Sesli Makale

Almanya'da ikamet eden Tuğrul Selmanoğlu adında bir aktivist var. Kendisi, Recep Tayyip Erdoğan hayranı ve bu hayranlığını yayınladığı videolarda gösteren biri...
Önceki gün çok ilginç bir şey yapmış Tuğrul Selmanoğlu...
CHP Genel Merkezini arayıp, bir yetkili ile konuşmak istediğini söylüyor. Uzun bir bekleyişten sonra kendisini "Genel Başkan Yardımcısıyım" diyen birine bağlıyorlar...
Şikâyeti sorulan Tuğrul, "Ben 7 göbek CHP'liyim. Seçim bildirgenizi okudum, mitingleri de takip ediyorum. Adayımızdan da çok memnunum. Ama kılık kıyafetle ilgili hiçbir şeyden bahsedilmiyor. Ben burada sokağa çıktığım zaman kendimi Suudi Arabistan'da gibi hissediyorum. Bu son 5-6 yıldır böyle. Biz laik bir ülkeyiz. Bu konuda bir çalışmanız, sözünüz yok" diye yakınıyor. 
Kendisini, "Genel Başkan Yardımcısı" olarak tanıtan telefonun diğer ucundaki kişi, "Bak sevgili kardeşim" diye söze başlıyor ve CHP'nin planını bir bir anlatıyor.
"Çok güzel bir konuya parmak basıyorsun. Biz hassas bir süreçten geçiyoruz. Biz şimdi kılık kıyafet konusunda Türkiye'nin durumunu biliyoruz. Ama biz, en iyi hâlimizde bile yüzde 70'e karşılık, yüzde 30-35 durumundayız. Ama bu hakları kazanma adına biz önce iktidara gelip eğitim sistemimizi değiştirirsek, senin söylediklerin zaten kendiliğinden oluşacak. Ama bana sorsan ben bu işi devrim yapar gibi yapmak isterim. Ama şu anda şartlarımız buna müsait değil!"
Tuğrul Selmanoğlu, "Yani bunlar ileride olacak" diye sözlerini teyit etmesini istiyor "Evet, ileride olacak bunlar" diye cevap alıyor. 
Kemal Kılıçdaroğlu "Bizim başörtüsüyle ilgili bir problemimiz yok" diyordu değil mi? Muharrem İnce, "Hangi çağda yaşıyoruz. Bundan sonra başörtü yasağı, kılık kıyafet yasağı geri getirilemez" diyordu değil mi? 
Demek ki varmış!
Demek ki "Hele bir iktidara gelsinlermiş, o zaman gerekirse devrim yapar gibi kılık kıyafet yasağı getirirlermiş" değil mi sevgili kardeşim? 
Geçelim bir başka hassas meseleye...
Habertürk'ten Ece Üner'e konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, FETÖ ile mücadele konusunda bazı şeyler söyledi. Kimse üzerinde durmadı ama o sözler çok çok önemliydi. 
"FETÖ konusunda içeride olanların tamamı mağdur. Biz iktidara geldiğimizde FETÖ’nün siyasi ayağını bulup yargılayacağız. 16 yıl bunlarla kim iş birliği yaptıysa onlardan hesap soracağız" dedi CHP lideri...

16 yıl bunlarla iş birliği yapanlar diyerek işaret ettiği kişi Erdoğan ve AK Partililer... 
Yani Muharrem İnce ile Meral Akşener'den sonra Kılıçdaroğlu da Avrupa'ya selam çakmak adına Recep Tayyip Erdoğan'ı yargılayacağını söylüyor. Erdoğan ve AK Parti’li isimlerin yargılandığı bir ülkede, bir zamanlar onlara destek veren seçmenlere dokunulmayacağını düşünmek için ahmak olmak gerekiyor. 
Şuraya kadar yazdıklarımdan çıkan sonuca göre, bunlar iktidara geldiğinde kılık kıyafet yasağı geri getirilecek, Erdoğan ve Erdoğan'a gönül veren herkes yargılanacak. 
Peki bu sırada kimler özgürlüğüne kavuşacak?
1- Selahattin Demirtaş isimli terörist çıkarılıp başkan yardımcısı yapılacak. 
2- İçerideki FETÖ'cü darbeciler ve vatan hainleri serbest bırakılacak. 
Serbest bırakılacak bir de üçüncü bir kişi var ki onu da önceki gün HDP Eş Başkanı Pervin Buldan açıkladı: "Bizim ilk işimiz önderimiz, liderimiz Abdullah Öcalan'ı serbest bırakmak olacak" dedi. 
Bir diğer Eş Başkan Sezai Temelli "İlk işimiz Afrin'i T.C. askerinden temizlemek olacak" dedi. 
Bunlar burada dursun, biz diğer liderlerin söylemlerine de şöyle hızlıca bir göz atalım:
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu önceki gün, FETÖ'nün bir zamanlar başörtüsü ile ilgili söylediği sözlerini aynen tekrarladı. "Başörtüsü bir hanım için simgedir ama İslam'ın kendisi değildir. Yani bir unsurdur, başörtüsü. Fazla abartmayın!" dedi.
Saadet'in, kimlerin oyuncağı olduğunu, kimlerin kucağında dans ettiğini görmemiz bakımından hayli önemli bir açıklama...
Devam edelim...
HDP'nin Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş Fransız gazetesine verdiği demeçte "Ben Kürdistan'ın başkenti Diyarbakır'da göz altına alındım ve buraya getirilip hapse atıldım" diye açıklama yaptı. 
Sadece bununla sınırlı değil söyledikleri…
HDP’den bahsederken, “Bu parti Abdullah Öcalan’ın üzerinde 20 yıl çalıştığı en büyük hayaliydi ve en büyük eseri oldu” diyor. Hani, “HDP ile PKK ayrı” diyorsun ya. Aynı mı ayrı mı gör diye hatırlatayım dedim. 
Devam…
Meral Akşener darbe yapanlara "Ana kuzuları", darbeyi bastıranlara "eli kanlı katiller" demeye devam etti. 
Şimdi bunları yazdım diye, "Seni bir korku sarmış. Erdoğan kaybediyor diye bunları yazıyorsun" diyen birileri olacak, biliyorum.
Yahu değil kardeşim, vallahi değil. Boşuna hayal kuruyorsunuz. 24 Haziran gecesi avucunuzu yalayacaksınız.
Orası ayrı bir konu...
Bütün bunları şundan dolayı yazıyorum. 
Birileri iktidara gelebilmek uğruna ülkeyi cehennem topuna çevirmek istiyor. Dillerinde huzur ve kardeşlik, gönüllerinde kin, nefret ve öfke var, bunu göremiyor musunuz? 
Belki gözünüzün önünde olanları göremiyorsunuzdur, belki birilerinin size bunları tekrar tekrar anlatması gerekiyordur diye uyarıda bulunuyorum.
Vatana, bayrağa, millete, toprağa ve şehitlere karşı bir sadakatsizlik yapmak üzere olduğunuzu hatırlatmaya çalışıyorum. Büyük bir vebale ortak olmamanız için kardeşlik görevimi yerine getiriyorum.

yazının kaynağı