22 Ekim 2014...
Paralel Yapı'nın gazetelerinden biri, Friedrich Ebert Vakfı'nın Türkiye Raporu'na sarılmış: Alman Vakfı, 'Bank Asya ve HSYK intikam operasyonudur' demiş ya, Amerika ve İsrail Yandaşı Paralel Medya da bu ilüzyon üzerinden aklınca algı operasyonu yapıyor.
-Aslında bu bir paslaşma!
-Yani? Al gülüm ver gülüm...
-Bir başka deyişle: Şıracının şahidi bozacı!
Dikkat buyurunuz: Alman Vakfı'nın, Türkiye'deki Paralel Yargı Vesayeti'ne ya da Paralel Telekulak'a veya Paralel Darbe Girişimi'ne karşı gıkı çıkmıyor!
Tersine, Türkiye'ye Batı Kulübü namı hesabına savaş açan Paralel Yapı'ya raporuyla destek atıyor!
Üstelik bunu Paralel Yapı'nın jargonuyla yapıyor!
*
Paralel gazetenin referans aldığı Friedrich Ebert Vakfı mı, Almanya dış istihbarat servisi BND'nin 'sivil toplum ayağını oluşturan' vakıflardan birisidir.
İşbu vakıflar, Almanya derin devletinin politikaları, dış hedefleri kapsamında çalışırlar...
Alman vakıfları Avrupa'da Türkiye aleyhine itina ile kamuoyu oluştururlar.
Türkiye'de 1988'de şube açmış olan Friedrich Ebert Vakfı, Gezi Kalkışması'nın da destekçileri arasındaydı:
-Almanya Sosyal Demokrat Partisi'nin (SPD) uzantısı bir vakıftır.
*
Erdoğan, bundan tam üç yıl önce, Türkiye'de faaliyet gösteren Alman vakıflarından duyduğu rahatsızlığı dile getirmiş ve 'Özellikle bir vakıf var ki, CHP ve BDP'li belediyelerle çalışıyor. Onlarla kredi sözleşmesi yapıyor' demişti!
-Adını vermediği o vakıf, Friedrich Ebert Vakfı'dır.
*
Necip Hablemitoğlu'nun 18 Aralık 2002'de Alman GSG-9 timine bağlı tetikçiler tarafından öldürüldüğüne dair çok ciddi, kuvvetli iddialar var. Bu suikastta Alman timine Türkiye'deki Gladio'ya bağlı unsurların mesela bazı emniyetçilerin de yardımcı olduklarını öngörmek zor değildir!
*
Hablemitoğlu'nun yazdığı son kitap 'Köstebek' adını taşıyordu: Ne var ki, kitabın yayınlanması Hablemitoğlu hayatını kaybettikten birkaç ay sonra mümkün olabildi!
Köstebek'te, günümüzde Paralel Yapı olarak bilinen malum örgüt anlatılıyordu...
Hablemitoğlu, örgütün CIA, BND, MI6 gibi yabancı istihbarat servislerine taşeronluk yaptığını yazmıştı!
*
Necip Hablemitoğlu'nun, 2001 yılında ise 'Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası' adlı kitabı yayınlanmıştı:
Bu kitaptan dolayı, Derin Almanya'nın kontrolündeki vakıflardan üçü (Konrad Adenauer, Friedrich Ebert ve Heinrich Böll) Hablemitoğlu'na dava açtılar.
Her üç dava da Necip Hablemitoğlu'nun lehine neticelendi. Hablemitoğlu, ilk davanın sonucunu (8 Ekim 2002) görecek kadar yaşasa da, diğer ikisinin karara bağlanışını (1 Mayıs 2003 ve 4 Aralık 2003) göremedi!
Hablemitoğlu Suikastı'nda 'arzın merkezine seyahat edilemeyişinin' sebebi nedir?
Yargı'da ve Emniyet'te bu suikastın aydınlatılmaması için seferber olanlar kimlerdir?
*
Türkiye'de faaliyet gösteren Alman vakıfları, TESEV ile de yakın ilişki içerisindedir.
Mesela 'TESEV'ciler Almanya'da Friedrich Ebert Vakfı'na böyle rapor verdi' başlıklı haberi hatırlıyoruz!
(10 Mayıs 2013) TESEV'in Köln'de yaptığı bu ziyarette Paralel Medya mensubu bir gazeteci de yer almıştı.
