Sesli Makale

Bundan bir süre önce Paris terör saldırısına uğradığında, bir tek Fransız “muhalif” çıkıp da, “bu ülkeyi yönetemiyorsunuz” dedi mi?

Hayır, demedi.

Bilakis, tüm Fransa teröre karşı tek yürek oldu. Haliyle, bütün dünya da teröre karşı Fransa'nın yanında yer aldı.

Peki, Sultanahmet'i terör dün vurulduğunda bizdeki “muhalif takımı” ne yaptı?

Hadi, Sayın Erdoğan'a ve AK Parti'ye zararı dokunur umuduyla nerdeyse “çak” yapan sosyal medya şebeleklerini geçelim.

Evet geçelim, zira, içlerinde en aklı başında olması gerekenlerden biri (güya sanatçı olanı) AK Parti'yi eleştirmek sadedinde, “dışarda ve içerde hatalar yaptık demeyecekler, güçlü Türkiye'nin düşmanları iş başında açıklaması yapacaklardır” diyebildi.

Geçmeyip de ne yapacaksınız Allah aşkına!

“Korkunç hataların faturası” diyerek, terörü adeta meşrulaştırdığının farkında bile olmayan bu aklı evvelin üzerinde duracaksınız da ne olacak?

Evet, bunları geçelim…

Ya bu ülkenin ana muhalefet partisi liderini ne yapalım?

Partisinin grup toplantısında bakınız dün ne dedi: “Turizmin kalbinde, Sultanahmet'te bomba patlayacak, siz hiçbir önlem almayacaksınız. Sonra ne yapacaksınız? Ambulans gitmeden yayın yasağı getireceksiniz. Bu hükümet, ülkeyi yönetemiyor…”

Ambulanslardan yaklaşık 1 saat sonra yayın yasağı geldiğini bildiği, bilmesi gerektiği halde, Sayın Kılıçdaroğlu'nun alenen yalan söylemesine bir şey demiyorum.

Madem gündüz gözüyle böyle yalanlara tevessül ediyor, siyaset etme tarzı budur deyip, “saygı” duyarım, hatta vaktim olsa sabah akşam severim.

Ne ki, seçmenin bu tarza pek “saygısı” yok, bunu da her seçim gösteriyor.

Fakat, mevzumuz bu değil.

Ana muhalefet partisi lideri olarak Sayın Kılıçdaroğlu'ndan beklenen, ülkemizin kalbine yapılan söz konusu terör saldırısına estek köstek yapmadan, güçlü bir tepki göstermektir.

Hem “turizmin kalbinde” diyerek saldırının vahametinin altını çizecek hem de neden acil bir şekilde yayın yasağı getiriliyor diyeceksiniz.

Nedir bu?

Daha doğrusu Kılıçdaroğlu ne istiyor, “turizmin kalbinde” parçalanmış insan cesetlerini dünyaya göstermek mi?

Kaosa katkı sunmak, terörün propagandasını yapmak değilse nedir bu?

Tamam, muhalefet muhalefetliğini yapacak, iktidarı kıyasıya eleştirecek, güvenlik zaafı var mı yok mu dibine kadar sorgulayacak, ama, teröre karşı tek yürek olmak gerektiği bir zamanda değil.

Siz şayet kendi ülkenizde böylesi menfur saldırılar karşında birlik olamıyor, arıza çıkartmaya çalışıyorsanız, hangi yüzle bütün dünyanın yanınızda olmasını bekleyeceksiniz ki?

Bir süredir CHP maalesef böyle.

Basın özgürlüğü diyorlar, milletvekilleri televizyon kanalı basıyor. Teröre karşıyız falan diyorlar, genel başkanları terör propagandasını arkalıyor…

CHP Genel Başkanı mahut grup toplantısında, terör örgütünün propagandasına alet olduğunun farkına vararak özür dileyen Beyaz için de şunu dedi: “Kardeşim neden özür diliyorsun sen ya? Yürek yok mu sende, cesaret yok mu, dik durmak yok mu? Neden özür diliyorsun?..”

Terör örgütü, özür dilediği için Beyaz'ı “dik durmamakla” eleştirmişti.

Sayın Kılıçdaroğlu'nu da bu “dik duruşundan” ötürü tebrik ederler artık.

Ne diyeyim, sağlık olsun.

Yenişafak
13 Ocak 2016