid döneminde kavuşacak, ne var ki, bu görevde sadece on bir ay yedi gün kalabilecek, 29 Mayıs 1840’da azledilecektir).

Öte yandan Sultan Mahmud’a gönülden bağlı saray erkânından etkili bir grup, hekimlerin Padişah’ı kasten tedavi etmediklerini (yakın tarihimizde de benzer olaylar yaşanmadı mı?) düşünüyor, bu işten Padişah’ın oğlu Şehzade Abdülmecid’i ve Hüsrev Paşa’yı sorumlu tutuyorlardı. 

Güya Şehzade Abdülmecid, “Babası bir an önce ölsün de bir an önce tahta kavuşayım” diyor, Hüsrev Paşa da kendi ikbali için ona yardım ediyordu.

Bunlar Koca Hüsrev Paşa’nın siyasi rakibi Kaptan-ı Derya Müşir Ahmed Fevzi Paşa’yı başlarına geçirip Şehzade Abdülmecid’i öldürme kararı aldılar.

Böylece Sultan Mahmud rakipsiz kalacak, Hüsrev Paşa’nın bulduğu doktorlar da ister istemez işlerine dört elle sarılıp Padişah’ı iyileştireceklerdi.

Hüsrev Paşa plandan, saraydaki adamları vasıtasıyla haberdar oldu. Haberdar olur olmaz da Şehzade Abdülmecid’le annesi Bezmialem Sultan’ı haberdar etti.

Birileri de maalesef ölüm döşeğinde son anlarını yaşayan Padişah’ın kulağına bütün bu çatışmaları fısıldadı. 

Sultan II. Mahmud, bu yüzden eşine ve oğluna küskün öldü. O kadar ki, Şehzade Abdülmecid, babasını son kez görmek için odasına girip ağlayarak ayaklarını öpmeye başlayınca, kalan son gücünü oğlunun yüzünü tekmelemek için kullandı. 

Nihayet 2 Temmuz 1839 pazartesi günü sabaha karşı vefat etti. Cağaloğlu’na defnedildi. Bir yıl içinde de türbesi yapıldı (türbenin projesi Hassa Mimarı Garabet Amira Balyan’a aittir ve Abdülhalim Efendi’nin nezaretinde inşa edilmiştir).

Osmanlı tahtına geçme sırası Abdülmecid’e gelmişti.

Tafsilatı daha sonra vermek üzere, şu kadarını ifade etmeliyim ki, Sultan Abdülmecid de bir takım yenileşme hareketlerine imza attı. O kadar ki, “olmaya Osmanlı’ya yeni soluk getirir” korkusuyla, Batı’dan (o tarihte “Batı” demek, İngiltere demektir) borç almaya alıştırıldı. Ne var ki, bu borç şartlı verilmişti: Yatırıma dönüştürmeyecek, kendisine en görkemlisinden bir saray (Dolmabahçe Sarayı) yaptıracaktı.

Yaptırdı...

Ne var ki, saray yapması şartıyla borç para veren İngiltere, öyle bir algı operasyonu başlattı ki, halk padişahından soğudu, bedduaya başladı:

“Millet yarı açken kendisine altın saraylar yaptıran padişahı biz istemezük!”

Oyunlar hep vardır ve olacaktır: Ülkeyi yönetenlerin görevi, tarihten ders alarak oyunları boşa çıkarmaktır!

İster istemez gerisi yarına kalıyor...

Yeniakit

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YORUMLAR

  • Mesut

    25 Mayıs 2015 10:24
    0 0
    Ne yani asgari ücret 946 lirayken erdoğanın sarayındaki lükse sesimizi çıkarmayalım mı demek istiyorsunuz ?
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;