Sesli Makale

Başkan Erdoğan’ın tespitini yaptığı gibi Türk ekonomisinde olan bitenin gerçek bir ekonomik nedeni yok. Özellikle döviz kurunda yaşananlar Türkiye ile Amerika arasındaki siyasi anlaşmazlığa dayanıyor. Üstelik Başkan Trump’ın “Türkiye ile aramız şu anda iyi değil” vurgusunu yaptığı tweet’inde işaret ettiği gibi bu geçici, çözümü olan bir siyasi anlaşmazlık. Aslında o tweet “şimdilik” diyen Başkan Trump’ın yakın zamanda bir uzlaşma beklentisi olduğunu da gösteriyor buradaki uzman arkadaşlara göre. 

EKONOMİK GEREKÇE YOK 

Cumartesi günü Amerika’nın tüm büyük gazeteleri, başta New York Times ve Wall Street Journal, birinci sayfalarından manşetlerden, iç sayfalarda da tüm sayfa ayırarak Türkiye’yi mercek altına aldılar.

Her zaman yaptığım gibi “Acaba satır aralarından bir şey çıkarabilir miyim” diye dikkatle okudum.

Her konuyu ele almışlar ama hiçbir gazetede Türk ekonomisinin temelde zayıf oluğu söylenmiyor. Aksine dünyanın 17’inci büyük ekonomisi olduğu ve geçici yaşanan sorunların New York da dahil olmak üzere dünya piyasalarını alt üst ettiği vurgulanıyor.

Onlar da sorunların siyasi olduğunu belirtiyorlar ve sorunları Amerika ile yaşanmakta olan anlaşmazlığa bağlıyorlar. 

Evet ortada geçici bir anlaşmazlık var. Niyet olsa kısa sürede çözülüp yola devam edilecek. Ancak o güne gelinceye kadar Amerika, Türkiye üzerinde baskı politikasını sürdürmeye çalışacak.

AMERİKA’NIN BASKI POLİTİKASI

Ne yaptıklarını anlamak için günlerdir çeşitli ilgili birimler arasında tur atıyorum. 

Birimlere yakın kaynaklar yerine direkt birim kaynaklarına gittiğimden bir Türk gazeteciye bu aşamada fazla açık konuşma niyetleri olmadığını gördüm. Ancak şans eseri Rusya’ya konulan son yaptırımların sonuçlarını aldıklarında yine ilgili birimdeydim. Ne düşündüklerini, nasıl sonuçlar beklediklerini, benzer bir durum yaşamakta olan Rusya analizlerinden anlayabildim.

BEKLENTİLER İLE OYNUYORLAR

Genelde piyasalarda ve bizimki gibi hasas dengeli piyasalarda özellikle, beklentilerin etki gücü çok fazladır. 

Amerikan yönetimi de bunu bildiğinden özellikle döviz kurunu manipüle etmek için piyasa oyuncularının beklentileriyle oynuyor.

‘Yaptırım getireceğiz’ tehdidi beklentilerle oynama açısından en güçlü silah. Amerika, Türkiye’ye karşı bu silahı çekti ve stratejisini de ‘A bullet a day’ (Her gün yeni bir kurşun) olarak anlatıyorlar.

Yeni yaptırım geleceği beklentisine kapılan piyasa oyuncuları daha bugünden o gelecekteki yaptırımı fiyatlamaya başlıyorlar ve sonucunda ortada ekonomik temelde gereken bir neden olmadığı halde döviz kurları artabiliyor.

Piyasanın dengesi bir defa böylesine bozulabildiğinde de bunu toparlamak zorlaşabiliyor.

yazının kaynağı