SİYASET

Salih Tuna : Seni de rakıyla kandırmadılar mı?

Tarih
19 Eylül 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
Salih Tuna

Müstevliler, yani, işgalcilerimiz asla vazgeçmeyecekler, kuşatmaya sürgit devam edeceklerdir.

Bakmayın siz, Biden'ın gelip gerdan kırmasına, bizden daha dostunu bulamazsınız demesine, tepki göstermekte keşke bu kadar gecikmeseydik diye yazıklanmasına…

Gördünüz; değişen hiçbir şey olmadı.

Biz Fetullah'ı iade edin derken, onlar kalktılar ABD Kongresi'nde firari bir FETÖ'cünün propaganda yapmasına izin verdiler.

El - Kaide veya DAEŞ mensubu birinin TBMM'de konuşma yaptığını düşünebiliyor musunuz?!

Merkez üssü ABD olan küresel güçlerin Almanya ayağı da ABD'den pek farklı değil.

Türk asıllı Alman vatandaşlarının evlerine Türk bayrağa asmaları yasak ama PKK gösterileri serbest…

Avrupa, Hollanda'dan Belçika'ya kadar hep aynı…

İngiltere derseniz, her zamanki gibi; en son olarak terörü bahane ederek işi elçilik kapatmaya kadar vardırdı.

Batı haktan haklıdan yana değil, güçlüden yanadır her zaman. Tek putları var: menfaat.

Türkiye'nin tek vatan, tek bayrak, tek millet, tek devlet olarak devam etmesi ABD'nin menfaatine uymuyor.

Bu artık kesin, bunu tartışamayız.

Ekonomik krizden suikastlara kadar her yolu deneyecekler.

Şunu gayet iyi biliyorlar ki Erdoğan'ın güçlü ve kuşatıcı liderliği sürdüğü müddetçe Türkiye'yi teslim alamayacaklar.

Şükür ki şükür, onca yıldır oluşturmaya çalıştıkları algı faaliyetleri ellerinde patladı.

En çok güvendikleri 17- 25 Aralık yolsuzluk susturuculu darbe girişimine de artık herkes uyanmaya başladı.

Geçen gün Soner Yalçın, 17-25 Aralık 2013'ün iktidara karşı örtülü bir darbe kalkışması olduğunu söyledi.

Dün de Ahmet Hakan, “17-25 ARALIK FETÖ'nün 'yolsuzluk' gerekçesine yaslanmaya çalıştığı pusucu bir darbe girişimiydi..." şeklinde
yazdı.

Sözcü gazetesi yazarı Oray Eğin de liberal maskeli çakalların Erdoğan nefreti üzerinden FETÖ işbirlikçiliği yaptıklarını anlattığı yazısında şunu
dedi: “Bu sesi çok gür çıkan ama niteliği sivrisinek büyüklüğündeki düşük liberal koronun son yarattığı düşünce terörü kendilerinden olmayanı 'Tayyip'çi' diye damgalamak. Ortada seçilmiş bir iktidar ve gizli kapaklı işler çeviren bir suç şebekesi varsa ve illa bunlardan biri seçilecekse çok tereddüde lüzum yok…"

Demem o ki, herkes büyük oyunu gördü, ve kumpas çöktü.

Sıra geldi gerçek dindarlarla gerçek Atatürkçüler arasındaki duvarları yıkmaya.

En kısa sürede bu duvarlar da yıkılacak, bozguncular dımdızlak ortada kalacaklardır.

Yazık ki, emekli amiral Özden Örnek gibiler sanki bu duvarların yıkılacak olmasından rahatsız olmuşçasına “bozguncuların" yollarına taş döşüyorlar.

Efendim, “aldatıldık" demekle olmazmış.

E'e ne olacak peki?

FETÖ'nün yapamadığını yapıp Erdoğan'ı mı yargılayacaksınız?

Erdoğan olmasaydı, (15 Temmuz FETÖ saldırısından sonra) üzerinde bağımsız bir mahkeme kurulabilecek bir vatanımız olacak mıydı?

Erdoğan olmasaydı, FETÖ sizden istediği zaman istediği kadar “darbe günlüğü" üretemez miydi?

Kaldı ki, siz “aldatılmadınız" da ne oldu?

FETÖ kılcal damarlarınızda fink atarken 27 Nisan 2007'de çocukların “sordum sarı çiçeğe" ilahisinin peşine düşmediniz mi?

Hele bir düşünün…

Bin tane FETÖ yan yana gelse, Mareşal Fevzi Çakmak'ın ellerine kelepçe vurabilir miydi?

Bu millet buna izin verir miydi?

Peki ne oldu da Ergenekon ve Balyoz kumpasıyla içeri atılmanıza, 15 Temmuz gecesi tankların önüne yatan bu yiğit millet sesini çıkarmadı?

Neden malum “kumpasa" inandı da hiç sorgulamadı?

Ne yaptınız da bu millet size inanmadı, hâlâ sorgulamayacak mısınız bunu?

Sahi ne yaptınız?

Bu milletin 27 Mayıs'ta Başbakanını mı astınız, 28 Şubat'ta yaz aylarında çocuklarının Kur'an okumayı öğrenmesini mi yasak ettiniz?

Hem söyler misiniz, bu FETÖ denen alçaklar sürüsü darbe yapmayı kimden öğrendi?

TSK'ya 40 yıl boyunca darbe yapma inisiyatifini ele geçirmek için sızmadılar mı?

Onlar sızarken, yüzlercesi general düzeyine ulaşırken siz ne yapıyordunuz?

Emekli Albay Hasan Atilla Uğur'un dediği gibi çok iyi takiye yaparak, evlerini Atatürk posterleriyle donatarak, rakı içerek, dans ederek, başörtüsü gibi “irtica" tesmiye ettiğiniz her şeyden uzak durarak ayakta uyutmadılar mı sizi?..

Bu ülkenin geçmişinde, Necip Fazıl'ın ifadesiyle, “Allah demenin yasak olduğu" dönemler oldu.

Dolayısıyla “münafıkların" böylesi bir ülkede “dindarları" Allah'la kandırması gayet anlaşılır bir şeydir.

Daha da anlaşılır olan, Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın bunu “kandırıldık" diye mertçe dermeyan etmesidir.

Anlaşılır olmayan, “bizi de rakıyla, dansla kandırdılar" şeklinde itiraf etmesi gerekenlerin ne yaptıklarını, FETÖ'ye nasıl yol açtıklarını hâlâ görmek istememeleridir.

Hepsinden geçtim, amiral düzeyine gelmiş biri olan Özden Örnek nasıl olur da meseleyi Çölaşan veya Bekir Coşkun düzeyinde temellük eder?

ABD'nin, Fetullah Gülen'i 21 Mart 1999'da (yani, AK Parti'nin kuruluşundan 3 yıl önce) neden Pensilvanya'ya “hizmete" aldığını hâlâ nasıl fehmedemez?

ABD çeşit olsun diye mi bunu yaptı?

Bülent Ecevit o tarihte kimlerin icbarıyla telefonla Fetullah'ı arayıp, “Mutlaka ABD'ye gitmelisiniz" dedi?

Bu emekli amiral kimle dans ettiğinin farkında mı değil?

Yoksa bütün dansı bize mi?

Yenişafak
19 Eylül 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;