Paralel Medya'nın yıllardır 'baş tacı' yaptığı İshak Alaton, TESEV'in kurucularındandır...
Önde gelen baronlardandır. Alaton, Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başına getirilmesinden birkaç gün sonra, Paralel Medya'dan bir yazarla sohbet etmiş, 'CHP'ye en büyük kötülüğü Deniz Baykal yaptı' demişti! (27 Mayıs 2010)
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da TESEV'in kurucu isimleri arasında yer almıştır. Amerikancı İsrailci Paralel Yapı'nın candan destekçisi konumundaki Ecnebi Kemal, 'Bank Asya'ya el konulması' bahsinde kimi tartışmalar yapılırken adı geçen bankaya koltuk çıkmıştı!
Kılıçdaroğlu'nun, Deniz Baykal'a kaset operasyonu yapılacağından, Kasım 2009'daki Almanya ziyareti sırasında (O dönemde CHP Grup Başkan Vekili idi) haberdar olduğunu biliyoruz!
İşte bu 'haberdar edilme'nin, Türkiye'deki derin baronlarla irtibatlı bir biçimde BND marifetiyle yapıldığı öne sürülüyor.
Kılıçdaroğlu, 30 Mart yerel seçimleri öncesinde ABD'nin Ankara Büyükelçisi ile neredeyse 'haftalık olağan görüşme' yapacak hale gelmişti. Ardından da Washington'ı ziyaret etmişti!
*
BND, uzun yıllar boyunca CIA ve MOSSAD'la yakın işbirliğinin dahi ötesinde 'eklemlenmiş' vaziyette faaliyet gösteriyor.
Almanya'da yayınlanan Frankfurter Allgemeine Zeitung'un eski editörlerinden Udo Ulfkotte, kısa bir süre önce 'CIA'in kendisi dâhil birçok Batılı medya mensubuna rüşvet verdiğini' ifşa etmişti!
Dikkat: Ulfkotte 'Almanya'nın hala daha ABD'nin sömürgesi olduğunu' da söyledi!
Yenişafak
Paralel Yapı'nın gazetelerinden biri, Friedrich Ebert Vakfı'nın Türkiye Raporu'na sarılmış: Alman Vakfı, 'Bank Asya ve HSYK intikam operasyonudur' demiş ya, Amerika ve İsrail Yandaşı Paralel Medya da bu ilüzyon üzerinden aklınca algı operasyonu yapıyor.
-Aslında bu bir paslaşma!
-Yani? Al gülüm ver gülüm...
-Bir başka deyişle: Şıracının şahidi bozacı!
Dikkat buyurunuz: Alman Vakfı'nın, Türkiye'deki Paralel Yargı Vesayeti'ne ya da Paralel Telekulak'a veya Paralel Darbe Girişimi'ne karşı gıkı çıkmıyor!
Tersine, Türkiye'ye Batı Kulübü namı hesabına savaş açan Paralel Yapı'ya raporuyla destek atıyor!
Üstelik bunu Paralel Yapı'nın jargonuyla yapıyor!
*
Paralel gazetenin referans aldığı Friedrich Ebert Vakfı mı, Almanya dış istihbarat servisi BND'nin 'sivil toplum ayağını oluşturan' vakıflardan birisidir.
İşbu vakıflar, Almanya derin devletinin politikaları, dış hedefleri kapsamında çalışırlar...
Alman vakıfları Avrupa'da Türkiye aleyhine itina ile kamuoyu oluştururlar.
Türkiye'de 1988'de şube açmış olan Friedrich Ebert Vakfı, Gezi Kalkışması'nın da destekçileri arasındaydı:
-Almanya Sosyal Demokrat Partisi'nin (SPD) uzantısı bir vakıftır.
*
Erdoğan, bundan tam üç yıl önce, Türkiye'de faaliyet gösteren Alman vakıflarından duyduğu rahatsızlığı dile getirmiş ve 'Özellikle bir vakıf var ki, CHP ve BDP'li belediyelerle çalışıyor. Onlarla kredi sözleşmesi yapıyor' demişti!
-Adını vermediği o vakıf, Friedrich Ebert Vakfı'dır.
*
Necip Hablemitoğlu'nun 18 Aralık 2002'de Alman GSG-9 timine bağlı tetikçiler tarafından öldürüldüğüne dair çok ciddi, kuvvetli iddialar var. Bu suikastta Alman timine Türkiye'deki Gladio'ya bağlı unsurların mesela bazı emniyetçilerin de yardımcı olduklarını öngörmek zor değildir!
