TARİH

Yavuz Bahadıroğlu : Mankurt...

Tarih
21 Ekim 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Yavuz Bahadıroğlu

21 Ekim 2015

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan kimilerine “Mankurt” dedi...

Yine 12’den vurdu...

Yine gündem oluşturdu...

Doğrusu yüreğimiz de biraz soğudu: “Oooh” çektik.

Benzetme de “cuk” oturdu.

Peki, “Mankurt” kimdir?..

İnsan nasıl “Mankurt” olur?

Aslında Sayın Cumhurbaşkanı, “Mankurt” ifadesini, “Milli kimliğinden, milletinden ve tarihi varlığından uzaklaşıp yabancı emellere hizmet eder hale gelen insanlar” için kullandı, ama bu bir Altay ve Kırgız efsanesidir.

Cengiz Aytmatov 1980 yılında yayınladığı “Gün Olur Asra Bedel” isimli eserini bu efsaneden faydalanarak yazmıştır.

Efsaneye göre “Mankurt” yapılmak istenen kişinin saçları kazınır, elleri-kolları bağlanıp başına ıslak deve derisi sarılır ve kızgın güneş altında günlerce bırakılır. 

Deve derisi kurudukça, başı mengene gibi sıkar. Mankurt adayı ya ölür ya da korkunç acılar içinde kıvrana kıvrana şuurunu kaybeder...

O artık her isteneni yapacak uzaktan kumandalı bir köledir!

Kendi fikri, yaklaşımı, düşüncesi yoktur...

Sadece emirleri, talimatları uygular.

Günümüz mankurtlarına elbette böyle bir işlem yapılmıyor. Ama çocukluktan itibaren verilen terbiye, eğitim vasıtasıyla kafasına ekilen tohumlar, benzer sonuçlar doğurabiliyor.

Kendi toplumunu beğenmiyor, “Göbeğini kaşıyan adam”, “Bidon kafalı” diyerek insanlarını aşağılıyor. Kapalı kadınları “Karafatma”, dindarları “gerici” ilân ediyor.

Yatırımları küçümsüyor. Ülkenin gelişmesinden rahatsızlık duyuyor, herşeye “oryantalist” bir kafa ile yaklaşıyor, kendisi gibi düşünmeyen herkesi suçluyor, Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a hakaret ediyor.

Onlardan çok var bu ülkede!

Selçuklu tarihinde ters tepen bir “Mankurt” örneğinden söz edilir: Çaka Bey (Çavuldur boyundan Çağa)... Çaka Bey, Batı Anadolu’nun fethi sırasında (1078-1081), Bizanslı komutanlardan Kabalika Alexandros’a esir düşmüş cesur, zeki, esprili, atak bir Türk komutandır. Kabalika Alexandros esirini tanıdıkça hayran kalıyor. O kadar etkileniyor ki, İmparator Batancıates’e takdim ediyor. 

Çaka Bey’in hali-tavrı, özellikle de sorulara verdiği tutarlı, ama esprili cevaplar İmparator’un da dikkatini çekiyor. Eğitime alınmasını emrediyor. Çaka Bey kısa sürede çok iyi derecede Rumca öğreniyor. 

“Eğitim” beyin yıkama seansları şeklinde sürüyor. Zaman içinde Türk düşmanı haline getiriliyor. Artık tamamen mankurtlaşıp Rumlaştığını düşünüyorlar. Vlakerna Sarayı’na alınıyor. İmparator’un hem danışmanı, hem de sırdaşı oluyor. Her isteneni yapıyor. Savaşlarda kendini ispatlıyor. Bizans İmparatoru’na göre, o artık ruhu ve yüreği çıkarılmış bir “Mankurt”tur! 

Çaka Bey’in mankurtluğu, soydaşlarıyla savaşması emredildiği ana kadar sürüyor. Verilen emre göre, Selçuklu askeri birliğini basacak ve askerleri kılıçtan geçirecektir. Sabaha kadar düşünüyor. Uykusuz geçen o gecenin sabahında mankurtluktan sıyrılıyor. Asıl kimliği ortaya çıkıyor. Bizans sarayından kaçıyor (1081) ve soydaşlarına katılıyor. 

Hızla yükseliyor. İzmir’i fethediyor. Orada kurduğu tersanede yaptığı gemilerle fetihlerine devam ediyor. Devlet kuruyor. Efsaneye dönüşüyor, “İlk Türk Amiralı” oluyor.

Keşke “bizim mankurtlar” da beyinlerini kilitleyen görünmez kelepçelerden (ya da ıslatılmış deve derisinin sıkıştırdığı kafalardan) kurtulup Çaka Bey’leşseler.

Zor, çok zor! Çünkü “bizimkiler” biraz da gönüllü Mankurt!

NOT: “Çaka Bey”in hayatı yıllar önce dikkatimi çekmiş, bu muhteşem örneği tarihin tozlu raflarından alıp romanlaştırmıştım. Hâlâ çok satan kitaplar arasında... 

YeniAkit

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;