DÜNYA

Melih Altınok : Ya içindesin çemberin ya da dışında...

Tarih
18 Ekim 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
Melih Altınok
Bulunduğumuz coğrafya ateş yeri...

Komşularımız kazan gibi kaynıyor...
Suriye'de yüz binlerce sivilin öldüğü bir iç savaş var...
Irak darmaduman...
En iyi durumda olanı, Yunanistan, iflas etti...
Bölgede PKK- PYD ve IŞİD gibi terör devletleri kuruluyor...
ABD ve Fransız savaş uçakları havada Rus jetlerine teğet geçiyor...
16 Temmuz'a kadar darbe girişimi ve terörle kafasını içeriye gömmeye mahkûm edilen Türkiye ise nihayet başını kaldırdı.
"İçini" doğrudan tehdit eden bu kaosun gelip kendisini vurmaması için "ağırlığını sahaya koydu." Bu tabiri özellikle kullanıyorum.
Zira Ankara, apar topar, başkaları istediği için değil, "kararı" ve "planlaması" tamamen kendine ait olan bir operasyona soyundu.
Şu anda havadan vurdukları topraklarda "satrancı iteledikleri piyonlarla" oynayan küresel muktedirler gibi, Türkiye'de Özgür Suriye Ordusu üzerinden çıkarlarını kolluyor.
TSK destekli meşru Suriye muhalefeti kısa sürede IŞİD'i yerleştikleri yerden süpürüp attı.
Dün stratejik ve sembolik öneme sahip Darık ve Sorani bölgelerini "özgürleştirdiler." Tıpkı Cerablus'u temizleyip, sınırımıza tamamen hâkim ABD destekli bir PKK- PYD devletinin kurulmasını engelledikleri gibi...
Ancak dengeler bıçak sırtında.
Cumartesi gecesi Musul'a yürüyen ABD, kukla Bağdat merkezi hükümetinin ağzından Türkiye'ye "sakın gelme mesajları" gönderiyor.
Şairin dediği gibi, ya dün Antep'te üç şehit verdiğimiz terör saldırılarını "kaynağında" bitirip uzun vadeli çıkarlarına kendisi yön vermek için "o çembere" girecek...
Ya da serseri kurşunlardan korunmak için kapısını penceresini kapatıp "çemberin dışında" kalacak. Yani emperyalistlerin Türk halkı için önümüzdeki yüzyılda belirlediği senaryoya figüran olacak.
Sizce?

***

Yurtta sulh cihanda sulh nedir ne değildir?
Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada aktif ve cesur bir dış politika izleyip "geleceğine müdahil" olmasını geçmişten referanslarla eleştirenler yine Atatürk'ü araçsallaştırıyorlar.Gazi'nin "yurtta sulh cihanda sulh" düsturunu tekrar ederek onu örnek alın diyorlar. Cihanla savaşıp sağlanan o yurttaki barışın nasıl tahsis edildiği konusunda tek bir fikirleri yok oysa.Çok bir şey değil, sadece oturup, Atatürk'ün "sulh zamanı" Hatay'ı almak için cihanla yeniden savaşmayı göze almasının hikâyesini okusalar keşke.

***

Rusya'ya ve ABD'ye hak olan Türkiye'ye niçin lüks?
Rusya'nın Suriye'ye sınırını bile yok. Ama bölgedeki en etkin aktörlerden. Dün ABD'nin Musul harekâtını değerlendiren Putin rakibine sivillerin güvenliği konusunda uyarılarda bulunuyordu.
Binlerce kilometre öteden gelip bölgeyi dizayn etmeye çalışan ABD ve kimi AB ülkeleri için de durum farklı değil.
Buna karşın Türkiye'nin yüzlerce yıldır iç içe yaşadığı ve kilometrelerce sınırı olan komşularıyla ilgili uluslararası hukuktan doğan "tasarrufları" tartışma konusu yapılıyor.
Emperyalistlerin, bizi dışarıda tutma çabaları maddenin doğasına uygun. Neticede rakiplerimiz.
Ne var ki içeriden yükselen ve küresel muktedirlerin talepleriyle örtüşen "Aman başımız ağrımasın Ali Rıza Bey" nidaları bir hayli utanç verici.
Bu karşı duruşlarını maskelemek için de "barışçılık" kalkanı kullanıyorlar. Ama ABD ve diğer batı ülkelerinin bölgede yıllardır süren müdahalesinde, açık savaşta tek bir gün hatırlamadılar o barışı. Nedense sensörlerini harekete geçiren hep kendi ülkelerinin aldığı naif tedbirleri oluyor hep.


Sabah
18 Ekim 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;