GÜNCEL

Salih Tuna : Erdoğan’a ossaat muhalif olmazsam namerdim

Tarih
15 Ağustos 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Salih Tuna

15 Ağustos 2015

Başgan Demo” geçen gün, “seni başkan yaptırmayacağız” şamatasını tekrarlayınca, “Tarihte bütün olaylar iki kez tekrarlanır; birinci kez trajedi, ikinci kez komedi olarak…” sözünü hatırladım.
Mezkur şamatayı, Hegel'in muz orta”sına Karl Marx'ınvole”yi çakmasından ibaret bu sözden daha iyi hiçbir şey hülasa edemezdi.
Seçim öncesi “PKK'ya ancak biz silah bıraktırırız” deyip seçim sonrası, “Bizim silah bıraktırma çağrımız işe yaramaz” diyen; vesayetçi çevrelere “emanet oylar” diyerek şirinlik yaparken Kandil'den ayar yiyince tornistan eden, Suruç katliamını “Saray Gladyosu” şeklindeki paralelci üfürüğüne bağlayıp sonra da “kimseyi itham etmek istemedim” diyen, PKK'nın uykusundaki 2 polisimizi şehit edişini “kirli” diye tanımlayıp sonra kendini tekzip eden “Başgan Demo”nun hallerini Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan, “radikal pişkinlik” olarak değerlendirmiş!..
Ben “komik” diyorum, sadece komik!

“Şiddetle, silahla arana mesafe koy ey AKP. Terörle arana mesafe koy…” ifadesi de, maşallah, Maho Ağa'yı aratmaz.
AK Parti veya halihazırdaki Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti kiminle arasına mesafe koyacak; (PKK'nın şehit ettiği) polis ve askerle mi?

Şiddetle aranıza mesafe koyması gereken sizsiniz beyim.
PKK'nın siyasal uzantısı olduğunuzu bize de mi inkâr edeceksiniz? Hayır yani, bize de mi lo lo?!
“Başgan Demo”nun seçimden sonra sergilediği performans nerden baksanız yerlerde…
Malumunuz, PKK'ya tek kelime edemedi.

En azından, “madem yol keseceksiniz, iş makinası, otobüs yakacaksınız, madem polisleri uykusunda öldürecek, trafik kazası ihbarıyla pusu kuracaktınız, madem karakollara intihar saldırısı düzenleyecektiniz ve madem çoluk çocuğunun yanında asker katledecektiniz bizi parlamentoya neden gönderdiniz” diyebilirdi.

Ağzını açamadı; PKK'nın HDP'ye yaptığı bir nevi “darbe”yi içine sindirmek zorunda kaldı.
Haliyle “ne işe yarıyorsunuz” sorusuyla yüzleşmek durumunda.

Öyle ya…
Barajı aşamasak bölge karışır, çatışma çıkar” yollu tehditle oyları topladınız da ne oldu?
Oy toplayamadığınız yerlerde “gizli oy açık tasnif” yöntemine rahmet okuttunuz da ne oldu?
Hulasa, barajı ziyadesiyle aştınız da ne oldu?
Barışı koruyabildiniz, çatışma çıkmasına engel olabildiniz mi?
Tam aksine, yaptığınız açıklamalarla, Kobani olaylarındaki gibi “çatışmalı ortamın” sorumlularından olduğunuzu maalesef ortaya koydunuz.
Sakın ola, AKP yüzünden demeyin, her şey herkesin gözleri önünde oldu.
Neydi o “askeri baraj” bahaneleri, neydi o “barış süreci bitmiştir” afra tafraları?
Barış süreci” devreye girer girmez, “Demokrasi gelmeden barış olmaz, sakın silahları bırakmayın, AKP'yle anlaşmayın” diyerek kendisini dağlara vuranların desteğini neyin karşılığında aldınız?
Hem (barış ortamının sona ermesinin müsebbibi olarak itham ettiğiniz) AKP olmasaydı ne yapacaktınız?

Kılıçdaroğlu
vekaletiyle Bahçeli'ye başbakanlık teklifi yaparak mı sürdürecektiniz “çözüm sürecini?”
Sayın Bahçeli'nin biricik koalisyon şartının, “çözüm sürecini sona erdirmek” olduğunu herkes kadar siz de biliyorsunuz.
Bütün bunları bildiğiniz için de, siyaseten fonksiyonunuzu kaybettiğinizi saklayarak raf ömrünüzü uzatmak, ne kadar kullanışlı olduğunuzu göstermek, Erdoğan nefretiyle malul hale gelen insan evlatlarına “ben olmasam Erdoğan başkan olur ha?!” şeklinde kıymet bildirmek ve Irkçı Siyonist networkun oluşturduğu Erdoğan algısında sörf yapmak için “Seni başkan yaptırmayacağız” sözüne can simidi gibi tekrar sarıldınız.

Şimdi burdan, bu köşecikten seslenmek istiyorum:
Sayın Erdoğan şayet Cemal Hasangillerin çizgisine oturan HDP'nin sayesinde başkan olsun benim için o an biter.
Ömrümün sonuna kadar da “muhalif” olurum.

NOT: Yazdığın yazıları da kişiliğini de biliyoruz beyefendi. Yazılarında paralelciler deşifre oluncaya değin pek sorun yoktu. Gerçi “Gezi”de de bel vermiştin. Ne ki, Gezi de paralelcilerden bağımsız değildi. Sonra “aydın aşiretine” katıldın. Demokratik siyasi iktidarı sandık dışı yollarla alaşağı etmeyi savunacak kadar da düştün. Lakin beni hiç şaşırtmadın. Karakterinin çok gevşek olduğunu bizzat görmüştüm. Onun için rahatlıkla şunu söyleyebilirim: Konjonktür elversin, “Zekeriya Öz dönsün onu başkan yapalım veya Bahçeli başbakan olsun” diyeceğinden hiç kuşku duymam. Her duruma müsait bir karakterin var. Yazık.

Yenişafak

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;