Sesli Makale

30 Eylül 2015

Kemal Kılıçdaroğlu, Brüksel'deki temasları sırasında “Suriyeli mülteciler için Türkiye üzerine düşeni yaptı, ancak Avrupa yapmadı” diye konuştu!
'Öğleden sonra günaydın!' dedikten sonra soruyorum:
Hangi, Kemal bu?
El Cevap:
Türkiye'mizin kucak açtığı Suriyeli mültecilerden duyduğu rahatsızlığı; seçim öncesinde “İktidara gelirsek hepsini geri göndereceğiz” sözleriyle dışa vuran 'Çarkçı' Kemal!
*
Kılıçdaroğlu, Almanya'nın Köln şehrinde ise 1 Kasım seçimleri için yurtdışındaki sandık güvenliği konusunda bir soruyu cevaplandırırken şöyle demiş:
“Konsolosluk memurlarının yanı sıra, din görevlileri de sandıkların başında bulunmalı; bu, bir anlamda seçim güvenliğinin garantisidir. Din adamları yalan söylemez, sahtekârlık yapmaz, herkese eşit davranırlar…”
*
Bir an için, bu sözleri; Kılıçdaroğlu'nun değil de Davutoğlu'nun söylediğini varsayalım:
-Nasıl da laikçi bir gümbürtü kopartılırdı?
AK Parti'nin “din istismarcılığından” girilir, “gizli ajandasından” çıkılırdı!
CHP'nin, “Paralel Yapı güdümlü” vekili Mahmut Tanal soluğu nerede alırdı, mesela?
*
Kılıçdaroğlu'nun Almanya'daki seçim turunda “böyle konuşmasının” bir nedeni olmalı!
Dikkat, buyurunuz….
YSK'nın, AK Parti'nin “Haydi Bismillah” diyen seçim şarkısını yasaklamasının hemen ardından; bu sözleri sarf etme ihtiyacı hissediyor, Kılıçdaroğlu!
*
Koştura koştura “Haydi Bismillah”ı YSK'ya şikâyet eden kim? CHP'de yer alıp da, Paralel Yapı'nın “uzaktan kumanda” ettiği Mahmut Tanal!
Tanal'ın işbu gayretkeşliği; CHP'nin dini konulardaki ikiyüzlülüğünü, gizlemeye çalıştığı laikçiliğini bir kez daha deşifre ediyor.
Şimdi de…
Besmele'ye olan hazımsızlıklarını dışa vurdular.
Dini değerlere husumet mi, CHP'nin genlerinde var!
*
YSK'nın imza attığı işbu yasakçılıkta; Mahmut Tanal aktör, Kılıçdaroğlu da rejisördür…
Aynı Kılıçdaroğlu, Almanya'da din adamlarıyla ilgili “kulağa hoş gelen” sözler sarf ederken, bu defa kendisi aktörlük yapıyor; böylelikle de Haydi Bismillah'a yasak getirilmesiyle gördükleri tepkiyi bloke etmeye çabalıyor!
*
Almanya demişken; tam da burada, bir “ara kalıp” yapalım…
Kılıçdaroğlu, Kasım 2009'da Frankfurt'ta yaşadığı fevkalade enteresan hadise hakkında açıklama yapmaktan hala daha kaçıyor! Kemal Bey'in, bu tarihten sadece birkaç ay sonra Deniz Baykal'ı hedef alan kaset operasyonundan önceden nasıl (veya hangi yöntemle) haberdar edildiğini bir de bu vesileyle soruyorum!
*
Bir başka mevzu daha var…
BBC'ye konuşan Kılıçdaroğlu'nun Terör Partisi HDP'yi “şirin göstermeye” çalıştığı gözlerden kaçmadı…
Baronsal Kemal Bey'in CHP'si, 7 Haziran'da HDP için Kızılay'lık yapmıştı.
Kılıçdaoğlu, PKK terör örgütünün uzantısı olan HDP'yi sanki “PKK'dan farklı imiş gibi” göstermeye yelteniyor, şu sıralar!
Pazar günkü Hürriyet'te, Kılıçdaroğlu'nun “PKK'nın hedefi HDP olabilir” şeklindeki sözleri birinci sayfada yer bulmuştu.
CHP lideri “PKK'nın terör eylemleri tamamen HDP'yi zor durumda bırakıyor. Şahsen; PKK'nın, HDP'nin barajın altında kalması gibi bir amaç taşıdığını düşünüyorum…” diyor!
Böylelikle, bir kere daha aklımızla alay ediyor.
*
PKK'nın terör eylemlerine bütün hücreleriyle destek veren…
Tepeden tırnağa, parti mensuplarıyla vekilleriyle terör örgütüne yardım ve yataklık yapan HDP'yi…
Utanmadan “mağdur” ve de “masum” gibi göstermeye kalkışıyor, Kılıçdaroğlu!
Teröristbaşı Cemil Bayık'ın, 7 Haziran'da HDP için Kızılay'lık yapan “herkese” teşekkür ettiğini; 1 Kasım için de terör örgütünün partisine “oy” istediğini…
Yine utanmaksızın; göz ardı ediyor, CHP lideri!
*
HDPKK'nın destekçisi Baronsal Hürriyet mi?
Kılıçdaroğlu'nun işte bu sözlerini başlığa çıkarıp, CHP genel başkanının yapmaya çalıştığı düzenbazlığa gönülden ortak oldu!
Doğan Medyası'nın, Terör Partisi HDP'ye ve onun bağlı ve bağımlı olduğu PKK terör örgütüne destek verdiği aşikârdır.
Bunun sayısız örnekleri ortada dururken…
Aydın Doğan'ın “PKK'nın bir numaralı düşmanıyım” lafları; göz boyamadan, hikâyeden ibarettir.
Bir başka deyişle, PKK'ya düşmanlığı numaradandır!
*
Terör Partisi HDP'nin Eş Genel 'Piyonu' Demirtaş'ın, partisinin Hamburg'taki mitinginin öncesinde düzenlediği basın toplantısında duvarda 12 ülkenin bayrağı ile PKK'nın paçavrası asılıydı; buna mukabil Türk Bayrağı yoktu!
İşte, Paralel mensubu ağabeyler ve ablaların kapı kapı dolaşıp; canla başla oy istediği HDP, işte budur!
Doğan Medyası'na ait CNN Türk'ün “Oy ver, kurtul!” dediği; Doğan Haber Ajansı'nın “Diktatörden hesap sorun, oyunuzu HDP'ye verin!” diye uğruna tweet attığı Terör Partisi, işte budur!

Not: HDP, Alman basınının yoğun ilgi gösterdiği toplantıyı TRT ve AA'nın takip etmesine izin vermemiş; Doğan Haber Ajansı ile Paralel CHA'yı ise içeriye buyur etmiş! Yani? Sürpriz yok!

Yenişafak