*
Hablemitoğlu'nun yazdığı son kitap 'Köstebek' adını taşıyordu: Ne var ki, kitabın yayınlanması Hablemitoğlu hayatını kaybettikten birkaç ay sonra mümkün olabildi!
Köstebek'te, günümüzde Paralel Yapı olarak bilinen malum örgüt anlatılıyordu...
Hablemitoğlu, örgütün CIA, BND, MI6 gibi yabancı istihbarat servislerine taşeronluk yaptığını yazmıştı!
*
Necip Hablemitoğlu'nun, 2001 yılında ise 'Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası' adlı kitabı yayınlanmıştı:
Bu kitaptan dolayı, Derin Almanya'nın kontrolündeki vakıflardan üçü (Konrad Adenauer, Friedrich Ebert ve Heinrich Böll) Hablemitoğlu'na dava açtılar.
Her üç dava da Necip Hablemitoğlu'nun lehine neticelendi. Hablemitoğlu, ilk davanın sonucunu (8 Ekim 2002) görecek kadar yaşasa da, diğer ikisinin karara bağlanışını (1 Mayıs 2003 ve 4 Aralık 2003) göremedi!
Hablemitoğlu Suikastı'nda 'arzın merkezine seyahat edilemeyişinin' sebebi nedir?
Yargı'da ve Emniyet'te bu suikastın aydınlatılmaması için seferber olanlar kimlerdir?
*
Türkiye'de faaliyet gösteren Alman vakıfları, TESEV ile de yakın ilişki içerisindedir.
Mesela 'TESEV'ciler Almanya'da Friedrich Ebert Vakfı'na böyle rapor verdi' başlıklı haberi hatırlıyoruz!
(10 Mayıs 2013) TESEV'in Köln'de yaptığı bu ziyarette Paralel Medya mensubu bir gazeteci de yer almıştı.
Paralel Medya'nın yıllardır 'baş tacı' yaptığı İshak Alaton, TESEV'in kurucularındandır...
Önde gelen baronlardandır. Alaton, Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başına getirilmesinden birkaç gün sonra, Paralel Medya'dan bir yazarla sohbet etmiş, 'CHP'ye en büyük kötülüğü Deniz Baykal yaptı' demişti! (27 Mayıs 2010)
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da TESEV'in kurucu isimleri arasında yer almıştır. Amerikancı İsrailci Paralel Yapı'nın candan destekçisi konumundaki Ecnebi Kemal, 'Bank Asya'ya el konulması' bahsinde kimi tartışmalar yapılırken adı geçen bankaya koltuk çıkmıştı!
Kılıçdaroğlu'nun, Deniz Baykal'a kaset operasyonu yapılacağından, Kasım 2009'daki Almanya ziyareti sırasında (O dönemde CHP Grup Başkan Vekili idi) haberdar olduğunu biliyoruz!
İşte bu 'haberdar edilme'nin, Türkiye'deki derin baronlarla irtibatlı bir biçimde BND marifetiyle yapıldığı öne sürülüyor.
Kılıçdaroğlu, 30 Mart yerel seçimleri öncesinde ABD'nin Ankara Büyükelçisi ile neredeyse 'haftalık olağan görüşme' yapacak hale gelmişti. Ardından da Washington'ı ziyaret etmişti!
*
BND, uzun yıllar boyunca CIA ve MOSSAD'la yakın işbirliğinin dahi ötesinde 'eklemlenmiş' vaziyette faaliyet gösteriyor.
Almanya'da yayınlanan Frankfurter Allgemeine Zeitung'un eski editörlerinden Udo Ulfkotte, kısa bir süre önce 'CIA'in kendisi dâhil birçok Batılı medya mensubuna rüşvet verdiğini' ifşa etmişti!
Dikkat: Ulfkotte 'Almanya'nın hala daha ABD'nin sömürgesi olduğunu' da söyledi!
Yenişafak
Hiç yorum yapılmamış
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER
ÖNE ÇIKANLAR Tümü
Zekeriya Say : “Yalanın bacağı” artık kırılmalı!
555 kez izlendi
Salih Tuna : Bıyık da yetmiyor
557 kez izlendi
Ergün Diler : Adidas
1476 kez izlendi
Zafer Şahin : AYM’de kimin dediği oldu?
2185 kez izlendi
EN POPÜLER GÜNÜN YAZISI
YAZARLAR
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.